Siyaset ve dinde aklı kapatmak: Koza örmek
Eğer nefs terbiyesi yoksa insan aklını kapatır, akli delilleri asla kabul etmez. Hatta kabul etmeyi dahi düşünmez. Siz istediğiniz kadar bunlar; ilmi değil, ahlakın tersi bir durum, akıllılık böyle olmaz deyin, durun. İnsan, koza örüp zihnini her şeye kapattıysa hiçbir akıllı ve mantıklı delilinizi dinlemeyecek, her şeyinizi ret edecektir.
İnsanlar, zihinlerine
koza örmeyi de en çok din ve siyasi konularda yapacaktır. Önce bireysel sonra
toplumsal olarak koza öreceklerdir. Otuzluk, kırklık teyp kasetleri gibi üzerine
yeni ekleme yapılamayacak halde katı ve kıt bilgileri-inançları ile
zihinlerinin ne içerisine ne de dışarısına hayırlı bir giriş-çıkış olmayacak.
İlme talip (istekli) olmadığı gibi kıt bilgilerini size çok güzel satacaklar.
Siyasette ve dinde size cennet vaat ederek örgütlü, yıkılması zor zihinler ve
tabular bırakacaklar.
Koza ören zihin dinde
ise en iyi inancın kendisindeolduğunu öyle bir kabul edecek ki
kirli don gömlek koklamayı kutsal sanıp diğerlerini
dinsiz, imansız görecektir. Kargadan başka tüm kuşları reddettiği gibi
yoldan çıkmış inancından başkasını da kâfir
ilan edebilecektir.
Uzak tarihte
kardeşini öldüren Kabil, bireysel koza
ören ise yakın tarihte PKK-FETÖ-İŞİD toplumsal
koza ören örnekleridir. Bu makaleyi yazdığımız tarihte de siz bu makaleyi
okuduğunuz tarihte de etrafta yine benzer örnekleri rahatlıkla göreceksiniz.
Tek kişi başlayan ama
koskoca bir topluluğa sirayet eden devasa bir hastalık. Yüzünü nefsine çevirip
aklını terk ettiren, sırtını ise ahlaka, akla çevirip ülke batırtan bir
hastalık.
Bireysel veya
toplumsal koza örenler, dini inanışlarda topluma fayda getirmediği gibi insana
ahiretini de kaybettirir. İnsana ve insanlığa katkısı asla olmadığı gibi
insanları dinden, imandan soğutur.
Koza ören zihin
siyasette ise en dürüst ve en tarafsız
kendini ilan edecek ki doğruya doğru, yanlışa yanlış dediğiniz için sizi anında
tarafgir ve hain ilan edecektir.
Kendi dogmalarından başka kural bilmediği gibi öğrenmediği gibi gayrısını da kâfir ilan edebilecektir.
Seçimleri kazanmak
için tuttuğunuz yol yanlış bir yol..
psikoloji noksan, sosyoloji noksan, o noksan, bu noksan.. zaten siyaset bilimi
hak getire… Böyle giderse seçimleri rakipleriniz kazanır demeyegörün duyduklarınızla bir anda
yarım asır yaşlanacaksınızdır.
Halis duygularla pak
niyetlerle iyisiniz, hoşsunuz. Lakin
esas olan millet menfaati, devletin tam bağımsızlığı, ülkenin müreffeh olması
ise yapılacak işin kıblesi de şurası olmalıdır… Her işimizde ilmi olalım, ahlaklı olalım, akıllı olalım hatırlatmaları
da nafiledir. Nesnel bir eleştiriyle “O
iş, senin bildiğin gibi değil. Doğrusu budur.” dediğinizde bilin ki en
büyük hain, siz olmuşsunuz demektir. Ve belki de canınızdan olmuşsunuzdur.
Koza örmek işte böyle
çok tehlikeli bir hastalıktır. İnsanları kandırmak, aldatmak, yanlış
yönlendirmek asla çok basit ve çok kolay olmamalıdır. İnsan, nefsine uyup
aklına sırtını dönerek ne kendine ne de başkalarına zihinleri kapattıran koza
ördürmemelidir.
Oysa bizi diğer
canlılardan ayıran, insani özelliklerimizdir. İlmimiz, ahlakımız ve aklımızdır.
Hür irademizle fikirler beyan edip beyan edilen fikirleri kabul etmemizdir.
Hürriyetimizin sınırını, başkalarının hürriyetine denk gelince
sonlandırmamızdır.
Biz, işte bu
özelliklerimizle kurumlar ve devletler kurup medeniyetler inşa edebiliyoruz.
İlmimiz, ahlakımız ve aklımızla iyi olan, güzel olan her şeyi yaşıyor ve
yaşatabiliyoruz. Ancak zihnimize koza örerek iyi olan, güzel olan her şeyi yok
edebiliyoruz. Hatta böylece siyasette ve dinde aklı kapatıp dünyayı,
içindekilerle beraber ateşe verip yakabiliyoruz.