Siyonistler kadar sabırlı mıyız?
İsrail terör devleti, 7 Ekim 2023’ten 26 Mayıs 2024’e kadar iki yüz günü aşkın bir sürede havada, karada, denizde Gazze şeridindeki şehirleri, kasabaları, köyleri ve mülteci kamplarını bombalıyor. Filistinliler için güvenli bölge kalmadı. Filistinliler nereye gidecek. Gazze’de her gün onlarca insan şehid oluyor, bir o kadarı yaralı kurtuluyor. Bunun daha vahimi İsrailli teröristler girdiği sivil bölgelerde silahsız insanları tutukluyor, bilinmeyen yerlere götürülüyor. Oralarda işkenceler, zulümler yapılıyor. Kurtulma şansları da olmuyor bu tutukluların. Kurtulabilenlerin çoğu sakat, çoğunun uzuvları kesilmiş bir halde bırakılıyor.
Siyonistler hakkında amansız
mücadelesiyle tanıdığımız yazar Aytinç Kantoğlu, Filistin için yapılan bir
oturumda şöyle konuşmuştu:
“Siyonistler sabırla yol aldılar,
gizlendiler yüzleri farklı farklıydı. İçleri, özleri birdir...
Şimdi artık gözle
görülür bir hedefe ve bir cihan zaptına ulaştılar, fail olarak açığa çıkmakta
sorun görmüyorlar. Soru şu; risk alıyorlar mı almıyorlar mı?
"Sen"
yoksan risk almıyorlar, demektir. Ama ya sen varsan!
"Sen"
var mısın?”
Haysiyetin ineceği bir yer kalmadı. Uluslararası
Ceza Mahkemesi, İsrailli teröristler için yakalama kararı çıkartıyor. Resmî
adıyla “Dünyayı Aydınlatan Özgürlük” bizim bildiğimiz adıyla Özgürlük Anıtına
sahip ABD ise senatörüyle, devlet başkanıyla hariciye reisiyle Uluslararası
Ceza Mahkemesini cezalandırmaya hazırlanıyormuş. Neyseki Kıta Avrupası, Uluslararası
Ceza mahkemesinin kararına uyacaklarını ve İsrailli yöneticilerin ülkelerine
yapacağı seyahatte tutuklanacaklarını bildirdiler de dünyada adalet ve hukuk sesleri
birazcık olsa da yükselmeye başladı.
Bugüne kadar Dünya üzerinde devlet
kuramamış; ancak, bütün devletleri emrine amade kılmış bir ideoloji varsa o da
Siyonizm’dir. Siyonistler, Dünya hâkimiyeti için bütün vasıtaları mübah görmüştür.
Bu emellerini yerine getirebilecek hangi yöntem tatbik edilecekse etmişler.
Dünyada yakın zamanda bile ortaya çıkan birçok facialara sebep olmuş birçok
hadisenin baş mes’ulüdür. Siyonistler, mesela Afganistan ve Irak işgali için 11
Eylül 2001’de İkiz kulelere yapılacak saldırıların planlayıcısı olmuşlar. Bugün
zavallı Ukrayna halkının başına getirdikleri palyaço bir Yahudi ile Ukrayna’yı Rusya’yla
kafa kafaya tokuşturuyorlar.
Bugün Siyonistlere karşı en büyük tepki
Türkiye ile birlikte İspanya, Rusya, İrlanda ve Baltık ülkelerinden geliyor.
Bunun sebebi buralarda Siyonistlerin hâkimiyetinin kırılmış veya kırılmakta olduğudur.
Meselenin anlaşılması için tarihten
küçük bir örnek vereyim:
İstanbul Yahudileri Prensi 1492
senesinde, İspanya baş hahamı (Chemor), merkezi İstanbul’da bulunan Yahudi
Parlamentosu’na (Grand Sanhedrin) İspanyol kanunundan dolayı kendisinin kovulmak
üzere olduğunu ve ne tavsiye edeceklerine dair bir mektup yazar.
Şöyle bir cevap alır: “Musa’nın yolundaki aziz kardeşim, katlanmak
zorunda kaldığın talihsizlikleri ve endişelerini aktardığın mektubu aldık. Bu duyduklarımızın
acısı içimize işledi.
Büyük Baba ve Hahamın tavsiyeleri şunlardır:
1-İspanya Kralının seni Hıristiyan olmaya mecbur ettiğini yazdığına gelince, onun
istediğini yap, aksi takdirde daha sonra istesen de yapamazsın. 2-Mallarını
yağma etme emrine gelince: evlatlarını tüccar yap, onlar da küçük küçük,
Hıristiyanların mallarını yağmalasın. 3-Canına kastetmek istediklerine gelince,
evlatlarını doktor ve eczacı yap, onlar da Hıristiyanlar’ın canlarını alsınlar.
4-Sinagoglarını tahrip etmek istemelerine gelince; evlatlarını rahip ve kilise üyeleri
yap, onlar da Hıristiyanların kiliselerini tahrip etsinler. 5-Şikâyet ettiğin
birçok sıkıntı verici olaylara gelince, evlatlarını avukat ve hukuk adamları
olarak yetiştir ve onların devlet işlerini karıştırdıklarını ve Hıristiyanları
senin boyunduruğun altına sokarak, dünyaya hâkim olmanı ve onlardan intikam
almanı sağlamalarını izle. 6-Sana
verdiğimiz bu tavsiyelerden sapma, çünkü bunları yaparak, senin ne kadar utanç
verici durumlara düştüklerini göreceksin ve gerçek güce ulaşacaksın. (İMZA)
İstanbul Yahudileri Prensi” (Nilus,
2004: 128-129).
Bugünkü Siyonistlerin fikir babası
Thedor Herzl, Yahudi ulusunun dünyaya yönelik fikrini şöyle ifade etmişti:
“Düştüğümüz zaman, devrimci, işçi sınıfı, devrimci partinin küçük memurları
oluruz. Fakat kalktığımız zaman, işte korkunç gücümüz o zaman ortaya çıkar.”
(Nilus, 2004: 28)”
Demek ki 1 Mayıslarda kimsenin “işçi
derdi” yokmuş.
İslam ümmeti özgür olana kadar var
mıyız? Kudüs ilk kıblemiz ve Gazze şerefimizdir.