Siyonist hücreler
Kasım 2004…
Felluce’de ABD mezaliminin
19’uncu yılı…
7 Ekim 2023…
Gazze…
Felluce’nin Netanyahu’suJames Glynn,
Gazze’de tecrübelerini katil İsrail’le paylaşıyor.
Firavunlaşmış devletler,
kurular, kurumlar, kuruluşlar, şirketler, holdingler, dernekler, terör
örgütleri ve sanatçı kisveli eşhas…
Firavunların da kahinleri,
gözbayıcıları vardı.
Bütün erkek çocuklarının
katline ferman veren Firavun’a bir Musa bebek hakikati haykırdı.
Firavun’un İsrail’i ise daha
şedit; bütün çocukları katlediyor; şehirleri, mabetleri, hayatı yok ediyor.
“Medeniyet denilen kahpenin”
yüzsüzleri Siyonizm’in yanında hizalandılar. Amerika Birleşik
Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Yunanistan…
Dehşeti perdelemek için medya
denilen aygıtı olabildiğince kullanıyorlar.
Gazze ve özelinde insanlık,
vahşi saldırılara karşı çaresizliğin kahredici kıskacında yürekler paramparça…
Mazluma adı sorulmayan
coğrafyada, dini, dili, meşrebi sorulur oldu. Gazze’de katledilenlere ağlamayı
“Arap seviciliği” diyerek yaftalayanlar, ne zaman, nerede, nasıl
Firavunlaştırıldılar, Siyonizm’in kulu, kölesi yapıldılar?
Bunlar aynı zamanda depremde,
yangında, heyelanda da insanları inançlarına, tenlerin göre renklendirdiler.
Terörle stratejik iş birliği içindeler.
“Sözcü”leri, Gazze’de
Firavun’un İsrail’in katliamlarından “operasyon” olarak bahsediyor. Fakat bir
tane bile öldürülenlere dair ifade yok. Bombam değil de sanki mısır patlatılıyor.
Siyonist hücreler…
Hamas’ı, terör örgütü ilan
ediyor.
Arapların Osmanlı’yı
sırtından hançerlediğini, kendi topraklarını Siyonistlere sattığı yalanını tedavülden düşürmüyorlar.
“Siyonistler, Osmanlı’nın intikamını alıyor.” demeye
getiriyorlar.
Katliam destekçileri…
Her yerde, her zaman
olageldi.
Fakat hiç böylesine açıktan,
pervasızca destekleyicileri olmamıştı.
Katliamı, devletlerarası dayanışmaya dönüştüren
azgınlar sürüsüne karşı insanlık hiç bu kadar eli kolu bağlı, çaresiz
kalmamıştı.
Hz. Musa, Firavunlaşmış
düzenlerin helak olması için mücadeleden asla geri durmadı.
Hakikat, yok edilemez.
Firavunlar, sularda boğuldu.
Faşistler ya intihar ettiler ya
da halkın kurşunlarıyla öldürüldüler.
İsrailoğullarının ve
insanlığın yeni Firavunu, Siyonist İsrail de mutlaka helak olacaktır.
Çünkü zulümle abat olanın,
ahiri berbat olur.
Sefer bizden, zafer
Allah’tandır.
Zulüm varsa sefer farzdır.
***
Mehmet Akif ERSOY 1912’den
(Balkan Harbi) sesleniyor:
“Gitme Ey Yolcu
(…)
Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın,
tükürün!
Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın,
tükürün!
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın,
tükürün!
Hele i'lanı zamanında şu mel'un harbin,
"Bize Efkar-ı Umumiyesi lazım
Garb'ın";
O da Allah’ı bırakmakla olur herzesini,
Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini
Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün”