Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2964.80
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Haziran 2022

Sis perdesi

Dünyanın en belirsiz ve istikrarsız bölgeleri arasında bulunan Türkiye’nin, değişim ve gelişimi doğru okuyamadığı takdirde beka sorunuyla yüz yüze gelmesi kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihi boyunca süper güçlerin isteklerine boyun eğerek çeşitli senaryoların içinde yer alan Türkiye’nin kendi senaryosunu yazma isteğinin engellenmesi için etrafımızda örülen sis duvarlarının kalkmaması lazım. Bunun içinde suyu içerden veya dışardan bulandıracak beceriksiz tiplemelere iş düşüyor.

Türkiye’de emperyalizme kafa tutacak, savunma sanayinin geliştirilmesinden, nükleer enerjiye, Akdeniz ve Karadeniz’de enerji arama kabiliyetinden, enerji ve gıda güvenliğinin sağlanmasına kadar bir dizi yatırımlar, yıllar yılı yaptırımlar eliyle durdurulmak isteniyor. Bunun içinde ekonomide ve siyasette beceriksizlikleri tescillendiği halde kendilerini kendilerini nimetten sayan kafa karıştırıcılara ihtiyaç var. Türk ekonomisinin yüzde 70’ine hükmettiği, yıllar yılı paralarına para kattığı, ekonomik manipülasyonların odağında bulunduğu halde hükümetten şikayet eden TÜSİAD güruhunun Kuvai milliye maskeli CHP ağzıyla, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine itiraz edilmesini eleştirmesi üzerimize örtülmek istenen sis perdelerinden sadece bir tanesi. CHP genel başkanının, Biden, Esed, Miçotakis ağzıyla yaptığı konuşmaları vatanseverlik kisvesine bürümesi, bunun için de 6’lı masadan destek alması başka bir sis bombası. Yıllar yılı kamu ihaleleriyle zengin olan TÜSİAD’cıların gelir adaletsizliğinden dem vurarak hükümeti eleştirmeleri ahlak kavramının dip yaptığı nokta. Unutmamak lazım kapitalizm ahlaklı insanlar yerine beceriksiz tiplere ihtiyaç duyar. Bu beceriksizlerin de işi fonlandıkları odakların taleplerini topluma dikte etmek.

Son yüzyılda dünyayı büyük oranda değiştiren Rusya’nın kendisini pek fazla değiştirememesi kurulmak istenen yeni düzenin ana sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ekim devrimiyle Birinci Dünya Savaşı senaryosunun atıl kalmasını sağlayan Rusya, ikinci dünya savaşı sonrasında kurulan düzeni 1993’te SSCB’nin sona ermesi ile bitirmişti. Ekonomik ambargolarla çökertilen Rusya ve yeni kurulan cumhuriyetlerde göç ve kaosun batıya zarar vereceğini hesap eden emperyalist akıl, sermayeyi Rusya’ya göndererek oligarklar eliyle Putin gibi bir gücün oluşmasına zemin hazırladılar. Çin ile çatışma yerine dirsek temasını yeğleyen Putin gücünün törpülenmesi için de kaosa ve savaşa ihtiyaç vardı. Ukrayna yeni dünya düzeni için gerekli olan kaosun arenası haline getirildi. Batı oligarklara koyduğu onca yaptırıma rağmen halen yüzden fazla şirketini Rusya’da faaliyet yaptırarak kontrollü kaosa oynadıklarını bir kez daha gösterdi.

Batı’nın empoze ettikleriyle refah ve huzuru yakalayacağını zanneden Türkiye’yi afyonun etkisinden 15 Temmuz kurtardı. Çözüm süreciyle amacın istikrar değil, Türkiye’nin parçalayacak terör devleti, Kıbrıs’ta Annan planıyla amacın Akdeniz enerji kaynaklarından izole edilmesi olduğunu anlamamak için saf ötesi bir şey olmak lazım. Türkiye ekonomisi ise bu yüzden sürekli kriz içinde gösteriliyor.

Batının kontrollü kaos politikasını bitirebilecek yegane ülke ise sürekli çapraz ateş altında tutulmak istenen Türkiye. Malum Biden’in dostlarıyla birlikte devirmek istediği Erdoğan’ın 2023 seçimlerine kadar kaos düzenini parçalamaması için engellenmesi gerekiyor. Türkiye’ye Suriye üzerinden vurulmak istenen pranganın da muhtemel Tel Rıfat ve Münbiç operasyonlarıyla parçalanacağını görenler on yıllardır silahlandırdıkları Yunanistan’ı üzerimize salmakta bir beis görmüyorlar.

Malum olduğu üzere önümüzdeki yıl Haziran ayında Türkiye’de olduğu gibi Yunanistan’da da seçimler var. Yunanistan seçimlerinin erkene alınması ciddi bir senaryo olarak önümüzde duruyor. Yunanistan’ın ABD’nin maşası olarak kullanılmasına (Onlarca üs kurulmasına) kamuoyunun hazırlanması için Türkiye tehdidi üretilmesi gerekiyor. Onun için de ABD, Fransa, İsrail pohpohu ile şımaran Yunan hem taciz ediyor hem ağlıyor. Türkiye ise güneyde (Suriye-İran, Rusya), Akdeniz’de (İsrail, Mısır, AB), batıda (Yunanistan, ABD, AB) kuzeyde, Rusya ile karşı karşıya getirilmiş durumda. Suriye üzerinden İran ile de karşı karşıya getirilersek Türkiye düşmanlarının arayıp ta bulamadıkları senaryo. İsrail, İngiltere, ABD senaristleri ise Akdeniz’de Filistinlilerin enerjisini çaldıkları gibi güçsüz düşürdükleri Lübnan’ın da enerji kaynakları üzerine çöreklenme sevdasındalar.

Türkiye kamuoyu, toplum adına devleti denetleme ihtiyacı ile devlet adına toplumu şekillendirme ikilemiyle boğuşturuluyor.

Kurtlar puslu havayı sever, denizin ortasında birisi sizi etrafa toz saçmakla ithal ediyorsa menüye alındığınızın işaretedir. Aptal dostun olacağına akıllı düşmanın olsun. Paranoyak olmak aptal olmaktan iyidir. Vesselam