Şiraze'mizi bulduk
Edebiyat
dünyamız yeni bir dergi kazandı. Şiraze dergisi “iki aylık kitap kültürü
dergisi” ayrıntısıyla okurlarını selamladı. Zor günlerden geçtiğimiz bir
zamanda Şiraze dergisi tutunacağımız dalları bizlere birer birer gösterircesine
yeni yollar açarak edebiyat dünyamızda daha ilk sayısıyla varlığını
hissettirdi.
Bir
derginin künyesini önemserim. Ekipte kimler var, dergi kimin himayesinde
çıkıyor, yazar kadrosu ve dergide yer alan konular takip ettiğimiz noktalardır.
Şiraze dergisi daha ilk sayısında hem yazar hem de konularıyla okurlarının
takdirini kazanmış durumda. Öncelikle kültür ve edebiyat dünyamız için hayırlı
olmasını diliyorum.
Kastamonu Sanatevi
adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü İhsan Sert, Editör M. Sedat Sert, Genel
Yayın Yönetmeni Kudret Ayşe Yılmaz. Derginin yayın danışmanı edebiyat
dünyamızın tanınmış siması, akademisyen Dr. Necmettin Turinay. Derginin
kapağında iki dosya dikkat çekiyor. Dosya konusu olarak editörlük seçilmiş.
Vefa köşesinde M. Uğur Derman ile yapılan söyleşi ufuk açıyor.
Derginin ilk yazısı Necmettin Turinay’a ait. Hepimizin yakından tanıdığı Bayram Bilge Tokel’in “Sarayın Sesi Halkın Nefesi” kitabı üzerine etkileyici ve isabetli tahliller yapılmış. Türkülerin tarihi derinliği üzerinde durulmuş. Kitabı, “Türk halk müziğini kendine merkez edinen onun üzerine düşünce geliştiren bir tür deneme” olarak niteliyor Turinay. Yazıda, Bayram Bilge Tokel’in klasik müzik ve müzik alanındaki tarihî ayrışmalara dair görüşleri değerlendiriliyor.
Dergide
dikkat çeken bir başka önemli yazarımız Ömer Lekesiz. Ömer Lekesiz ismi bende
hep bir ciddiyetin, disiplinin ve sağlam bir yapının adı olmuştur. Hem
yazarlığı hem de eleştirmenliği noktasında yolumuzu aydınlatan birikimi ile
Ömer Lekesiz, Şiraze dergisinde Hüseyin Su’ya ait “Kırklar Cemi” kitabını değerlendiriyor. Ömer Lekesiz,
“Kırklar Cemi” kitabı hakkında şöyle
diyor: “Kırk’ın ne’liği, Kırkların kimliği, Cem’in niteliği” esasında üç ayrı
kategoriye oturan ‘bir terkip’ halinde çıkar ilkin karşımıza.” Ayrıca bu terimlerin derin tahlillerini
tasavvufi yönden de inceliyor.
Bir başka
kitap tahlili yazısı Atabey Kılıç’a ait. Eski Türk edebiyatının değerli
hocalarından Atabey Kılıç, yine Eski
Türk edebiyatımızın emektar hocalarından muhterem Cemal Kurnaz’a ait “Bir Köy Vardı”
kitabını tahlil ediyor. Cemal Kurnaz Hoca’nın biyografisi ile başlayan yazı,
kitabın konusu olan ve aslında Cemal Kurnaz Hoca’nın çocukluğunun geçtiği, onun
hayatından izler aktarılan bölümlerle devam ediyor.
Vefa
köşesi bölümünde Şiraze dergisinin sorularını cevaplayan M. Uğur Derman bizlere
sanat tarihi, hat ve ebru konusundaki tecrübelerini aktarıyor. Kitaplarla
tanışıklığından başlayarak, özellikle 1940’lı yıllardan başlamak üzere günümüze
değin kültür ve sanatla dolu hayatını aktarıyor. Yine bu bölümde Ömer Lekesiz’in
Uğur Derman’ın hattatlığı konusundaki görüşleri önemli. Uğur Derman için Hasan
Çelebi, Hüseyin Kutlu gibi isimlerin görüşlerine de yer veriliyor. Yine Uğur Derman
hakkında Mehmet Nuri Yardım, tatlı üslubuyla kaleme aldığı yazısında Uğur Derman’ın güzel anılarla dolu hayatını ve ders aldığı hocaları, içinde bulunduğu kültür ve sanat çevresini aktarıyor. Tabii ki burada Süheyl Ünver ve Uğur Derman
hocanın yakınlığı dikkat çekiyor. Uğur Derman'ın 1955 yılından itibaren hocası Necmettin
Okyay’dan ders almaya başladığı ve 1960 senesinde de icazet aldığı bilgisini öğreniyoruz.
