Sınır ihlali ve kirli ayakkabılar
Bu hafta ‘insan’ ile söze başlamak istedik sayın okur. İnsanın, kendi iç gezegeninde güçlü ve söz sahibi olması dışardaki gezegende etkili, başarılı ve sağlam bir duruşa tekabül gelmektedir. İç âlemindeki; düşünceler, sınırlar, kurallar ve ‘ben ne derim?’ leri ile hayatına şekil veren bir kimse; kararlı, güçlü, sorumluluk sahibi bir birey olarak dış âlemdeki aynasına yansıyacaktır. Sınırları olan bu insanın, işgal edilmesi, özgür iradesinin linç edilmesi güç bir durumdur. Zira o, kendi sınırlarını koruma sorumluluğunu hiçbir zaman elden bırakmıyordur. Kendi tebeşiriyle( inançları, düşünceleri ve özgür iradesi) etrafını çizdiği sınırları (kuralları) vardır. Sınırları olan sorumluluk sahibi bir insan şunun farkındadır; her insan kendi benini, düşünce yapısını ve duygularını belirleyebileceği özel bir alana sahip olmak zorundadır. İnsan, bu alanı koruyup işgal ettirmediği müddetçe ''ben ne derim?" i ile barışık olur. Sınır çizgisi, kimsenin geçmesine müsaade etmeyeceği kadar saygın ve otoriter bir yapıda olmalı. Eğer çizmiş olduğu sınır çizgilerine kendi saygı duymazsa, başkası çoktan kirli ayakkabılarıyla sınırlarını aşıp düşünce, duygu ve yaşam alanında tepiniyor olacaktır. İnsan, müsaade ettiği kadar işgal edilebilir. Açık kapı bıraktığı an taviz üzerine taviz verme yoluna girmiş olur. Ve bir kez ihlâl edilen sınırları, tekrar eski hâline getirmek için birçok kirli ayakkabı kovalamak zorunda kalır.
İslam dini mensuplarına bu konuda da
rehber niteliğinde ayetler sunarak, bir Müslümanın şahsiyetini inşa ederken ona
ışık tutmaktadır. Şahsiyetinin temelini takva (Allah’a karşı sorumluluk bilinci,
Allah düşüncesi ile yaşamak) ile atan müminlerin, (şahsiyet) binalarının
sağlam, korunaklı ve dayanıklı olduğunu Tevbe suresi 109. Ayette yüce Rabbimiz
haber vermektedir:
“Binasını
Allah’a karşı bir takva (duyarlılık) ve (Allah) rızası üzerine kuran kimse mi
hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup, onunla
birlikte kendisi de cehennem ateşine düşen kimse(ninki) mi? Allah zalimler topluluğunu
doğru yola ulaştırmaz.”
Ayette de açıkça belirtilmektedir ki,
takva sahibi her insan, iç ve dış âleminde tutarlı, dayanıklı ve güven
içindedir. Allah’a emanet edilen her şey gibi, (şahsiyet) binasının inşasını da
Allah’a emanet eden bir kimse, kolay kolay yıkılmayacaktır. O sağlam duvarları
olan korunaklı kalesinde olmaya devam edecektir. Sınırlarını, çizgilerini,
Allah’ın hududu ile belirleyen her mümin, bu korunaklı kaleye sahip demektir. Henüz
bu çizgiye sahip olmayanlar veya çizgileri kirli ayakkabılar tarafından ihlal
edilenler, Allah’ın en güzel boyasıyla bir tebeşir bulup kendi sınırlarını
çizme yoluna koyulsun derim. Tebeşiri eline alan herkese keyifli çizimler
dilerim sayın okur. Unutmadan, eğer başkasının sınırları içerisinde olduğunuzu
fark ederseniz hemen kirli ayakkabılarınızı da alıp orayı terk edin.
Çıkarken özür dilemeyi de unutmayın.