Siyaset virüsü
Siyaset virüsünün hasta ettiği beyinlere takılmış çipler dışardan kontrollü hale gelince ister istemez garabetlerin içerisinde yaşamak zorunda kalıyoruz. Bir yandan yalan fabrikası diğer yandan da beşinci kol faaliyeti ile görevli güruh toplumsal bilincimizi hallaç pamuğu gibi savurarak omurgasız, gayesiz hale getirmeye çalışıyor.
Siyasi
olarak ortadan ikiye bölünmüşlüğün getirdiği tutum ve davranışlarda daha
vurmadan öldürdüğümüz gerçeklikleri hatırlamaya ne dersiniz.
Muhalif
bakış açısına sahip siyasetçisinden yazarçizerine, akademisyeninden sade
vatandaşına kadar millet sanki ortadan ikiye bölünmüş durumda.
Neyi
paylaşamıyoruz?
Bu kötü
gidişin devam etmesi için gecesini gündüzüne katan yerli yabancı mutlak sonu
olarak gelebilecek bir bela musibet veya kargaşa ile karşılaşıldığında mı ah
vah ederek dizlerimizi döveceğiz.
Şu aziz
mübarek günlerde virüs kaynaklı sorunlar yetmezmiş gibi ha bire sorun üretme fabrikasından
dert tasa ve kaygı üretiyoruz. Milletin dini, diyaneti ve değerleri ile
oynadıkça oynuyor ve adeta arının kovanına çöp dürtüyoruz.
Nedir bu
milletten istediğiniz?
Yakın
geçmişte bir aceze hac farizası ile ilgili abuk sabuk konuşmuş ve milletten
karşılık bulamayınca da kıçının üstüne oturup sus pus olmuştu. Şimdide salgın
nedeni ile bağışıklık sistemimizi azaltacağı hezeyanı ile ramazan ayının
ertelenmesini isteyen akıl daneleri destekleyen acezelerle başımız dertte.
Adam
utanmadan sıkılmadan televizyonlarda boy göstermeye devam ediyor.
Be gafil
sen hangi çağda yaşıyorsun.
2016
yılında Nobel barış ödülünü alan bilim insanının çalışmaları sonunda aç
kalmanın insan sağlığına olumlu katkılarını ve oruçla sağlıklı kalım arasında
onlarca bilimsel gerçeklik olduğunu fark ettik.
Aslında Müslümanlar
bu gerçekliği zaten biliyorlardı ancak bilimsel kanıtı yoktu.
Peygamber Efendimiz
"oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız" evrensel gerçekliği ile ümmetine
bu öğüdü 14 asır önce söylediğinde referansı elbette bilim değildi. Ona verilen
ilim sayesinde irâd ettiği bu hadisi şerif ile Müslümanlar sorgusuz sualsiz ve
Allah rızası için sadece aç kalmadı aynı zamanda tüm azalarına da oruç
tutturarak toplumsal barışa ve huzura da katkı sağladı.
İtildiğinde
kakıldığında ben oruçluyum diyerek kavgadan gürültüden uzak yaşadı. Haram ay
olduğu için savaşları bile bu aylarda erteledi.
Bugün de
aynı inançla orucunu tutuyor tutmasına da gâvurların yediği herzeler olmasa.
Yakın
geçmişte her ramazan ayına mahsus yaşanmışlıkları hatırlarsak, eski Türkiye'ye
göre belki kısmen iyi durumda olduğumuz ortaya çıkar ama bu yaşanmışlıklar bile
yeni Türkiye’mize yakışmıyor.
Vur deyince
öldürmeden önce bireyler olarak aynanın karşısında kendimize bakmamız
gerektiğine inanıyorum.
İyice
bakabilirsek hatanın büyük kısmının kendimizden kaynaklandığını görür ve sağı
solu suçlamak gibi bir kolaycı bir hataya düşmemiş oluruz.
Şimdi bir
kez daha evlerimize kapanmak zorunda kaldık. Buna sebep olabilecek hangi yanlış
tutum ve davranışlarımız oldu da bu cezayı hak ettik.
Bayram
sonrası bu tedbirlerinde işe yaramayacağından endişeliyim. Birçok insan bu
süreyi fırsat(!) bilip memleketine eş dost ziyaretine gitti.
Tedbirleri
yok sayıp içinde taşıdığı virüsü gittiği yerdekilere bulaştırarak veya oradan
bulaşan bir virüs ile döndüğü yerdekilere bulaştırması çok ama çok yüksek bir
ihtimal.
Görüldüğü
gibi her şey devletimizden beklenmeye devam ediyor.
Körler
sağırlar sanki birbirini ağırlıyor gibime geliyor. Deveyi amudu ile yiyenler
herkesin de aynı şekilde malı götürdüğü şarkısını piyasaya sürmüş avazı çıktığı
kadar bağırıyor. 128 milyar nerede şarkısı çok bayatlayıp kabak tadı verince
şimdide geçici olarak satışı yasaklanan alkollü içki yasağından şeriat geldi
zırvasını piyasaya sürmüş durumda.
Millet
olarak doğrusunu araştırmaya bulmaya gayret etmediğimiz sürece sanırım
zırvaların sonu gelmeyecek.
Suni
gündemlerle körler sağırlar birbirlerini ağırlamaya devam ettiği sürece ipin
ucunu ellerinde tutan puştlar buldukları fırsatı iyi değerlendirerek, bu güzel
günleri mumla arayacağımız bir kaosun içine sokulmamız için ha bire zayıf
yerlerimizi inceltmeye hatta koparmaya devam edecekler.
Cehennemden
azad için fırsat günlerindeyiz. Bin aydan hayırlı olan kadir gecemiz ümmetin ve
insanlığın kurtuluşuna vesile olsun diyor sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Vefat ve Başsağlığı
İki yakın ve
değerli dostumun aynı gün içerisinde covid illetinden vefat etti. Hazik nazik
şair ve mütefekkir Dr Hüseyin Emin Öztürk bey ve İlim irfan ehli İstanbul
Teknik Üniversitesi genel sekreteri hemşerim yurt arkadaşım ve sırdaşım
Profesör Doktor İbrahim Demir bey.
Sırlanarak bu
dünyadan ahirete irtihal edenler yakın dost olunca acısının sabrı için
Rabbimden niyaz ediyor ve cennette cem olma umudu ile eş dost ve akrabalarına
sabrı cemil niyaz ediyorum.