Siyonizm’in Türkiye Sözcüsü HDP Başkanı mı
Va’d edilmiş topraklar/Arz-ı Mev’ud Siyonist Yahudilerin inancı hatta amentüsüdür. Yahudi Siyonistlerin iddia ettikleri va’d edilmiş topraklar Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin önemli bir kısmını da içine alan büyük bir coğrafyadır.
Tahrifatta sınır tanımayan Yahudi inancına göre, “Tanrı, üzerinde Büyük İsrail/Yahudi Devleti kurmaları için Yahudilere belli topraklar va’d etmiştir.” Hiçbir zaman gerçekleşmese de Yahudiler bu hülyadan vazgeçmemişlerdir.
Konumuz Yahudiler değil, konumuz Kürtleri İsrail’e köle yapmaya çalışanların densizliğidir.
Bildiğiniz gibi geçenlerde HDP eş başkanı Sezai Temelli, “Türkiye’nin en bereketli toprakları burası” dedikten sonra İsrail seviciliğini, “Buralar vadedilmiş topraklardır” diyerek açıkladı ve Yahudilere bir selamla bağlılığın yetmediğini düşünmüş olacak ki “Musa bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi” diyerek Siyonist İsrail’e bağlılığını perçinledi. İş Türkiye ve Türklere gelince de asıl kin ve nefretini kustu:
“Geldiler bu toprakları da kuruttular…”
Bu şu demektir:
Bu toprakları, yani büyük kısmıyla Kürtlerin yaşadığı bu bereketli toprakları Tanrı Yahudilere, İsraillilere büyük devlet kurmaları için vermiş!
Aslında söylenecek çok şey var, Kürtlere de Temelli’ye de kendimize de söyleyecek çok sözümüz var, ama mesele çok daha vahim. Bu söz öylesine söylenmediği gibi HDP Başkanı’nın bu açıklaması sadece Türklere de söylenmemiştir. Yani niyeti, amacı bambaşka.
Başta söyleyeyim, bizim kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Mubin’de Yahudilere sözü verilmiş toprak bahsi yoktur, Anadolu toprakları hiç yok. Dolayısıyla Yahudilerin bu iddiasını doğrulayacak ve bizim de kabul edebileceğimiz va’d edilmiş bir arsa parçası bile yok. Temelli, temeli Yahudi kaynakları olan bu coğrafya için Yahudilere söz verilen topraklar diyorsa bu onu başa getiren, partinin başında tutan ve buna ses çıkarmayanların ayıbı.
Biz;
“Yahudilere söz verilen topraklar” diyen Temelli’nin amacını biliyoruz, bununla nereye varmak istediğini de. Yapılan bu densizliğe sessiz kalamayışımız bundandır.
Dolayısıyla Sezai Temelli Kürtlerin yaşadığı bu toprakları için, “Yahudilere tanrı tarafından vadedilmiş topraklar” diyorsa bütün Kürtlerin ayağa kalkması gerekiyordu. Sadece İslami gruplar değil, bütün kesimlerin Temelli’ye, “Haddini bil! Bu topraklar başkalarının sadece mezarı olur” demeliydi.
Biz hiçbir zaman inanmasak da Kürtlerin haklarını savunmak amacıyla yola çıktığını iddia eden HDP, Sezai Temelli’nin bu densizliğini duyduğunda, “Saçmalama haddini bil, kimin toprağını kime veriyorsun?!” demeliydi.
Demedi,
Hiçbir HDP’li demedi, ama hiçbiri.
Doğrusu Kürtlerin siyasi, maddi, lojistik ve beşeri yönünden faydalanmak üzere kurulan HDP ve seleflerinin Türkiye’nin hayrına, Kürdü-Türkü ile bu milletin hayrına bir adım atmalarını bekleyecek kadar saf değiliz.
Ama neticede “insan” diyorsun, ümit kesmiyorsun, söz konusu vatan, toprak olunca bütün mülahazalar kenara itilir diyorsun…
İtmiyorlar.
Peki Sezai Temelli durup dururken neden bu topraklarımız için ‘va’d edilmiş topraklar” desin? Türk tarihinde, Anadolu tarihinde, Kürt tarihinde bu topraklar için, “Siyonist toprakları” denmediğine göre Temelli neden bu sözü söyleme gereği duysun?
Temelli bir temel attı,
Çürük de olsa bir temel attı.
Kürtleri İsrail ile kaynaştırma projesinin startını verdi. Hatırlayın, FETÖ elebaşı da “Haçlılar size bir zarar vermez” diyordu elemanlarına. O da elemanlarını Haçlılıkla kaynaştırma derdindeydi. Şimdi de Sezai Temelli aldığı talimat gereği Kürtlere, “Aslında bu topraklar Yahudilere söz verilmiş topraklardır, İsrail ile bu kadar iç içeyiz, bilin” demiş oldu.
Peki, Kürtler ne dedi?
Maalesef, hiçbir şey…
Günün birinde İsrail Temelli’nin bu sözünü hatırlattığında, dillerinden “İşgalci” sözcüğünü düşürmeyenlere bir çift söz daha söylemek isterdim.