Siyonist terörü
Nerede ise her ramazan ayında benzer cinayetleri işleyerek, mazlum Filistin halkına acı ve zulüm yaşatan İsrail yine yanıltmadı.
Ramazan ayının ortasındayız.
Ümmetin mağfireti için fırsat günlerinde, zalimliğini
tescillercesine kullandığı orantısız güç ile Müslüman avına çıktı ve ilk
kıblemiz olan mescid-i aksada ibadet
eden Müslümanlara hunharca saldırarak tüm dünyaya barbar olduğunu bir kez daha
haykırdı.
Terör devleti, mazlum
Müslümanların sadece başına bomba yağdırmıyor aynı zamanda en temel hak olan
ibadet etmelerini de engelleyerek İslam dünyanın nefretini kazanmıyor ve adeta
tüm dünyaya ben terör devletiyim bana kimse karışamaz diyerek meydan da okuyor.
Bu cesareti nereden alıyor sorusunun cevabi net.
Elbette bu cesareti ABD den alıyor.
ABD gâvuru her geçen gün azalan itibarını daha da alçaltan
bu duruşu ile şımarttığı piçine hâkim olamadığı gibi yediği herzeleri de sineye
çekme pahasına bu pespayeliğe karşı üç maymunu oynamaya devam ediyor.
İslam dünyası diyeceğim ama kocaman bir topluluk olmamıza
rağmen maalesef sadece adımız var.
Müslüman dünya başta yöneticileri olmak üzere derin
uykudalar ve din kardeşimize karşı yapılan bu zulme tepki dahi gösterme
erdeminden yoksun ve ezik bir tutum içindeler.
Yedi düvelle savaşan Yeni Türkiye’miz ise bu günlerde daha
zor bir dönemeçte.
Eski Türkiye özlemcilerinin tüm entrikalarına karşı var olma
savaşı veriyor.
İçeride ve dışarıda savaş tüm unsurları ile devam ediyor.
Böyle zor bir dönemde dahi Cumhurbaşkanımızın ağzından dökülen
şu cümleleri her açıdan önemsiyorum.
“Mazlum Filistin
halkının yanındayız.
Haremi şerif işgal
edilemez.
Mescidi aksa kırmızı çizgimizdir
ve işgaline müsaade edemeyiz.
İsrail polisinin
mazlum halka Saldırılar derhal durdurulmalı.”
Halkı Müslüman olan ülkelerin devlet ve hükumet başkanları
kış uykusunda mışıl mışıl uyuya dursun, Erdoğan’ın ilk anda yaptığı açıklamaya
benzer açıklamayı yapma cesareti gösteren nerede se tek dini kuruluş olan EZHERİ de tebrik etmek gerek.
Değerli okurlarım nerede ise her ramazan ayında saldırmak
için bir bahane bularak mazlum Müslümanların ibadetlerini engellemeyi kendine
görev addeden terör devletine dur demekte devletimize nasip olacak.
Korkunun ecele faydasının olmadığı bir gerçek.
Gâvurun korkulu rüyası olmasak önümüzdeki günlerde yapılacak
seçimlere bu kadar müdahil olmazlar.
Devletimiz güçlendikçe korkusundan altına edenlerin sayısı
her geçen gün katlanarak artmaya devam ediyor.
Sadece dışarda değil içeride de bu böyle.
Seçimi kendileri için garanti görenlerin son günlerde
yaşadıkları panikten anlıyoruz ki, korku dağları vücut kimyalarını bozmuş.
Kimi meclis kürsüsünden kurşun savururken, kimi yolda
bulduğu boş kovanları kaynak göstererek parti merkezlerine saldırı olduğunu
iddia ederek Donkişot’un gölgesi ile savaştığı gibi hareketler yaparak gülünç
duruma düşüyor.
Çaresizlikten kaynaklansa gerek, seçim sathı maline
irdiğimiz bu günlerde geçmişte yaptıkları gibi patates soğan üzerinden yeni
algı peşine düşenleri görüyoruz.
Aklıselim galip gelecek.
Bu bayatlamış tezgâhlarla kurduğunuz tuzaklar batışınızı
engellemeyecek.
Yine başaramayacaksınız.
Milletin kahır ekseriyeti olan biteni çok net görüyor.
Kimin eli kimin cebinde, kim tiyatro oyunları ile oyunda
oynaşta.
Kim samimi, kim değil.
Vatandaş olanın bitenin farkında.
Önümüzdeki günlerde siyaset ve seçim arenası daha da şenlendikçe
bel altı vuruşlar ve yalan ticareti de artacak.
Yalan dolan malum kesimin en güçlü silahı ve maalesef etkili
de oluyorlar.
Uyanık olmak gerek.
Uyuyanlar uyandırmak gerek.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.