Siyaset ve Kültür
Türkiye'de parlamentoda bulunmuş milletvekillerinin meslekleri, ilgilendikleri alanlar, politika dışı faaliyetleri nelerdir? Bunu hep merak etmişimdir. Kuruluşundan itibaren meclise, kültür ve sanatla ilgilenen kaç kişi geldi? Bunlar ilim, sanat ve edebiyat alanında neler yaptılar? Meclisimizin bu anlamda bir envanteri çıkarılmış mı, bilmiyorum? Tabii böyle bir çalışma yapılacaksa başlangıçtan itibaren o çatı altında bulunanların bir dökümü olmalı. Mesela Mehmed u00c2kif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı da olmalı. Fuat Köprülü ve Osman Yüksel Serdengeçti de. İnşallah uzman bir araştırmacı (mesela İhsan Işık) bu konuyu ele alır ve güzel bir çalışma ortaya koyar. Mecliste Bulunan Yazarlar ve Sanatkarlar Ansiklopedisi gibi bir eser, sanıyorum ilgi ile okunur.
Bunu niçin söylüyorum, hakikaten siyaset yapan bir çok kişiyi yakından tanımıyoruz, fikirlerinden, eserlerinden haberdar değiliz? Halbuki onları daha bilinçli bir şekilde tanımamız gerekiyor? Mesela Siirt Ak Parti Milletvekili Yasin Aktay'ı herkes hakkıyla tanıyor mu, eserlerinden haberdar mı, sanmam. İyi ki televizyonlar bazı tartışma programları düzenliyor da siyaset arenasında bulunanların fikirlerini öğrenme imkanımız doğuyor. Sosyoloji alanında kıymetli çalışmaları olan Prof. Dr. Yasin Aktay'ın üç eseri elimde. Aslında sadece isimleri bile, çok geniş ufukları işaret ediyor. Belki de panellerde, sempozyumlarda ele alınması gereken konular, kitapların kapağına gelip oturmuş. Tarih Bozumu, Hepimiz Ötekiyiz!, Korku ve İktidar. Tarih Bozumu, Aktay'ın tarih sosyolojisi denemelerinde oluşuyor. Eserin 2. baskısını okuyoruz. Hepimiz Ötekiyiz! ise "Türkiye'de Kimlikler ve Algılar" alt başlığını taşıyor. Aktay bu eseri Ahmet Kızılkaya ile birlikte kaleme almış. 3. baskısı gerçekleştirilmiş. Korku ve İktidar da 2. baskısıyla vitrinlerde.
Bilmiyorum parlamentoda bulunan milletvekilleri arasında irtibat ve var mıdır? Farklı partilere mensup milletvekilleri birbirlerini sıklıkla ziyaret ederler mi? Oturup muhabbet eder, gündemdeki meseleleri tartışır mı? Yoksa herkes kendi odasına mı kapanıyor? Halbuki Ziya Paşa ne güzel söylemiş: "Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar." Keşke milletvekilleri bu konuda topluma örnek olsa, fikirleriyle tartışsa, eylemleriyle değil düşünceleriyle yarışsa. İlme, sanata, edebiyata, medeniyete değer veren mebuslarımızın sayısı toplumdaki gibi artsa! Ümitle bekliyoruz, olur inşallah.
Prof. Dr. Yasin Aktay'ın bu üç değerli eserinin tanıtımını arka kapak yazılarından istifade ederek yapacağım. Ama bu, onları daha geniş zamanda okuyup üzerlerinde düşünmeye, hatta araştırma yapmaya elbette hiç engel değil.
Tarih Bozumu: "Tarihi oluşturacak malzemeden bir 'ortak tarih'in oluşabilmesi için her şeyden önce bugünün insanlarında bir ortaklık kurma iradesinin oluşması gerekir. Eğer insan gruplarının, birbirleriyle münasebetlerini temellendirebilecekleri, bir aradalıklarını belli bir geçmişe ve hukuka dayandırabildikleri bir ortaklık hissi ve iradeleri yoksa ortak tarih kendiliğinden silinir. Bu irade oluştuğunda ise ortak tarih kendiliğinden oluşur. Tarih bir ortaklık işiyse birbirleriyle bir ortaklık hissetmeyen insanların tarihlerinden de söz edilemez." (Açılım Kitap, 0 212 5209890-6311250, www.acilimkitap.com, [email protected])
Hepimiz Ötekiyiz!: "İçinde çok çeşitli etnik, kültürel, dinu00ee ve mezhepsel grubun bulunmasından ötürü bir 'kültürel mozaik' olarak tanımlanan Türkiye, bu çok kültürlü yapısından kaynaklanan bir takım avantajlar ve dezavantajlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Söz konusu avantaj ve dezavantajlar, Türkiye'nin sahip olduğu bu zengin kültürel mirası nasıl yönettiğine/yöneteceğine ilişkindir. 2000'li yıllara kadar uygulanan ve dilden dine, kültürden tarihe bütün alanların devlet eliyle belirlendiği, farklılıkların yok sayıldığı, en temel hak ve özgürlüklerin dahi ihlal ve ihmal edildiği politikalar ile Türkiye'nin yol alamadığı /alamayacağı anlaşılmıştır." (Tezkire Yayıncılık, 0 212 5284753, www.tezkireyayincilik.com, [email protected])
Korku ve İktidar: "Bu kitapta yer alan yazılar, Türkiye'nin belli bir döneminde güncel konulara bir refleks niteliğinde verilmiş cevaplar olarak okunabilir. Mahalle baskısı tartışmalarından Hrant Dink'in katline, Cumhuriyet mitinglerinden Cumhurbaşkanlığı seçimine, komünizm, bölücülük ve irtica komploları sayesinde toplumda nasıl bir otoriter ve baskıcı rejimin ayakta tutulmaya çalışıldığına, muhafazakarlaşma ve ötekileştirme ithamı üzerinden üretilen daha yoğun ötekileştirmeye ve hem Türkiye hem de dünyadaki İslamofobya örneklerine kadar değişik konularda 'korku' unsurunun bir iktidar kaynağı ve aracı olarak kullanımını konu edinen yazıları okuyacaksınız." (Pınar Yayınları, 0 212 5209890, www.pinaryayinlari.com, [email protected])
