Siyasi ayağı sağlama yöntemi ile bulma;
Bugünlerde ana muhalefet liderinin herkesi hayretler içinde bırakan “FETÖ’nün siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan’dır” şeklinde bir iddiası oldu. Hayretler içinde bırakan derken “hadi ya gerçekten mi, vay be bak sen Edoğan’a” değil kastım. Böyle bir insan, yaklaşık 10 yıldır nasıl oluyor da ülkenin ikinci partisinin başında kalabiliyor? İşte buna gerçekten hayret ediyorum.
Muhalefete oy verip durumdan memnun olmayanların, kaset duasına çıkmaktan başka alternatifi yok, ama işin ilginç tarafı ‘kasetçiler’ ile ‘kasetçalar’ aynı safta…
FETÖ nerde diye sorarsanız, bunun somut bir cevabı yoktur herhalde. Kripto yapıları gereği her parti ve kurum içinde oldular, oladabilirler de… bunları mağduriyet oluşturmadan adaletli bir şekilde tespit etmek yargının işi, peki FETÖ’ye nefes aldıran ve halen ümit olanlar kimler acaba?
İlkokul döneminden herkes hatırlar, matematikte işlem yapmak yetmez emin olmak için bir de sağlamasını yapmak gerekirdi. Sağlama işlemi, problemi ‘sallama’ yöntemiyle yapanların korkulu rüyasıydı.
Şimdi ilkokuldan kalma sağlama yöntemlerimizle bir bakalım mı bu iddiaya...
17-25 Aralık öncesi tutum ve davranış yöntemi ile sağlama;
17-25 Aralık sürecinden önce toplumun bir kesimi cemaati yaptığı hizmetlerden ötürü takdir ve dua ediyor iken, diğer bir kesim ise cemaati dindar bir yapı olarak bildiği için tahkir edip nefret ediyordu. 17-25 Aralık sonrasında ise cemaate FETÖ teşhisi konulunca takdir edenler önce yapmayın etmeyin, sonrada ne haliniz varsa görün dedi. Tahkir ve nefret eden kesim ise biz sizi yanlış tanımışız yolunuz, yolumuzmuş deyip 17-25 Aralık’ tan bu yana FETÖ ‘nün ürettiği tüm argüman ve iftiralara sahip çıktılar ve halen çıkıyorlar.
Cemaati bugüne kim getirdi yöntemi ile sağlama;
Nedim Şener’in “devlet zaten FETÖ’ydü, Erdoğan FETÖ’cülerin yönettiği devlete sızdı ve örgütü dağıttı” şeklinde nükteli bir benzetmesi vardır. 1998‘de dine/dindara bakışı herkes tarafından bilinen Ecevit ile şefaatçilik oynayacak, Papa ile el ele gezecek güce kavuşmuşlardı. Erdoğan, hafif sıklet iken cemaat devlet içinde ağır sıklet olmuştu bile. Cemaati, FETÖleşme sürecinde besleyen, büyüten, referans olanlar göz ardı edilip Erdoğan ile cemaat arasındaki birbirini tartma sürecini devlete sızma olarak açıklamak, aleni olarak hedef yanıltmak ve asıl failleri saklamaktır.
17-25 Aralık ve 15 Temmuz arası süreçte kim kimi destekledi yöntemi ile sağlama;
Batının Türkiye üzerinde kontrolü kaybetmeye başlaması sürecinde, önce gezi olayları ve akabinde 17-25 Aralık süreci yaşanmıştı. Erdoğan, çocuklarınızı cemaatin dershanelerine göndermeyin derken yanı başında olanlardan bile destek almakta zorlanıyordu. Bu süreçte kim neredeydi?
Zaman gazetesi kapatıldığında koşanlar, STV kapandığında koşanlar CHP milletvekilleriydi. Bank Asya kapatılırken koşanlar da CHP milletvekilleriydi. 15 Temmuz gecesi tankların kendisine yol verdiği kişi CHP’nin genel başkanıydı. 15 Temmuz’a tiyatro diyerek FETÖ’yü umutlandıran yine CHP genel başkanıydı. Cumhurbaşkanı ise bu süreç içinde hem bedduaların, hem iftiraların, hem de suikastın hedefi olan kişidir.
17-25 Aralıktan sonra FETÖ muhibbanlarının hangi parti ve partilere oy verdiği yöntem ile sağlama
Bu, en kesin sonucu verecek yöntemlerden biridir. Örneğin 17-25 Aralık sonrası FETÖ destekçileri hangi parti veya partilere oy verdiler, en çok hangi partiye çalıştılar ve en çok hangi partinin ve kişinin kazanması için can attılar. Örneğin 23 Haziran’da kimin cumhurbaşkanı olmaması için çabaladılar. Bu soruların cevabını tartışmaya bile gerek yok.
Bu kadar hakikat ortadayken, FETÖ’nün Siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan’dır demek olsa olsa aymazlıktır. Bu aymazlık son dönem ateş çemberinden geçmeye çalışan Türkiye’ye tuzak kuranlara zemin hazırlamak için yapılıyorsa bilinsin ki Türkiye büyükelçi ile yönettikleri o eski ülke değil.
