Siyasetçide ahlak

Yeryüzü mülktür. Herkes kabul eder ki mülkün temeli adalet, çatısı ahlaktır. Siyasetçide sevgi olmadan, merhamet olmadan, güzel ahlak olmadan, kendisine ve başkasına hürmet olmadan, kendisine dahi adil olamadan elde ne mülk kalır, ne adalet sağlanabilir, ne de ahlak yaşatılabilir.

İşte o zaman, bu mülkü kendi elleriyle hem ahlak hem de adalet zaviyesinden cehenneme çeviren gafiller olarak hatırda kalırlar. Adalet olmadan, hukuk oluşturulmadan, ahlak yaşanmadan mülk asla yeni bir dünya olamaz. Asla iyilerin hâkim olduğu bir yer olamaz. Bu sebeple bu mülkü yaşanabilir bir yer yapabilmenin yolu önce ahlak ve insanı önceleyen adalet merkezli bir düzen kurabilmektir.

Bir söz ile bir yazı ile bir fotoğraf ile bir video ile insanlara felah kapısını da fitne kapısını da açabilirsiniz. İnandığınız ne/yiniz varsa ve siz kimseniz her şeyinizle fitneden uzak olmalı, toplumsal barışı sağlamalısınız. Asıl gafillik; bir seçim uğruna, bir koltuk uğruna, bir dünyalık uğruna toplumun akıl sağlığını, ahlak sağlığını ve adalet sağlığını bozmaktır.

Siyasetçinin etrafına; yaşadıklarıyla iyi insan, güvenilir bir şahsiyet, mert insan, doğru sözlü, temiz fıtratlı bir kişi dedirtmesi için çok çalışması lazımdır. Gerektiğinden fazla bilmesi, aşırı derecede ter dökmesi gerekmektedir. Kuracağı düzenin ahlaki, insani ve adil olması, herkesin hakkını koruması için de çok çalışması lazımdır. Bunları sağlayabilmek, bilme ve gayret zaviyesinden çok zordur ama başka çıkar yolları da yoktur.

Meclis kürsüsünde güvenilir, sosyal medyada yalancı olamazsınız. Evde nazik ve mert, mitingde kaba ve namert olamazsınız. Mikrofonların ucunda mümine şiddetli, kâfire müşfik olamazsınız. Bunu yaparsanız size güvenilir bir siyasetçi değil başka bir şey denir.

Bir bireyin topluma yönelik ahlakı, asla ve asla fitne fesat çıkarmamasıdır. Bir siyasetçinin ise topluma yönelik ahlakı, seçim de kaybetse canını da kaybetse asla ve asla toplumsal barışa, güzel ahlaka ve adalete zarar vermemesidir. Toplumsal barış, ahlak ve adalet bir kere bozulmaya görsün, ülke adeta cehennemi yaşayacaktır. Ülke, belki de bir daha eski toplumsal barış, ahlak ve adalet yapısına dönemeyecektir.

Önümüzdeki yılların belki yüzyılların, güvenilir olmayan insanlarca cehenneme döndürüleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Nerede sevgi noksan, nerede adalet yok, nerede kulaklar ve kalpler doğruya, ahlaki olana kapalı orada nefret kazanları kaynayacaktır. İyi insanların olduğu kadar kötü insanların da olduğu bu dünyada, ister içeride olsun ister dışarıda olsun pek çok şeytanlaşmış insan, bu nefret tohumlarını harekete geçirecek ve insanların hayatlarını mahvedecektir.

Sorunlar bellidir, çözümleri bellidir. Sırtını sevgiye, merhamete, doğruluğa, dürüstlüğe, toplumsal barışa, güzel ahlaka ve adalete dönen her insan, her siyasetçi, her siyasi parti, her grup, her ülke, vesaire.. cehenneme su taşıyan karınca değil odun taşıyanlardan olacaktır.

Ne olursa olsun, ne söylenirse söylensin, hiçbir insanı ve fikri dışlamayınız. Hiçbir inanışı, hiçbir kültürü rabıtadan uzak tutup aşağılamayınız. Bende, adaletimde ve ahlakımda sorun yoksa başkalarının canı cehenneme anlayışı, böylelerinin kendi canlarını da cehenneme yaklaştıracaktır.

Söylediğiniz ve söylemedikleriniz ile yaptığınız ve yapmadıklarınız ile sosyal medyanızda paylaştığınız ve paylaşmadıklarınız ile insanı, toplumu ve ülkeyi etkilediğinizi asla unutmamalısınız. Mecliste, sosyal medyada, evde, mitingde, her nerede iseniz orada iyi insan, güvenilir bir şahsiyet, mert insan, doğru sözlü, temiz fıtratlı bir kişi olmak zorundasınız. Oldunuz oldunuz. Olamadınızsa her kim/ne olduysanız boşa olmuşsunuz demektir.