Dolar (USD)
35.44
Euro (EUR)
36.18
Gram Altın
3060.39
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ocak 2025

​Siyonizm, insanlık alemi ve Türkiye için bir Tehdittir!

Filistin meselesi ya da Arap -İsrail savaşlarının temel sebebi Siyonizm’dir. Siyonizm, 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. 19. yüzyıl Avrupası’nın iki belirgin karakteri, ırkçılık ve sömürgeciliktir. Siyonizm’de bunlardan etkilenmiştir. Siyonizm’in bir diğer belirgin özelliği ise, dönemin diğer ideolojileri gibi din-dışı bir ideoloji olmasıdır. Siyonizm’in fikri öncülüğünü yapan Yahudiler, dini inançları çok zayıf kimselerdi. Hatta çoğu ateistti. Yahudiliği bir inanç birliği olarak değil, bir ırkın ismi olarak kabul ediyorlardı. Yahudilerin Avrupalı milletlerden ayrı bir ırk olduğu, onlarla birlikte yaşamalarının mümkün olmadığı, mutlaka kendilerine has ayrı bir yurt edinmelerinin şart olduğu iddiasıyla ortaya çıktılar. Filistin’i seçmelerinin nedeni ise dini değil, tarihseldir.

İsrail, Türkiye için bir milli güvenlik meselesidir. Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl, 1887 yılındaki bir konuşmasında “Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı’na. Sloganımız, David ve Solomon’un Filistin’i olacaktır.” demiştir. Bu durumda Fırat nehrinin çıktığı Erzurum ve Kapadokya’nın merkezindeki Nevşehir sınır olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizle Akdeniz ve İç Anadolu Bölgelerimizin bir bölümü Siyonistlerin nihai hedefleri arasında bulunmaktadır.

Filistin meselesi, ihanet ve siyozmin ortak sonucudur. Siyonistler Filistin’e gelene kadar, Yahudiler ve diğer etnik unsurlar Filistinlilerle birlikte barış ve huzur içinde yaşadılar. Onun içindir ki Siyonist olmayan Yahudiler, sadece Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin işgaline karşı çıkmakla kalmamakta, aynı zamanda Filistin’in tamamının işgaline karşı çıkmaktadırlar. Aslında Tevrat’a göre, Filistin’in tamamı Filistinlilere geri verilmelidir ve işgal altındaki diğer bölgeler de kanuni sahiplerine geri verilmelidir. Yine Tevrat’a göre, Yahudilerin kan dökmeye, başka bir halka zarar vermeye, onları aşağılamaya veya onları yönetmeye izinleri yoktur. Allah bizden “bir devletin tesis edilmesi için insan gücü kullanmamamızı, uluslara karşı isyan etmememizi, sadık vatandaşlar olarak kalmamızı, zamanından önce sürgünü terk etmememizi istedi. Bütün uluslar tarafından toprak bize verilse bile, onu kabul etmemize izin yoktur." der.

Müslümanlar, Kudüs’ü hak etmek zorundadır… Kudüs, evvelde Yahudilerin bilahare Hristiyanların en nihaiye Müslümanların olmuştur. Şimdi ise Siyonist Hristiyanların desteğinde Yahudilerin kontrolündedir. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur. Kudüs, tarihte hep güçlü olan devletler tarafından fethedilmek istenmiştir. Osmanlı’da onlardan biridir. Kudüs, tam 500 yıl Türk -Osmanlı İslam medeniyetinin himayesinde barış, huzur ve esenlik yurdu olmuştur. Yeniden sahip olmak istiyor isek şayet onu hak etmemiz gerekiyor.