Siyasetin dolar planı ne olacak?
Türkiye’de siyasi partilerin geleceği orta direk diye tabir edilen vatandaşların tercihlerine bağlıdır.
Süleyman
Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan’ın sağ seçmenin
gönlüne girmesinde esas formül orta direği genişletecek adımlar atmalarıydı.
Son 10 yılda
yaşanan gelişmeler karşısında alt gelir grubunun iyiden iyiye zora girmesiyle
birlikte darbe girişimi sonrasındaki süreçte dış ve iç politikadaki gelişmelere
bağlı olarak Türk ekonomisinde yaşanan zorluklar, artık orta direği iyiden
iyiye geçim derdine soktu.
Sistem;
“oku, çalış, üret ardından kazan” mantalitesiyle ayakta kalırken okuyanın
çalışamadığı, çalışanın üretemediği, üretenin de kazanamadığı bir noktaya
geldi.
Şüphesiz bunun
altını dolduracak haklı veya haksız birçok gerekçe ortaya koyabiliriz.
Fakat
açıklamaların hiçbirisi şu an Türkiye’de herkesin doları konuşmasını engellemez.
Türk Lirası’nın
Amerikan Doları karşısında yaşadığı değer kaybı hepimizi üzüyor.
Bu durumdan
sevinen kimse olamaz.
Ülkemizin
birikimleri ikinci el piyasasında “ölücüler” diye tabir edilenlere fırsat
doğuruyor.
Fakat bu
sefer ölücüler yurt dışında...
TL’deki
değer kaybını fırsat bilenlerin Türkiye’de konut almaktan Borsa İstanbul’da
hisse senedi kovalamaya kadar bir mal kapma telaşı var.
Bunların
ekonomiyi canlandıracak adımlar olduğunu söylemek mümkün.
Ama
satılacak malların bir sonu var.
Ürettiğimiz
mallara da aynı talebin gelebilmesi çok çok önemli.
Bunun için
de insanların marka oluşturması ve sağlanacak fiyat istikrarı ile yurt dışına
mal satma önceliğinde olmasından başka bir çare yok.
Makine ve
teçhizatların büyük çoğunluğu yine yurt dışından gelince ihracat için işletme
kurmanın yolu yine Amerikan Doları’ndan geçiyor.
Merkez
Bankası’nın müdahalesi sonrasında kurdaki dalgalanma bir miktar azalsa da
rezervlerin de bir sonu var.
Bu yolla
müdahale sınırlı kalabilir.
Hazine ve
Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin dövize endeksli tahvil çıkarılacağı
açıklaması iş insanları için bir tercih olsa bile vatandaşın yastık altı
ekonomisinde karşılık bulamayabilir.
Asgari
ücrete getirilen tarihi zam enflasyonun karşısında bir anda eriyebilir.
Enflasyon
canavarına zinciri vurmak ve alt gelir grubu ile orta direk diye tabir edilen
orta gelir grubunu memnun edecek adımların atılması bu noktada çok önemli.
Öğretmenler,
polisler, sağlıkçılar şimdiden yeni asgari ücrete göre maaşlarında düzenleme
yapılmasını bekliyor.
Memur maaşı
ile arasında bir market alışverişi olan asgari ücretin insanlarımıza iyi
gelmesi memnun edici.
Fiyat
istikrarının sağlanamaması ve bunu en temel nedeni Türk Lirasının Amerikan
Doları karşısındaki yüksek değer kaybı son bulmazsa alt kesim yukarı çıkarılmış
olmayacak, orta kesim aşağı indirilmiş olacaktır.
Memur ve
emeklilerin Ocak ayında yapılması planlanan zam için homurtuları şimdiden
duyulmaya başlandı.
Maaşlara
ardı ardına getirilen zamların yüzleri güldürmesi kısa süreli olmamalı.
Mart ayında
faiz artışına başlayacak Amerikan Merkez Bankası (FED) kararına kadar bir yol
haritası çizilmesi çok önemli.
Hazine ve
Maliye Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yol haritasına ilişkin açıklama
yapılmış olsa da piyasaların dinginleşmesi için daha açık ve net mesajların
verilmesi gerekiyor.
CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu’na sorulan yeni asgari ücret artış oranı sorusuna gelen
cevap muhalefetin de kafasının karışık olduğunu gösteriyor.
Belirsizliğin
getirdiği durumun iktidarın adımlarındaki verimi düşürmesi engellenmeli.
Daha şeffaf
bir süreç yönetimi bizleri sonrasında gelecek bir kriz yönetiminden kurtaracaktır.