Siyasal Kararlara Katılımda Kadının Yeri
8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle hafta boyunca özellikle kadın/erkek eşitliği başlığı adı altında kadınlarla ilgili pek çok araştırma yayımlandı. Bu araştırmalardan biri de kadınların siyasal alandaki konumunu gösteren ve “Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Kadın/Erkek Eşitliğinin İzlenmesi Projesi” kapsamında hazırlanan Siyasal Kararlara Katılımda Kadın/Erkek eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması raporuydu.
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tarafından hazırlanan ve Türkiye’de ortak yaşamın siyasal, ekonomik ve sosyal alanlarını etkileyen kararların oluşturulmasında kadın/erkek eşitsizliğinin düzey ve alanlarını saptayarak eşitliği sağlayacak politikaların geliştirilmesine destek olmayı amaçlayan raporda incelenen on tematik alan şöyle: ‘Kadınlara yönelik kadın/erkek temelli şiddetle mücadele’, ‘siyasal kararlara katılımda’; ‘eğitime, istihdama, din, spor, sağlık ve kentsel haklar/hizmetlere erişimde’; ‘medyada cinsiyetçilikle’ ve ‘kadın/insan ticareti ile mücadelede’ kadın/erkek eşitliği.
Dokuz8haber’in derlediği verilere göre; Türkiye’de kadınlar ilk kez 1934 yılında yerel seçimlere ve 1935 yılında genel seçimlere katılabildi. Türkiye’de ilk kez genel seçimlere katılan kadınlar (8 Şubat 1935), TBMM’de 18 milletvekilliği ile yüzde 4,52 oranında temsil edilmişlerdi. Çok partili hayata geçildiğinde, 1950’de yüzde 0,62’ye inen oran, uzun yıllar boyunca yüzde 4’ün altında kalmıştı. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 17,8’e ulaşabildi.
Seçimlerde kadın/erkek eşitliğinin gerçekleşmesini etkileyen faktörlerin başında siyasal partilerin aday listelerinde yer alan kadın adayların oranı ve ne kadarının seçilebilecek sıradan aday gösterildiği geliyor. Türkiye’de seçimlere katılan kadın aday oranı ve TBMM’de seçilebilen kadın temsilci oranı 2007 yılından başlayarak artmakta. 2007 seçimlerinden başlayarak kadın milletvekilleri sadece birkaç büyük kentten değil, Türkiye’nin her yerinden, özellikle de az gelişmiş bölgelerden seçilmeye başlandı. Aynı tarihte TBMM’de kadınların temsili yüzde 4,4’ten yüzde 9,1’e çıktı.
Parlamentolar Arası Birlik’in (IPU) 2002 verilerine göre, kadınların temsili açısından dünya ortalaması %14,5; Avrupa ortalaması %16,8 iken Türkiye’de bu oran yüzde 4,4’de kalmıştı. Aynı veriler 2017 yılında sırasıyla yüzde 23,6 ve yüzde 27,2 oldu. Türkiye’de bu oran yüzde 14,7’ye yükseldi.
Günümüzde Türkiye’de doktorluk, avukatlık, mimarlık, akademisyenlik gibi kariyer mesleklerde görev yapan kadınların oranının yüzde 30-40’larda olduğunu düşündüğümüzde bu potansiyelin siyasal temsile ve kamu kurumları yönetimlerine eşit yansımadığını görmekteyiz.
Kadın Koalisyonu (KK) 2015 Genel Seçimlerinde kadın adayların seçim çevreleri ve siyasi partilere göre dağılımı ile ilgili yaptığı çalışmada tüm adayların yüzde 26,6’sının kadın olduğunu saptadı. Sadece meclise girme ihtimali olan 4 partiye baktığımızda ise bu oran %23,78’e iniyor.
Türkiye tarihinde seçilmiş toplam 10.781 milletvekilinin sadece 494’ü yani yüzde 4,58’i kadındı. 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde TBMM’de kadın temsilci sayısı 103 ile yasama tarihinin en yüksek sayısı oldu. Bu artış, temsilde gelişim açısından olumlu olsa da hala yetersiz.