Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Haziran 2020

Siyasetin yeniden yapılandırılması!

En son bu cümleler döküldü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dudaklarından. Her konuşmasında yeni bir gafla karşımıza çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözü gaf mıydı yoksa bir şeylerin habercisi mi? Bu nasıl bir yapılandırma olacak? Türkiye siyasetine yeni bir müdahale mi planlanıyor? Siyasete yeni bir dizayn çalışması mı var? Kimler neden Türkiye siyasetine karışıyor veya yapılandırmaya çalışıyor.

Tüm bu soruların cevabı aslında bizim tarihimizde var. Biz bunların her birini farklı zamanlarda gördük. Sandıkta başarılı olamayanların postallara sarıldığını. Seçimle iş başına gelemeyenlerin darbelerle idareye el koyduklarını. Halkın nezdinde yer bulamayanların halkı kendilerine göre dizayn etmeye çalıştıklarını. Ve daha birçok oyunu…

Cumhuriyet Halk Partisi 2023’e giderken seçimleri öne aldırma, halkı sokaklara çağırma, seçim dışı bazı yol ve yöntemlere tevessül etme, sokakları hareketlendirme gibi farklı yollara yönelme eğiliminde. Buna zemin hazırlamak için önce bakanlar nezdinde itibarsızlaştırma çalışmaları yürüten Cumhuriyet Halk Partisi’nin, bütün dünyanın en sıkıntılı olduğu salgın döneminde bile ülkeyi ve devleti en güzel şekilde idare eden, teröre nefes aldırmayan, sınır ötesi harekâtlarla bölgeyi terör ve terör unsurlarından temizleyen başta bakanlar olmak üzere kurumlara saldırmasındaki amacı başka. Başarılı olan bakan ve bakanlıklara saldırgan çıkışlar yapan bir anlayışın millilikle ne ilgisi olabilir ki? Bu tür çıkışlarıyla marjinal gurupları sokağa dökerek yeni bir kaos peşinde mi koşuyor? Yoksa gizli ittifak kurduğu HDP’yi öne atma ve HDP’nin açık ittifak çağrılarını örtmek midir niyeti?

Bu yapılandırma çalışmalarını farklı zamanlarda gördük bu ülkede.

Tek parti döneminden sonra ezici bir çoğunlukla iktidara gelen ve halkın teveccühüne mazhar olan Demokrat Parti’ye karşı bir daha seçimle galip gelemeyeceklerini anladıklarında seçilmiş bir başbakanı idam ederek yaptılar.

Her on yılda bir ayağa kalkmakta olan bu ülkeye diz çöktürmek için reşit olmayan çocukları bile bir sağdan bir soldan deyip idam ederek yaptılar.

IMF’ye mahkûm olmamak için kendi öz sermayesi ile kalkınmakta olan ülkeyi “İrtica” safsatalarıyla alaşağı etmek için postmodern darbelerle yaptılar.

Tek başına iktidara gelen ve her seçimde başarısını artıran bir partiyi gazete kupürleriyle kapatmaya kalkarak yaptılar. Bunu başaramayınca millet düşmanlarıyla birlikte darbe planları yaparak yaptılar.

Demokrasi diyerek meydanları savaş alanlarına çevirerek yaptılar.

Cumhuriyet diyerek cumhuriyet düşmanlarının paçavralarını bayrak diye taşıyarak yaptılar.

Canımıza ve kanımıza kasteden FETÖ terör örgütüne destek vererek yaptılar.

Yaptılar da yaptılar…

Bunların hiç birisi sonuç vermeyince sözde demokrasiye sarıldılar ama onu da kirli emelleri doğrultusunda yanlış uygulamaya çalışıyorlar. Muhalefeti, iktidarın her yaptığına karşı çıkmak zanneden bu zihniyetin niyeti üzüm yemek değil düpedüz bağcıyı dövmektir. Bu niyetle yola çıkıyorlar ve her seferinde de halktan Osmanlı tokadı yiyorlar ama halkın yüzlerine tükürüğünü nimet sayıp “Ya Rabbi şükür” diyecek kadar da yüzsüzler.

Cumhuriyet Halk Partisi’ni bir kasetle yapılandıran Kemal Kılıçdaroğlu aynı hamleyi Türkiye üzerinde yaparak Türk siyasetini kendine göre yeniden yapılandırma peşinde. Aslında bu çıkış Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi zekâ ürünü değil. Bu çıkış Türkiye’nin ayağa kalkmasını, bölgesinde etkili olmasını, dünya siyasetinde sözü dinlenen ülke olmasını ve dış politikada önemli adımlar atmasını hazmedemeyenlerin Türkiye’ye dizgin vurma ve Türk siyasetini yeniden yapılandırma çabalarıdır. Maşası da bunlar.

Bilinmelidir ki Türkiye o eski Türkiye değil. Kadim tarihinden güç alan, tarihe gömdüklerini zannettikleri ama küllerinden yeniden doğan, Akdeniz’de gemi yüzdüren, Ortadoğu’da at koşturan, semalara insansız hava araçlarıyla hükmeden, silahlı insansız hava araçlarıyla teröristlerin korkulu rüyası olan, mazlum coğrafyalardaki masum insanların umudu olduğu gibi bir virüse dünyanın diz çöktüğü bir dönemde bütün dünya ülkelerinin yardımlarını beklediği bir ülke olan Türkiye bu tür cılız ve kısır hesapların da üstesinden gelecektir vesselam…