Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2975.59
BIST 100
9950.07
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Temmuz 2017

Şipşak siyaseti!

Pazartesi günü Diyarbakır Çınar Kaymakamlığı'nın 15 Temmuz'un yıldönümü münasebetiyle düzenlediği bir etkinlik kapsamında Diyarbakır'daydım. Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi'nde medeniyet hamurunu birlikte yoğurduğumuz asil Kürt kardeşlerimizle beraber hem dertleştik hem de FETÖ ve PKK gibi küresel çetenin piyonlarına karşı birlikte mücadele etme azmimizi tazeledik.

Bugün her ne kadar okul ders kitaplarında yer almasa da(ne hazindir ki hala zararlı cemiyetler bahsinde geçiyorlar) bizim Kürtlerle olan hikayemiz çok eskilere dayanır. Bir Türkmen olarak bir sonbahar günü okul bahçesinde "varlıklarını Türk varlığına armağan" ederken tanıdım ben Kürt çocuklarını. O günden beri tarihi bir hasretle bu toprakların ahlak, erdem, irfan ve basiret sahibi yerli Kürtlerini ne gönlümden düşürdüm ne de zihnimden çıkardım.

Diyarbakıru2026 Asıl adı AMİD. Amed değil. Amed, sonradan ideolojik kaygılarla ortaya atılmış uyduruk bir isim. Yer gök tarih, işaret, vicdan dolu bir coğrafya burası. Çınar Kaymakamı İsmail Şanlı, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aziz İde, avukat Şerif Aydın ve AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Arzu( bu isme dikkat, birazdan döneceğim) ile birlikte Diyarbakır'ın tarih fışkıran mekanlarını gezdik.

Atalarımızın duygu ve düşüncelerini nakşettiği bu tarihi eserler hakikaten göz kamaştırıyor. Bir önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi içimizdeki yabancı işgal güçleri de evvela işte bu işaretleri yok etmeye çalıştılar.

Düşünebiliyor musunuz; PKK, 500 yıllık tarihi Dört Ayaklı Minare'yi kökünden devirmek için ayaklarına roketatar atmış, gördüm. Kiliseleri, camileri bombalamış. Kürtlerin yaşadığı yerleri harabeye döndüren Kürt düşmanı bu zalim terör örgütünün temel amacı, medeniyet birikimimizi, tarihimizi, ortak duygu, inanç ve düşüncelerimizi kökünden kazımak ve bizlerin ayarlarını bozmaktı. Bu yüzdendir ki aynı emeli güden FETÖ ile ortaklık yapması boşuna değil!

Çınar ilçemiz de birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan bereketli bir yer. Hz. İbrahim'in (a.s.) doğduğu Ur şehri bu ilçemize yakın bir yerde bulunuyor. Yakın bir zamanda Kaymakam İsmail Şanlı'nın da gayretleriyle ilçeye 13 km uzaklıkta bulunan Zerzevan Kalesi'nde İslamiyet öncesi Roma dönemine ait 1500 yıllık yeraltı tapınağı bulundu. Kazılar devam ediyor. Roma döneminin FETÖ'sü sayabileceğimiz Mithras inancına ait olan bu tapınağın hem Pers hem Hristiyan hem de İslam dünyası için ilgi uyandıracağı muhakkak. Kuşkusuz turizm açısından da önemli bir mekan olacak. Ne var ki yöneticiler malum terör belası yüzünden bu konuda bir hayli umutsuz.

Peki, bu yazılanların "şipşak siyasetiyle" ne alakası var? Bizi bir dakika olsun yalnız bırakmayan 66 yaşındaki AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Arzu'nun literatüre kazandırdığı bir kavram bu. Haksız sayılmaz. Kürtlerin tarih boyunca önemli kırılma anlarında ülkelerinden yana tavır koydukları bir hakikat. Bakınız biz her ne kadar mevzubahis etmesek de referandum Kürtlerin yoğun katılımıyla kazanıldı. Devleti yanlarında gördükçe hem teröre karşı net bir duruş ortaya koydular hem de mensubiyet duyguları pekişti. Bu yüzdendir ki Erdoğan'ı şükranla anıyorlar.

Bugün Diyarbakır başta olmak üzere birçok il, ilçe belediyesine kayyım ataması yapıldı. Haliyle bu durum Kürtlerde büyük bir beklentiye neden oldu. Öyle ki bir belediyenin yaptığı çok küçük bir hizmet neredeyse her yerde konuşuluyor. Çünkü hizmetten mahrum bırakılan hizmete hasret bir Kürt halkı var. Hal böyleyken ne yazık ki AK Parti teşkilatları bu durumu lehlerine çevirmekte bir hayli isteksiz. Batı bölgelerinde olduğu gibi Kürtlerin yaşadığı bölgelerde de şevkle çalışmıyorlar. Bu durum tespiti bizzat bu işin içinde olan ve birebir bu siyaset tarzına şahitlik yapan siyasetçilere ait.

Öyle ki yıl boyunca tek bir çalışma yapmayan bu tür siyasetçiler Ankara'dan başbakan ya da bir bakan geldiğinde hemen etrafını çevirip Mehmet Bey'in ifadesiyle selfie çektirme yarışına giriyorlar. Ve sonra bu fotoları koltuklarını sağlamlaştırmak için kullanıyorlar. Üstelik kendilerini "dava" uğruna çırpınan birer nefer olarak tanıtıyorlar. Mehmet Ali Arzu işte bu ahlaksızlığa isyan ederek bunun adını "şipşak siyaseti" koymuş ve haklı olarak "haram olsun rant için siyaset yapanlara" diyor.

Küresel çete ile verilen mücadelede Kürtler başta olmak üzere görüşü, rengi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun her kesimden yerli ve vicdanlı insanlarla safları sıklaştırmazsak işimiz zor. Bu bakımdan zoru değil kolayı, mücadele etmeyi değil teslim olmayı, yükü omuzlamayı değil omurgasızlığı tercih eden, kibirli, uşak ruhlu, vizyonsuz, kalitesiz siyasetçilerden ve teşkilat birimlerinden bir an evvel kurtulmak zorundayız. Neden bu tür insanlara katlanıyoruz, anlamıyorum?