Siyasi kriz geçti, ama devlet krizini atlatmak için herkes uyanık olmalı
Bir süreliğine Ankara Koridorlarından uzak kaldıktan sonra geri döndük. Gelişmeler o kadar baş döndürücü bir hızla yaşanıyor ki, Pazar günü AK Parti Olağanüstü Kongresi aynı akşamı Hükümeti kurma görevi. Ak Parti MKYK toplantısı. Salı günü ise Hükümetin kurulması.
Yeni Başbakan'ı görmek üzere Meclis'in yolunu tuttuk. Ak Parti Grubu ana-baba günü. Tam beklediğim manzara kalabalık ve heyecanlı. Yeni kabine biz oradayken açıklandı. Çok sayıda sürpriz isimler var. Davutoğlu kabinesinde çabuk yorulan bir kısım isim yenileri ile yer değiştirmiş.
Kabineye dikkatlice bakıldığında enteresan şekilde çok bilinmeyenli denklemin çözümü gibi mükemmel. Bir taraftan Türkiye dengeleri, bir taraftan AK Parti içi dengeler, bir taraftan bölge dengeleri, bir taraftan projeci ve reformist icraatlar yapacak potansiyele sahip isimler en önemlisi de parti içinden çıkması muhtemel muhalefeti kökünden bitiren enteresan bir denge kabinesi.
Bu kabine ile Türkiye'de içeriden kaynaklanacak siyasi belirsizlik bitmiştir. AK Parti adeta milletin önemli bir kısmının içine girdiği değişim beklentisine cevap verecek bir hamle ile bu belirsizliği ortadan kaldırmıştır. Bana sorarsanız MHP'nin başına Meral Akşener gibi bir ismin gelişi bile AK Parti'ye artık zarar veremez. Çünkü toplumsal değişimin ihtiyaçlarına cevap verecek gelişme yaşanmıştır.
ABD'li General'in ajandası ve terör olayları
Türkiye'de sağlanan siyasi istikrarın aksine dış güçler ABD ve İngiltere çok ciddi bir telaşa kapılmıştır. Kulislerde Hükümet değişikliği ve akabinde siyasi krizin bitirilmesi ile ABD açısından Güneydoğu ve Ortadoğu menfaatleri İngiltere açsından Ortadoğu menfaatleri güçlenen Türkiye'yi tehlike görerek telaşa kapıldıkları konuşuluyor. O nedenle yeni kurulan Binali Yıldırım hükümetini bekleyen en önemli tehlike bu iki devletin içerimizde çıkaracağı fitne ateşleridir.
İlk ateş ABD tarafından PKK terör örgütü üzerinden atılmıştır. Geçtiğimiz günlerde Kobani'yi ziyaret eden ve 11 saatten fazla orada kalan ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel'in IŞID'e karşı yaptığı iddia edilen görüşmeler iyi irdelenmelidir. Ankara kulislerine yansıyan iddialara göre sözü edilen bu Komutan'ın öyle IŞİD karşıtları ile toplantı falan yaptığı yok. Asıl amacının PKK'nın Türkiye üzerinde yapacağı yeni saldırı stratejileri olduğudur. PKK'yı yönlendiren birimlerle özelikle Ordu birliklerine yönelik kırsal alanda saldırılar üzerinde durulduğuu2026 Bu komutanının Genelkurmay'daki mevkidaşı ile sadece göstermelik görüştüğü asıl amacın PKK ileri gelenleri ile yapılan görüşmeyi örtbas etmek olduğu şeklinde. Van saldırısının Voltel'in stratejisi dahilinde ilk eylemlerden biri olduğu sanılıyor. Yakın zamanda çok sayıda kırsal alandaki askeri birlikler ile Ankara ve İstanbul gibi illerdeki birliklere yönelikte eylemlerin olma ihtimali üzerinde duruluyor. NATO komutanının gelişi ayrı olay.
Tüm bunlar konuşulurken içimizdeki işbirlikçilerinde boş durduğu söylenemez. Hem askeri yapının içinden hem de diğer birimlerde çok ciddi hareketlilikten söz ediliyor. Siyasi krizin önlenmesinin ardından bu seferde farklı krizlerin denenmesi gündemde. Özellikle yeni dönemde yargı ayağı üzerinden darbe benzeri girişimler konuşuluyor. Bağımsız yapıya sahip yargı imkanlarının harekete geçirilme yollarının deneneceği ve bu yolla ciddi kaosların çıkarılabileceği belirtiliyor. Bu hareketlere askeriye ve polis içinden işbirliği iddiaları var. Hatta MGK alt birimleri ile koordineli..
Salı günü Meclis'te ki gelişmeleri takibimin ardından çok değerli bir dostu ziyaret için Kızılay'a indim. Devlet tecrübesine güvendiğim bu dostum devletin her birimin Ekim ayına kadar hiçbir rehavete düşmeden ayakta ve uyumaması gerektiği uyarısında bulundu. Gerekçelerini de sıraladı. Sağlanan siyasi istikrarın birilerini ciddi rahatsız ettiğini o da vurguladı. Hatta dedi ki ' Biz ilkokula giderken 5 yıl boyunca bir atasözü duvarda dururdu . Ondan mıdır bilmem ama bu konuda hassasiyetimiz devam etmektedir. Bu söz 'Su uyur düşman uyumaz'dır. Onun gibi ne olur uyarıda bulunun Ekim ayına kadar devlette görevliler uyumasın".
Şimdi bizde uyaralım; çiçeği burnunda yeni Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere bütün kabine ve devlet görevlilerinin üzerinize düşen ilk iş 5 ay içinde yaşanacak olayları önceden görerek çözmesi. Ahmet Davutoğlu döneminde yaşanan ikilemlerin artık mazereti kalmamıştır. İçimizdeki işbirlikçiler de dahil olmak üzere ABD ve İngiliz oyunlarına gelinmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tedbirleri alacak kudrete ulaşmıştır. Bu kudret kesinlikle kullanılmalıdır. Zafiyet gösterilmesinin izahı dahi mümkün değildir.
Not: Geçtiğimiz günlerde Hava Kuvvetleri Komutan'ının bir uçağa binerek PKK kamplarına yönelik harekata katılması çok güzel bir olay. Bu görev yapan birlikler için moral yükseltici . Fakat bu bilginin kamuoyuna açıklanması çok anlamlı değil. Bu açıklama Genelkurmay Başkan'ının bilgisi dahilinde midir? Bilinmez. Ama PR kokan bir duyuru olduğu açıktır. Böyle bir açıklamaya neden ihtiyaç duyulduğu netlik kazanmalıdır.
Cuma'nın bereketi üzerinize olsun