Siyasetçinin beyhude uğraşı
Motorlu araçlar bile sanayiye tamire gittiği zamanda kaportacı “Durun hele bir motora da bakayım demez. Ben sadece kaportacıyım. Motor, benim işim değil” deyip motor ustasına gönderir. Motorcu da alanı olmayan elektrik aksamına asla bakmayıp elektrik ustasına gönderir.
Bu
ustalar böyle yapıyor da bir motorlu araç için birbirinin işine karışmıyor da
nasıl olacak da bir sivil toplum kuruluşu, bir siyasi parti olacak ve insan ve
insanlık ile alakalı her şeyi bilecek? Koskoca bir sivil toplum kuruluşu, bir
siyasi parti; bir dernek, bir vakıf yönetecek, memleket yönetecek, ülke
yönetecek, dünyaya bir söz söyleyecek ve gerektiğinde başını kaldırıp dünyaya
kafa tutacak!
Bunun
böyle olmasının yolu, ilkel değil sistematik usta çırak terbiye düzenidir.
İnsan
işlemeyi ve değerlendirmeyi bilen sistematik bir düzen; daima mükemmel ya da
mükemmele yakın yetişmiş insan, yüksek edep ve ahlak içerisinde olan bir toplum,
müthiş işlenip değerlendirilmiş ve iyi teşkilatlanmış, vazife şuuru yüksek olan
kurumlarla sağlanabilir. Toplum tarafından doğru seçilmiş siyasetçilerle de bu
düzen, ayakta kalabilir.
Doğru
siyaset ve doğru siyasetçileri belirlemek ve seçmek, insanlığın en zorlayıcı
işlerinden biridir. Siyaset ve siyasetçinin doğrusunu seçebilirseniz
toplumunuzu edepli, ülkenizide ahlak yurdu yaparlar. Edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân yolculuğunda sistematik davranırlar. Varlığı bilinen ya da bilinmeyen
birçok sorunu tespit edip çözerek toplumu ve ülkeyi dertlerden kurtarırlar.
Siyaset
ve siyasetçileri yanlış seçerseniz ne insan sistematik işlenebilir ne de hayırlı
değerlendirilebilir. Eğer siyaset ve siyasetçileri yanlış seçerseniz
toplumunuzu edepsiz, ülkenizi de ahlak kurdu yaparlar. Edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân yolculuğunda ilkel davranırlar. Toplum ve ülkenizi huzurdan, barıştan uzak tutup insanı israf eden ilkel bir düzenle canınızdan
dahi edebilirler.
İnsanları
ve insanlığı ilgilendiren sıkıntılı konuların ilk çözüm yeri kurumlardır. Bu
kurumların başında ise siyaset kurumları yani siyasi partiler ve sivil toplum
kuruluşları gelir. Doğru siyaset; önce gerçek ve doğruyu görmektir. Başlangıcı
doğru olmayan hiçbir matematik problemi daha sonraki işlemler doğru olsa bile
bize doğru sonuç vermeyeceği gibi insanın işlenmesi ve değerlendirilmesinde
ilkel bir düzenin başlangıcı yanlışsa sonrasında doğru işlemleriniz olsa dahi
toplum ve ülkenizin elden çıkabileceği bir sonuca varırsınız.
İlkel
bir düzenden dolayı insan ve insanlık problemleri, toplum ve ülkelerde bir kere
kök salmaya görsün, bırakın o ülkeyi bütün insanlara cehennem azabını yaşatmadan
asla sona ermez.
Bu sebeple
her sivil toplum kuruluşu yönetici ve siyasi parti siyasetçileri, insani
problemleri oluşmadan sezebilmeli ve insanı işleyebilen ve değerlendiren
sistematik bir düzeni derhal kurmalıdır. Tıpkı matematik problemlerinin
başlangıcının yanlış olması ile sonucun da yanlış olacağı gibi matematik
işlemine ve kurulu ilkel düzenlere yama yapmaya çalışılması beyhude bir
uğraştan öteye geçemeyecektir.
O yüzden siyasetçi ve sivil toplumcuların ömrü,
ilkel düzenleri ayakta tutmak için asla yama yapmakla geçmemeli, insanı işleyen
ve değerlendiren, insanı israf etmeyen sistematik bir düzen kurmak asıl
ömürleri olmalıdır. Bu sistematik düzenlerin örneklerini Osmanlı Devleti’nde
bulabilirler. Roma İmparatorluğu’nda bulabilirler. Hazreti Peygamber ve
Hulefa-i Râşidin döneminde bulabilirler. Aranmayan ve gönüllerde
kurulamayan hiçbir düzen de kalıcı olamaz, insan ve insanlığı kurtaramaz.