Ayrıca Mahir İz, Süheyl Ünver, Halim Özyazıcı gibi üstatlardan da feyz aldığı
bilgisi veriliyor.
Şiraze
dergisi sadece edebî sahada değil aynı zamanda tarih ve sosyal ilimler alanında
da birçok türde yazılmış kitabın tahlil edildiği bir dergi olarak önemli bir
görevi üstleniyor. Bu bağlamda Osman Karatay, Fethiye Sarper Erdemgil’in “Savaşın
ve Barışın Ustaları” isimli kitabını değerlendiriyor. Bir başka kitap
değerlendirmesi Alâattin Karaca’ya ait. Alâattin Hoca, uzun süredir takip
ettiğim, görüşlerini önemsediğim titiz ve estetik kaygısı olan bir akademisyen
yazar.
Alâattin
Karaca, Cevat Karahasan’ın “Sara ve Serafina” isimli Bosna Savaşı’nın
anlatıldığı romanı tahlil ediyor.
İsmi Yunus
Emre ile özdeşleşen ve ömrünü Yunus sevgisine adayan Mustafa Özçelik, Namık Açıkgöz’ün “Yunus Diye Göründüm”
kitabını değerlendiriyor.
Önemli bir
değerlendirme yazısı da M. Sedat Sert‘e ait. Hilmi Ziya Ülken’in “Destanlar”
isimli kitabını tahlil ediyor. Hilmi Ziya
Ülken ismi gerçekten Türk felsefe ve düşünce tarihi açısından önemlidir. Sedat
Sert, Ülken hakkında, “Derdi Anadolu’yu tenvir edecek aydınların ortaya çıkması
ve Anadolu’nun yeniden inşasıdır. Bunun için de aydın diye isimlendirilen
zümrenin; Türk’ü, Türk kültürünü,
Türk’ün inanç, duygu ve fikir dünyasını bilmesi gerektiğine inanmaktadır”
diyor. Anadoluculuk/memleketçilik akımı üzerinden Hilmi Ziya Ülken’in düşünce
dünyası ortaya konuluyor.
Şiraze dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Kudret
Yılmaz, Türk edebiyatının ve hikâyeciliğimizin öncü ve ölümsüz ismi Ömer
Seyfettin’in “Aşk ve Ayak Parmakları Sultanlığın Sonu” isimli kitabını tahlil
ediyor.
Şiraze
dergisinin özel dosya konusu editörlük. Ayşe Kudret Yılmaz ve M. Sedat Sert‘in
hazırladığı önemli dosyada Beşir Ayvazoğlu, İbrahim Tenekeci, Ertuğrul Alpay,
Sabri Koz, Ali Ayçil, Güray Süngü, Enver Gülşen, Zeynep Ulviye Özkan, İrfan Kelkitli,
Hamdi Akyol, Şerif Aydemir gibi önemli isimlerin görüşlerine yer veriliyor.
Dergide
ayrıca hikâye yazarı Emine Altınkaynak ile bir de söyleşi var. Yazma sürecine
dair tecrübelerini aktaran Emine Altınkaynak, ilk eseri “Kendine Dolaşan Sarmaşık”
üzerine konuşuyor. Derginin son yazısı “Kitap Medeniyeti” bölümünde “Vakıflar
ve Kütüphanecilik” konusunu ele alan Mevlüt Çam’a ait.
Bilhassa
salgın sürecinde birçok yayınevinin zora girdiği bir dönemde edebiyat ve kültür
dünyamızda derin sızılar ve kaygılar varken, eksen kaymaları yaşanırken, birtakım
yitikler aranırken; edebiyat dünyamızda Şiraze dergisi, gerçekten
kaybettiklerimizi bulmaya, eksiğimizi tamamlamaya, yönümüzü tayin etmeye dönük
kıymetli bir yayın olarak çıkıyor. Şiraze’mizi bulduk diyebilirim, emeği
geçenleri kutluyoruz.