Siyasette KEŞKE
Dünya hayatı dediğimiz, kuruyup basit bir rüzgârla savrulan yapraktan başkası değildir. Dünya hayatı dediğimiz, insanın hikâyesi gereği gelip geçici bir durak, asıl ikametgâh için hayır hasenat ve iyilik biriktirme meskeninden başkası da değildir.
İnsanın hayır hasenat ve
iyilik biriktireceği en iyi alanların başında ise siyaset gelir. İnsan
hikâyelerinde siyaset olmadan yol yürünmez, yol aşılmaz. Siyaset hem insanın
hikâyesinde hem dünyanın doğasında vardır. Siyaset dediğimiz dünyanın her yapısındaki
her türlü yönetimlerdir. Aile yönetimleridir, siyasi parti yönetimleridir,
devlet yönetimleridir. Yani şeylerin hepsinin yönetimleridir.
Milyonlarca
vatandaşın canından, namusundan, huzurundan,.. her şeyinden siyasetçi mesuldür.
Milyonlarca ülke vatandaşını doğru menzile ulaştıracak da yanlış menzilden
döndürecek de siyaset ve siyasetçidir. O yüzden siyasetçi, milyonlarca yolcusu
olan usta bir şoför gibidir ve daima hazır, daima KEŞKE demeyen usta bir şoför olmak zorundadır.
Siyasi liderler ve
sevenleri hata üzerine hata yapar, zincirleme kaza yapar. Yapmadıklarını;
yaptık, yanlış yaptıklarını; doğru yaptık der. En çok da yanlış politika,
tutarsız vaat söyler. Çünkü insan nefsi, doğası gereği en çok siyasette baskın
ve yüzde yüz müdahildir. Doğası gereği sürekli hatalarla KEŞKE dedirtecek derecede bozucudur.
“Mavi vatan nedir, Balkanlardaki çıkarımız ne durumdadır,
kapalı Maraş açılmalı mıdır, ordumuz kuvvetli midir, bana ne Amerika’dan
diyebilir miyiz, İslam ülkeleri, Türk devletleri ile dost olalım mı, BİRLİK
kuralım mı” gibi sorular geldiğinde dur bir
danışmanıma sorayım, dur bir evde çalışayım da geleyim derlerse seçmenlere,
bol KEŞKE yaşattırır.
İnsan; siyasette diri
bir iktidar, diri bir muhalefet görmek ister. İktidar ve muhalefeti tıpkı bir
vücudun iki asli unsuru gibi görmek ister. İktidarı, karaciğer gibi muhalefeti,
mide gibi kabullenmek ister. Ne karaciğer, ne mide… Hangisi noksan olursa olsun
vücudun da, siyasetin de siyasetin yönettiği ülkenin de aynı derecede noksan
kalacağını adı gibi bilir.
Dolayısıyla “Hiçbir iktidar seçmeni, iyi olan bizsek
muhalefet kötü kalabilir diyemez,
bıyık altından gülemez.” Hiçbir muhalefet seçmeni de “İktidar çok kuvvetli diyerek hiçbir şey yapmadan yan gelip yatamaz.”
Her ikisinin de kuvvetli ve kaliteli olması için elinden geleni yapar,
yanlışlara; yanlış, doğrulara; doğru der ve seçmen olarak iyilik için koşar.
Neticede ülke; iktidar ve muhalefet partileri olarak siyasi lider ve
seçmenlerce beraber yönetilir.
Yapmadığınız ya da
yaptırtmadığınız yol, vermediğiniz ya da verdirtmediğiniz maaş zammı,
yasaklamadığınız ya da yasaklatmadığınız hal ve davranış, yasalaştırmadığınız
ya da yasalaştırtmadığınız kural ve kanun, takip etmediğiniz ya da takip
ettirtmediğiniz para ve ticaret, vesaire,.. gün gelecek sizlerde KEŞKE biriktirecek ve yıllar yıllar
geçse de seçmen sizi asla hayırla yâd etmeyecektir.
Tüm bunlara binaen
seçmen olarak siz, siz olun ve siyasetin sadece hayır hasenat ve iyilik için
olduğunu bilin. Aklın kabul etmediği hiçbir siyasetçinin, ahlakın kabul
etmediği hiçbir siyasi programın, ilmin kabul etmediği hiçbir siyasi vaadin
peşinden gitmeyin. Böyle yapan siyasetçiyi mutlaka ikaz edin, mutlaka
düzeltmeye çalışın. Düzelmiyorlarsa ikazları dikkate almıyorlarsa oraları hemen
terk edin, insanlara iyilik yapabileceğiniz başka bir yol bulun.
İktidar ve muhalefet
seçmenleri olarak hepimiz kardeşiz diye birleştirici bir aklın, iktidar gitsin
değil iktidara ben geleyim, biz gelelim diye edepli bir ahlakın, doğrulara; doğru,
yanlışlara; yanlış diyen âdil bir ilmin sahibi olun ve oldurtun. Yoksa KEŞKE dolu bir siyasi hayat, seçmen ve
siyasi liderlerin ömürlerini bedbaht, ülkeyi de harap edecektir.