Siyasi çekişmelerden arınmış insan odaklı çözüm
Son günlerde gündemimizi meşgul eden bir konu var ki, Meclis'in önüne gelmeye hazırlanıyor: sokak köpeklerinin sorunu. Meclise gelecek olan sokak köpekleri sorunu evet ama bir başka sorun da bu problemin çözümü noktasında mantıklı hiçbir alternatif sunmadan atılan her adıma karşı çıkanlar sorunudur. Diğer taraftan bu konu, ne yazık ki, sadece sokaklarda dolaşan hayvanların meselesi ile sınırlı değil. Ardında derin siyasi çekişmeler ve çıkar hesapları yatan bir meseledir.
Köpeklerin
varlığı üzerinden siyasi puan kazanma çabaları, geçmişte olduğu gibi bugün de
devam ediyor. Hatırlarsınız, yerel seçimlerin propaganda sürecinde, bazı
çevreler sokak köpeklerini bir koz olarak kullandılar ve iktidara yüklenirken
çözememekle suçladılar. Şimdi, sorunun çözümü için reel bir adım atıldığında
ise aynı çevreler ya sessizliği tercih ediyorlar ya da susamayanlar ‘köpekleri
şöyle yapmak insani değil, böyle yapılırsa ilk ben karşı çıkarım’ gibi
paçalarından samimiyetsizlik akan tavırlar sergiliyorlar.
Bu kişilerin
amacı gizli ya da açıktan kaostan faydalanıyor. Köpek sorununu siyasi ve şahsi
çıkarları için kullanıyorlar. Sorun çözülsün diye değil, iktidarı yıpratmak
için ellerindeki bir argümanı kaybetmemek adına direniyorlar. Ancak
unutulmamalıdır ki, bu çelişkili tavır, toplumun sağlığı ve güvenliği ile
oynuyor. Toplum hem psikolojik açıdan travmatik boyuta gelmiş bir korkuya sahip
oluyor hem de doğrudan saldırıya uğrayanların her geçen gün artan sayısı ile
fiziksel sağlık ya da ölüm problemi ile karşı karşıya kalıyor.
Özellikle
çocuklarımızın güvenliği konusunda endişe duymamızın sebepleri saymakla
bitmiyor. Okul yolları, sokaklar ve dahi ebeveynleri ile birlikteyken dahi
saldırıya uğrayabiliyorlar. Sadece çocuklarımız değil 79 yaşındaki Medine Teyze
gibi yaşlı insanlarımız da ciddi tehdit ve tehlike altındadır. Sokak
köpeklerinin saldırıları sadece belli bir kesimi değil, toplumun her kesimini
etkiliyor. Bu artık ideolojik bir mesele değil, toplumsal bir tehdit haline
geldi. Terör örgütleriyle mücadele ederken safları sıklaştırdığımız gibi, sokak
köpekleri sorunuyla da birlik içinde mücadele etmeliyiz.
Unutulmamalıdır
ki, köpekler saldırmadan önce sağcı mı, solcu mu, dindar mı diye bakmıyorlar.
Bu sorunu görmezden gelenler, sadece toplumun değil, kendi geleceklerinin de
güvencesini kaybediyorlar. Artık bu konuda çözüm üretme zamanı geldi. İktidarın
yanı sıra muhalefet partilerinin de çözüme katkı sunması gerekiyor. Her konuda
Avrupa’yı, Amerika’yı örnek gösteren insanlar içerideki çıkar pozisyonları
karşısında sokaklarında başıboş bir tane köpek bulunmayan Avrupa’yı görmezden
geliyorlar.
Toplumun
sesine kulak vermek, çözüm için irade ortaya koymak zorundayız. Halk, hangi
siyasi partiye mensup olursa olsun, samimiyet ve çözüm odaklılığını takip
ediyor. Şimdi, siyasi hesapları bir kenara bırakıp, sokak köpeklerinin sorununu
kalıcı bir çözümle ele almanın zamanıdır. Bu konuya ortak fikirle ivedi şekilde
çözüm üretmek ve uygulamak lazım değil, elzemdir.