Siyasi münafıklık (2)
Dostun da düşmanın da mert ve açık olanı makbuldür. Ancak batı kültürü insanlığın genetiğiyle oynayalı, münafıklık diz boyu. Sadece İslam değil, insanlığın da düşmanı olan batı, şimdilerde insanların fiziki genleriyle oynuyor, değiştirmeye çalışıyor. Ancak insanı asıl insan yapan şey, insanın metafizik, yani ruhi, yani manevi bünyesidir. İşte batının, insanın bu yönünü alabora edeli çok oldu. Mana dünyası bozulunca, insan bir gerip oldu, erkek eski erkek değil, kadın eski kadın değil. Büyük küçük, evlat ebeveyn, komşuluk, akrabalık, arkadaşlık, şefkat, merhamet, saygı, sevgi vs. insani değerler; batıda yok oldu, biz de ciddi yara aldı. İşte münafıklık vb. birçok ruhi hastalıklar da virüs misali, çoğalmaya başladı.
Allah (cc) Kur'an'ı Kerim’in
hemen ikinci suresinin başında, üç kısım insana dikkatimizi çekmiştir.
Birincisi
müminlerdir ki; onların vasıfları ilk beş ayette özetlenmiştir. Kur'an’ın
onlar için bir yol gösterici ve hidayet kaynağı oluşundan, sonra da gayba iman
dan ve İslam’ın temelini oluşturan ana vazifelerden söz etmiş
İkincisi
kafirlerdir; onların durumunu sadece iki ayette, altıncı ve yedinci
ayetlerde özetlemiştir. Çünkü kafirlerin küfrünü ve düşmanlıklarını bilir, ona
göre gardımızı alırız.
Üçüncüsü,
münafıklardır; bunların durumlarını ise geniş bir şekilde ele alarak 8.
ayetten 21. Ayete kadar geçen ayetlerde açıklanmıştır. Ayrıca Kur'an-ı Kerim’de
“Münafikun” yani münafıklar ismiyle özel bir sure de vardır. bu da münafıkların
ne kadar tehlikeli olduklarına dikkatleri çekmek içindir. Ta ki insanlar,
onlara karşı dikkatli olsun ve tuzaklarına düşmesin. Çünkü münafıklar, sinsi ve
kalleşçe davranırlar. İşte o ayetlerden bazıları:
“Allah onların kalplerini ve
kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve
onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır. İnsanlardan bazıları da
vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık"
derler. Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki
onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. Onların kalplerinde
bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte
oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır. Onlara:
Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah
edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir,
lâkin anlamazlar.
Onlara: İnsanların iman ettiği
gibi siz de iman edin, denildiği vakit "Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve
ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!" derler. Biliniz ki,
sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).
(Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman
ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile baş başa
kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay
ediyoruz, derler. Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de
azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş
dolaşırlar. İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak
onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola
girememişlerdir.” (Bakara, 278-16)
Maalesef bu münafıklar, bizim
memleketimizde de çokça mevcut. Bu vatanın İslam ümmetinin son kalesi olduğunu
bildikleri için de buraya özel önem veriyorlar. “Sabataist” denen gizli
Yahudiler, kripto Ermeniler ve içimizdeki hainlerden binlercesi… Yıllardır her
vesileyle bu hakaret ve iftiraları sıralayan bu güruh, seçim zamanı geldiği
zaman ise, “mütedeyyin Müslümanlara saygı” dine saygı vb. nice ifadeleri
sıralayıveriyorlar. Seçim meydanlarında yanlarında konu mankeni türbanlı, hatta
çarşaflı bayanlar dolaştırıyorlar. Bazıları Cuma namazında arzı endam ediyor.
Hatta namazdan sonra aşır okuyanları bile oluyor.
Daha garip olanı ise, bunların
halis Müslüman olup İslami kişiliğiyle bilinen siyasetçileri, dini siyasete
alet etmekle suçlamalarıdır. Ömür boyu İslam üzere yaşamış, İslam’ı ve Müslümanları
kendisine dert edinen bir Müslümanın; İslami görüntüsünden daha doğal ne
olabilir? Bu insan sadece seçim zamanı seçmenleri kandırmak için değil, ömür
boyu ve her gün namaz kılmakta, cami ve cemaate devam etmekte, Cuma namazını
kaçırmamaktadır. Asıl “dini siyasete alet etmek” ömrü dine saldırmakla geçen
kimi zavallıların, seçim zamanı Müslüman gibi görünmeye çalışmasıdır. Biraz
samimi olalım ve kendimize gelelim.