Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Temmuz 2020

Siyaset ve liderlik

Ülke siyasetlerini, liderlik üzerine kuranlar aslında ilkellik üzerine siyaset kuranlardır. Üstün yetenekli insanlar; siyasette son derece yararlı işler yapabilir, ülkelerine vizyon kazandırabilirler. Yeni ve güçlü fikirler ortaya koyabilirler ama bir kişiyi her şeyin yerine koymak en basit ifadeyle ahmaklıktır.

O kişi öldü. Ne yapacaksınız?

Öldürüldü. Ne yapacaksınız?

Hastalandı. Aklını kaybetti. Ne yapacaksınız?

Bir ülkenin silahlı kuvvetleri en tepede bir kişiyle yönetilir. O kişi ölürse ne olur? Hiçbir şey olmaz. Onun yerini alabilecek durumda en az yirmi kişi vardır. Biri başa getirilir, olur biter.

Tepedeki yirmi kişi öldü. Ne olur? Hiçbir şey olmaz. Yirmi kişinin yerine de alınabilecek en az yüz kişi vardır. Biri başa getirilir, olur biter.

Onlardan seçilir ve sorun çözülür. Zaten savaş ortamında, değil bir beş, onlarca, yüzlerce, binlerce insan maalesef ölür ve hemen yerlerine hiç vakit kaybetmeksizin birileri geçirilir. Var olan mekanizma, işleyiş tıkır tıkır çalışır.

Silahlı Kuvvetleri başsız bırakmayan gücün adı sistemdir. Kim, nereye, ne zaman gelecek, ne kadar kalacak, alttan üste terfiler nasıl olacak, … sorabileceğiniz her sorunun cevabı mutlaka vardır ve mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır.

Hiçbir asker, liderimiz öldü ne olacak halimiz diye aklından bile geçirmez. Aynı durum polis teşkilatında da vardır, bakanlıklarda da vardır, valiliklerde de vardır.

Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Japonya güçlü siyasi liderleriyle değil güçlü siyasi sistemiyle (ülke yönetimi) bu kadar zengin oldu.

Bu örneğin tam tersine olarak Amerika Birleşik Devletleri Başkanlarının dünyanın en iyi tanınan siyasi liderleri olması, Amerika Birleşik Devletleri’nin iç ve dış politikalarının bir uygulamasından ibarettir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanının, devletinin siyasi sisteminin dışına çıkıp bir şey söylediği asla vaki değildir.

Daha önce de yazmıştık. Türkiye bu yüzyılın yıldızı olacaktır (https://www.milatgazetesi.com/aytekin-karadeniz/gelecek-yillarin-yildizi-turkiye/haber-236969). Ülkemizdeki siyasi tartışmalardan bağımsız bir tahlille Türkiye’nin, belli bir hıza kavuştuğu görülüyor. Bir sistem üzerine ülkeye şekil verilmeye başlanmış ve olumlu sonuçları siyaset ve literatür dünyasına dâhil olmuştur.

Türkiye öncülüğünde dünyada Hak bir nizam kurulsun istiyorsak öncelikle çok güçlü kurum ve siyasi sistemler kurulmalıdır. Bu kurum ve sistemleri yönlendirip yönetecek bir, üç, beş yüksek nitelikli lider değil binlercesi yetiştirilmelidir.

Çünkü bir ülkenin insan, toplum, kurum ve devletlerine şekil veren, bunlara büyük hayal ve hedefler katan, yoldaki taş ve dikenleri temizleyen, tarihi ve tarihi şahsiyetleri unutmayıp hürmet edip ettiren ve onların geçmişte açtığı yolu yol kabul eden ve ettiren yegâne kurum siyasettir.

Hepimizin görevi; sizin parti, benim vakfım tartışmalarından uzak durup siyasetçilere “hayırda motor, şerde fren” olarak yardım etmektir. Niyeti hayırlı, gayreti bereketli ve yolu bu ülkeden olan bir yol üzere devam etmektir. Sizin parti, bizim vakıf tartışmalarından uzak durup ahlak, ilim ve akıl eseri olan samimi her çalışmaya destek vermektir. Siyaset kurumuna yardımcı olmak, iyi işlerde liderlere destek olmak, ülke birliği ve Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak vazifeli veya vazifesiz bir partili olmaktan öte ancak bu şekilde olur.