Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Eylül 2020

Siyasetçiler, Birliği nasıl anlarlar? (1)

“Efendim deprem olmuştur. Evet. Her yer yıkılmıştır. Şimdi yeni binaların yapılması lazımdır.” Doğru, yoksa dışarıda kalacaksın. “Yeni binaların daha sağlam yapılması gerekir.” Tabi zaten yıkılan binalar, çürük olduğu için yıkıldı. Başka? “Deprem olmuştur.” Herkes biliyor. “Binalar yıkılmıştır.” Herkes biliyor. Sen farklı ne anlattın? Nasıl yapılacak? Bilinenleri anlattılar sadece.

“Siyasetçiler anlaşmalı, bir arada olmalı, birlik kurmalı. Siyasetçiler lütfen kavga etmesinler. Hükümet ile muhalefet anlaşsın.” Nasıl olacak bu iş? Nasıl yapılır ve nasıl başarılır? Buna ecnebiler, “Know How” diyor. Nasıl yapılacağını bilmek demek. Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul ve sistemlere ilişkin bilgi demek.

Tükenmez kalemin borusunu herkes yapabilir. Ucundaki yuvarlak demir bilyeyi herkes yapamaz. Mesele, işte tam bu örnekteki fikirde ve mantığındadır. Yani bize yeni bir fikir gereklidir.

Birlik kolay kurulan bir şey değildir. İslam ortak bir değerdir. Dolayısıyla insanlar, Müslüman olursa bir birlik kurulur. Kısmen doğrudur bu cümle. Kısmen doğru olsa da hiç zannedildiği gibi kolay olan, basit olan bir şey değildir. Dışarıdan birlik görünmesine rağmen, içerisinde bin bir parçalıdır. İçerisinde büyük sıkıntılar ve savaşlar vardır. Cemel Savaşı, Sıffin Savaşı gibi Osmanlı Şehzadelerinin katli gibi olaylar anlatılacaktır. Zaten Osmanlının içerisinde neredeyse kurulduğu tarihten yıkılışına kadar birlik hiçbir zaman tam olarak sağlanamamıştır. Birlik bozulsun diye ilk kurulduğu zamanlarda bile binlerce çalışmalar yapılmıştır.

Saf, katışıksız bir birlik kurulması bu dünyada mümkün değildir. Bu dünyada ancak mükemmele en yakın bir birlik kurulabilir. En saf birlik öteki âlemde olacaktır. Kötüler birliği cehennemde, iyiler birliği ise cennette olacaktır.

Dünya üzerinde, güçlü birliklerin kurulduğu bir gerçektir. Nefse dayanmayan, nefse dokunmayan nefsin müdahil olmadığı birlikler genellikle çok güçlü birliklerdir. Uzun sürelidir. Örneğin, teknolojik alanlarda, ticari alanlarda, üretim alanlarında veya “süt birliği, tarım birliği” gibi. Bunlar daha ziyade teknik meselelerdir. İnsanların ortak menfaatine dayalı birliklerdir. Nefs, burada fazla müdahil değildir. Nefsin müdahil olmadığı alan yoktur. Ama müdahalesi uzun sürelidir yine.

Din gibi siyaset gibi alanlarda birliklerin kurulması ve devam ettirilmesi dünyanın en zor işidir. Nefs burada yüzde yüz etkendir. “Birlik kurulamaz” değil “Birlik kurulabilir ancak zor kurulabilir” diyoruz. Niçin birlikler kurulur, nasıl kurulur ve nasıl sürdürülür sorularının cevabını aylardır vermeye çalışıyoruz. Homojen bir birlik, katışıksız bir birlik, din ve siyaset sahasında asla kurulamaz. Siyaset dediğimiz yeryüzündeki her türlü yönetimlerdir. Devlet yönetimleridir. Bunlarda gerçek anlamda bir birlik kurulamaz. Burada nefs, yüzde yüz müdahildir. Çünkü nefsin kendisi zaten ben merkezlidir.

Burada biraz saf birlik elde etmeye kalkışırsan, bir milyar insanın bir araya geldiği bir yerde bir anda birkaç tane gruba ayrılır. Sonra her bir grup birkaç gruba ayrılır. Daha sonra ayrılan her grup birkaç gruba derken, tek kişiye kadar düşer. Sonra tek kişi de kendi içinde bölünmeye başlar. Tek kişi de birlik değildir. Hâlbuki bir kalandan bahsediyoruz. Bir kalan da birlik değildir.

Coğrafyamız kaderimizse ya da kaderimiz coğrafyamızsa ya da daha değişik bir bakış açısıyla tüm dünya coğrafyası kaderimizse ne yapılmalı, nasıl bir yol izlenmeli? Tarih tekrar ediyorsa ve karşımızdaki her devlet veya takipçisi genetik kodlarından hiç vazgeçmiyorsa aklını kullanmıyorsa inadından vazgeçmiyorsa ülkemiz ne yapmalı? Köşesinde mi beklemeli, kahvesini mi yudumlamalı?

Siyasetçiler nasıl bir etki yapmalı, nasıl bir tepki vermeli? Birliği nasıl anlayıp nasıl ses vermeliler? Birliği nasıl anlayıp nasıl icra etmeliler?