Siyasi fikir ve çözümlerin politik ahlakı
Siyasetçilerin olduğu yerde zihniyet ve fikri var kılma, politika üretme ve onlarla sorun çözme vardır. Siyasetçinin politika ve çözümlerinde taklit varsa o siyasetçilerde problem var demektir. Siyasetçilerin siyasi ahlak ve kaliteleri ne kadar yüksek ve insani, ne kadar kendilerindense ürettikleri politika ve çözümler de o kadar yüksek ve insani olacaktır.
Siyasetçiler, ahlak
ve kalitelerinin gücü kadar çözüm ürettikleri gibi sorun da üretirler. Eğer
siyasetçilerin ürettiği sorunlar; toplumun, seçmenin onlara olan itimadını
sarsıyor ve bozuyorsa ülkenin toplumsal ve siyasal dengesinin de bozulacağına
işarettir. Daha büyük felaketlerin, kapıda beklediğinin habercisi de olacak
demektir.
İnsan ve siyasetçi kalitesi yükselmedikçe, ahlakı
gelişmedikçe toplum ve ülke nasıl emin bir toplum, nasıl emin bir ülke
olacaktır? İnsanlar bugüne ve yarına nasıl güven duyacak, ülkeniz dünyaya nasıl
güvenilir bir büyük ülke olduğunu kabul ettirecektir?
Kendi insanlarına
güven duymayan, kendi insanlarının inanç, cesaret ve fedakârlığından bihaber
olan siyasetçi bunları asla başaramaz. Akıllı siyasetçi; insan, toplum ve
ülkesinin güçlenmesi için kendi insanları ve onların kıymetleri ile beraber bir
yol açabilir. Ne insan ve toplum ile ne de insan ve toplumlarının kıymetleri
ile kavga etmez. Onları dikkate alır, ciddiyetle ve yüksek bir ahlakla
insanının işlerinin takipçisi olur.
Güçlü ülke, güçlü fikirlerle ortaya çıkar. Güçlü
fikirler de güçlü kelime ve kavramlarla ortaya çıkar. Bir siyasetçinin
kelimeleri ne kadarsa o kadar kavramının olma ihtimali var demektir. Kelime ve
kavramları az olan bir siyasetçi, ne siyasi zihniyetinin ne de siyasi fikrinin
kalitesini ortaya çıkaramaz. Haliyle siyasi zihniyet ve fikirde kalitesi
olmayınca politikalarında da kalite olmayacak, sorunlara çözüm bulamayacak
demektir.
Bir siyasetçi, başkalarının kelime ve kavramları ile o
başkalarının zihniyet ve fikirlerinin taklitçisi olur. Ülke sorunlarının, milletinin sorunlarının,
iktisattan sağlığa, ilimden teknolojiye her ne varsa çözümünü de başkalarının
zihniyet ve fikirleri ile politikaları ile asla çözüme kavuşturamazlar.
Zihniyet ve fikirlerinin kalitesini belirleyen özelliklerin en büyüğü, kelime
ve kavramlarının kendilerine has ve nevi şahsına münhasır olmasıdır. Fikir ve
çözümlerinin kendilerine ait olmasıdır. Bilgi kendilerine ait olmasa da kelime
ve kavramlar kendilerine ait olacak, haliyle zihniyet ve fikir de kendilerinin
olacaktır. Alıntı bir zihniyet ve fikirle taklit bir politikayla o siyasetçi,
ancak faydasız ve verimsiz bir toprak gibi olur.
Binaenaleyh ister
iktidar olsun ister muhalefet olsun her siyasetçi, zihniyet ve fikir üretmede,
politika ve çözüm getirmede taklitten uzak durmalı, kendilerinden olanı tercih
etmelidirler. Politika ve çözüm
ahlakları ve kalitesi; insan, çevre ve yaratıcı ile barış içerisinde olmalıdır.
Akılsızdan, ilimsizden, ahlaksızdan ve sorunları asıl üretenler ve çözümlerinden
uzak durmalıdır.
Siyaset yapan, ülkeyi
yönetmekten öte şekillendirmek isteyen her siyasetçinin asıl önemli ve kıymetli
olan işlerinden biri, tertip ve nizam içinde kaliteli zihniyet ve fikir sahibi
olmak ve buna uygun kaliteli ve ahlaklı insan ve siyasetçi/ler yetiştirmektir.
Ülkenin kalitesi ve ahlakı, insan ve siyasetçilerin kalitesi ve ahlakı
kadardır. Ürettiği fikir kadardır, ülkeye verdiği şeklin kalitesi kadardır.
Sorunlara getirdiği çözümlerin kalitesi kadardır.
Yol da
bellidir, usul de bellidir. İnsan da bilinmektedir, toplum da bilinmektedir.
Hayırla yâd edilmek için, duayla hatırlanmak için yapılacak da bellidir.
Tamamen kendinize ait zihniyet ve fikirle kendinizden olan politikayla çözüm
üretmektir. Yoksa yüzyıllardır dünyaya sorun üretenlerin yeni ürettiği bir
sorunun ancak şâhidi ve kâtibi olacaksınızdır.