Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2507.68
BIST 100
9673.93
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Nisan 2015

Sistemi tarihçilere bırakalım

İşi Tarihçilere bırakalım diyorlar ya, hangi tarihçilere azizim!
Hem dünya savaşının hem de mündemiç olan Çanakkale muharebesinin 100. yılı sebebiyle, hemen hemen tüm dünyada 'etkinlikler' devam ederken, 'bizimkiler' ne yapar sorusunu bir kenara bırakalım ve Amerika'dan 'ufacık' pencere açalım.
Malum, 25 Nisan'da başlıyan Arıburnu çıkarması bizim için ne kadar anlamlıysa, bir de karşı cenahın tasarrufunu yansıtmak anlamlı derim.
Sevgili Murat Bardakçı'nın fikirlerini beğenmeye bilirsiniz, ukala hatta megaloman da bulabilirsiniz ama inkar edilmez gerçek, benim diyen 'Profesörlerimizi' bile 'hizaya çekmesini' hiç yadsıyamazsınız! İşte o yüzdenkendinden emindir çıkışları ve o yüzdendir 'gazetecilerin' değme tarihçilere taş çıkarması! Tıpkı dünyadaki emsalleri gibi.
Hep soruyoruz, nerden ve nasıl bu profesörlükleri almışlar! Sorgulanması gereken zer zevatın 'dedikodudan' ibaret tezvirat ve dahi 'hamaset edebiyatından' müteşekkil, devletten 'yemlenip' düzdürdükleri hikayeleri, utanmaz yüzlerine çarpmakla elbette az bile yapılıyor desek yeridir!
Sırf Mustafa Kemal övgüsü için ki, arka planda kendi ikbal hesapları içinde, nerden mülhem olduğu meçhul destanlar döktürüp, varakpareleriyle doçentlik, profesörlük almalar, hele eski yazıyı okuyamamayı 'marifet' gösterip 'cehaletini' gizlemeye çalışanlaru2026 İsim vermesek de çok azı müstesna işte ha!
Murat Bardakçı'nın da söylediği gibi Osmanlı Birinci Dünya Savaşına 'zorla' kendi bile isteye girmiştir! Bu konuda en makul en basit en tutarlı ve belgeli kitap James Stokesburry'e aittir derim. Adı üstünde 'A Short Story of World War 1'. Ayrıntıları daha sonra yazmayı düşünüyorum ama iki cümle özet yaparsak, bir, 'Türklerin bu savaşda ne işi var' diyen 'şaşkınlıklarını' anlatması. Ve ikincisi Çanakkale'den bir manzara.
Bize, Kemal Paşa'nın 'askerlerimizin arkası arkasına nasıl şehadete koştuklarını' anlatırken acaba diğer tarafta ne gibi bir hikaye çizilmiş derseniz buyrun.
Açılan Türk ateşine karşı bölük bölük askerler öne atılıyor ve deniz maviden pembeye döndüğü ifadesiyle beraber en büyük hatayı 25 Nisanda yaptıkları çıkarmada, ilerlemek yerine Türk askerini beklemekle yaptıklarını söylüyorlar. Ancak onlar da en az bizim kadar 'kahramanlıklarıyla' övünüyorlar elbet.
"Saniye hatta daha kısa anlar içinde mavnalar, siperler ve kıyılar ölü askerlerle, ölmekte olan askerlerle, yaralı askerlerle, vucudunun muhtelif yerlerinden fışkıran adamlarla doluyordu ama bunu gören arkadan gelen askerler hala gelmeye devam ediyordu!"
İfadelerin bizimkilerle benzerlikler dikkate şayan ama!
Tüm savaşın hülasası ise Falih Rıfkı'nın deyimiyle 'Biz Ahmet'i 'kumarda' kaybettik'.
***
Tekerrür eden zihniyettir Dostum. Adalet zalimin elindeyse, imdadına göklerden hükmünü bekle.
Yazarımız Yakup Köse'nin yanındayız.