Siyasette yolu daraltmak
Askerliğini yapmış insanlar çok iyi hatırlarlar. Askeri kadrolar alanı oldukça daraltırlar. Tıraş olmadan dışarı çıkamazsınız. Sabaha kadar süren nöbetinizden dolayı bir günlük sakalınız veya basit bir kıyafet kırışıklığından dolayı savunmanız alınır. Düzenli olarak tırnak muayenesi olursunuz. Zannediyor musunuz ki sadece erlere yapılır? Subay ve astsubaylara da yapılır. En yüksek rütbeli generallere dahi yapılır. Arızi bir durumda her türlü fırça da yenilebilir. Askerler olağanüstü darlaştırır yolu. Bundan dolayı sivil hayatları da zor geçer. Çünkü sivil hayatta genişlik vardır ve alışılması onlar için zordur.
İşyerlerinde de böyle tablolar pekâlâ mümkündür. İşinize beş dakika geç gitmeniz bazen işsiz kalmanıza bile sebep olabilir. Molalar, çay içme zamanları, makineye dokunma talimatları, vesaire… Patron amirlerin, amirler işçi ve memurların hayatını daralttıkça daraltır. Bazen çalışanlar birbirlerine bazen de yine patron ve amirlerine hayatı daraltır. Patron ve amirlerine işi zehir ederler. Patron işten çıkartsa vicdan, çıkartmasa işyeri… Sonuç: Ya işsiz kalınır ya da işyeri iflas eder.
Yine hanelerimiz aynı durumdadır. O kadına bakma dedim sana. Hangi kadın, nerde? Allah’ım… Ben görmedim ki kadın falan. Sakın dikiş kursundan sonra oyalanma. Nerimanlara uğramadan hemen eve gel. Aşırı kıskanç eşlerin yolu daraltması asla bitmez. Allah helal olmayan ayrılıklardan korusun.
Siyasette de durum böyledir. Siyasetçiler karşılıklı atışmalar hatta saldırılar şeklinde siyasi mücadele yaparlar. Birbirlerini zayıflatmak, kendini iktidara taşımak memleket meselelerinin önüne geçer. Bunun en açık delili şuradadır. Ulusal sorunlar olduğunda kolay değil zor bile anlaşma sağlanamaz.
Mesela siyasette yolu daraltmaktan dolayı karşılıklı kin niçin kısa sürede bitmez?
Bir taraf bir adım atmış olsa derhal hain ilan edilecek ve iktidardaysa gücü zayıflayacak, diğer taraf bir adım atacak olsa en büyük hain ilan edilecek, belki de canından olacak.
Asıl hainlik, toplumun zihin, ruh, gönül, fikir ve eylem sağlığını bozmaktır.
Bireyin topluma dönen ahlakı fitne çıkarmamaktır. Siyasetçinin topluma olan ahlakı canı pahasına toplumsal barışı ve adaleti sağlamaktır. Bir kere bozulduğu zaman kan gövdeyi götürecektir. Ülke belki de bir daha eski birlik yapısına dönemeyecektir.
Elimizdeki tüm birlikleri.. aile, işyeri, ordu ve siyaset korumamız en önemli konudur. Yurttaşlık bilgisi, tarih bilgisi, adabı muaşeret bilgisi, kurallar ve ahlak bilgisi ilkokuldan başlayarak en ileri eğitim öğretim aşamalarına kadar mutlaka verilmeli ve en fazla ciddiye alınan ders olmalıdır.
Savaşarak ülke kurtarmak en büyük acıdır. Kahramanlık ise toplumu sürekli sevgi, saygı, adalet bağı içinde tutabilmektir. Başta siyasetçiler olmak üzere her insana düşen görev birlik görevidir. Eğer bir ülkenin kırmızı çizgisi olacaksa birinci sırada mutlaka ülke birliği, gönül birliği olmalıdır.
Dünyada en fazla sömürülen ülkeler Afrika ülkeleridir. Dünyadaki en zayıf birlik hâlâ Afrika’dadır. Dünyada en fazla parçalı dil, kültür, siyasi yapı Afrika’dadır.
Küçük olsun bizim olsun anlayışı Afrika’ya tam anlamıyla felaketler getirmiştir. İnsanları köleleştirilmiş, ülkeleri sömürgeleştirilmiştir. Küçük olsun benim olsun diyenler, her şeylerini kaybettikleri gibi, inatla savundukları dillerini ve kültürlerini de kaybetmişlerdir. Resmi dilleri İngilizce, Fransızca bilmem ne olmuştur. Benim dinim demişler, kırk parçalı dinleri yerine sömürgecilerin dinlerini almışlardır.
Beslendiğiniz yer çok önemlidir. Arzu ediyor ve katlanabiliyorsanız pastırmanın katkı malzemesi çemeni tek başına yiyiniz. Pastırma dediğimiz, bildiğiniz saf ettir. Pastırmaya asıl tadı veren çemen dediğiniz her çeşit baharatın yer aldığı ağır bir kokusu olan, metrelerce uzaktan yenildiği anlaşılabilen bir gıdadır.
Zihniniz, ruhunuz, gönlünüz, fikriniz ve eyleminizin nereden beslendiği de çok önemlidir. Midenizin beslenme çantasının önemli olduğu gibi aynı şekilde zihniniz, ruhunuz, gönlünüz, fikriniz ve eyleminizin beslenme çantasına dikkat edilmesi gelecek için en iyi tedbirdir. Çemensiz pastırma olamadığı gibi iyi, adil, doğru, gerçek ve faydalı ilim olmadan ahlak olmadan yaşamak asla hayat olmaz.
Devrimiz, maalesef insan kaybetme devridir. Behemehâl insan kazanma devrine geçiş yapmamız hayatidir.
