Sinan Aygün’den Şok İddialar!
Dün sabah Sayın Sinan Aygün’ü aradım.
Sayın Mansur Yavaş hakkındaki iddiaları malum.
Latif Şimşek’in Beyaz TV’deki Dinamit’inde söyledikleri müthiş, yenilir yutulur gibi değil.
İddiaların ayrıntılarını biliyorsunuz, tekrar lüzumsuz, bakarsınız, felâket!
Kendisine, “Bir görüşelim” dedim.
“Sizinle uzun yıllara dayanan hukukumuz var ama mesele savcılıkta olduğu için üzerinde konuşmak istemem” dedi.
“Tamam” dedim, “Ayrıntıyı tekrar etmezsiniz, daha fazlasını da vermezsiniz. “
Neyse…
Gittik.
Sayın Aygün bir yönüyle çok takdir ettiğimiz bir isimdir.
İş heyecanı, enerjisi hep ilgimizi çekmiştir.
Onun biraz geriye çekilmesiyle büyük eksiklik oluşmuştu.
Dün o boşluğun dolduğunu ve enerjinin yerinde olduğunu gördük.
TOGO diye bir yapı;
Sayın “haksızlıklar zinciri” olarak nitelendirdiği uygulamalara hedef olan yer.
Örgüt bahsinden, akçalı işlere kadar bin türlü iddiada bulunan Sinan Aygün ile buluştuk.
Hukukçular heyetiyle görüşüyordu.
Bizi karşılarken, yoğunluğunu hissettirdi.
Bir yere geçtik, kalabalık bir heyet de bizle birlikteydi.
Teker teker anlattı.
Yargılama alanına giren noktaları es geçti, genel noktalara değindi.
Genel ama içinde birçok “özel”lik barındıran noktalar.
Kaydımızı aldık.
Şimdi de yazıyoruz.
Sayın Aygün, iddialarının tamamını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlayabilecek her türlü belgeye sahip olduğunu belirtti.
Hukukçularına baktım, büyük bir özgüvenle “doğrular” hareketleri dikkatimi çekti.
Sayın Aygün rahattı.
“Önce Allah’ıma sonra Devlet’ime güveniyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı her türlü denetimi yapsın, hiçbir eksiğim yok şükür. Yerden göğe haklı olduğumu biliyorum” çerçeveli ifadeler kullandı.
Sonrasında…
Birçok şey anlattı ama hukukun alanına girmemeye özen gösterdi.
Akçeli işler, örgüt meseleleri filan. Bunları Beyaz TV Canlı Yayını’nda söylemişti.
Ondan sonra, talep fırtınası esmiş.
Bütün teklifleri reddetmiş Sayın Aygün, bizimle uzun yıllara dayanan hukukundan dolayı “çerçeveye” sadık kalmak şartıyla konuştu.
Söylediklerinin hülasası olarak…
Bir endişesini dile getirdi,
“Böyle bir isim Ankara’ya nasıl yönetecek!” diyerek.
Böyle bir isim.
Mansur Yavaş.
Söylediklerini biliyorsunuz, iddiaları korkunç ve bütün iddialarının doğruluğunu ispatlayacak her türlü delilin ellerinde olduğunu söyledi.
O kadar iddialıydı ve o kadar rahattı.
Son fasılda, şunu sordum:
“Sayın Kılıçdaroğlu Yerel Seçim Zaferi’nin ardından bütün CHP’li belediyeleri yakından takip edeceklerini söylemişti. Siz bir CHP’lisiniz, iş bu noktalara varmadan Sayın Kılıçdaroğlu ile görüştüğünüzü söylediniz…”
Ne görüşmesi, bütün durumu ortaya seren dilekçeyi, Kemal Kılıçdardoğlu’nun önüne koymuş.
Ankara burası.
Ankara Büyükşehir Belediyesi.
Olur olmaz her belgenin üzerine atlayan ve yanlış atmalardan dolayı dünyanın tazminat cezalarına mahkum olan Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Aygün’ün dilekçesini ne yaptı acaba?
Takmadı mı?
Bilemem.
Varsa diyeceği sütunum da kanalım da açık.
Sayın Mansur Yavaş için de öyle.
Bakın hukuka riayet adına iddiaların içeriğine girmedim
Şimdi…
Bu Ankara işi ziyadesiyle can sıkıcı hale geldi.
Başkent’imiz bu tür tartışmaların ortasına atılamaz.
Orada tutulamaz.
Sayın Muharrem İnce, “CHP’deki çete”den bahsetmişti.
Benim değil, önde gelen bir CHP’linin iddiası.
O “çete” işi ne oldu, varsa “çete” mensupları kimler, yoksa Muharrem İnce iftira mı atmış oluyor?
Var mı yok mu bilemem, Sayın İnce “Genel Merkez’de çete var!” diyor.
İki laf edeni parti dışına atan Genel Merkez ise Sayın Muharrem İnce’ye bir şey demiyor.
Şimdi…
Sayın Aygün’ün müthiş iddiaları var.
Sayın Aygün sıkı CHP’li ve sıkı Atatürk’çü.
Kendisiyle Atatürk Portresi’nin önünde konuştuk.
İddiaları üstü örtülebilir gibi değil.
Sayın Kılıçdaroğlu bir Komisyon mu kurar ne yapar?
Bu işler “unutulmaz” işler.
Sayın Kılıçdaroğlu, önümüzdeki Salı günü esip gürlemeli.
Buna da “Saray’ınkomplosu” filan mı diyecek?
Bilemiyorum, belki de dedi.
Demediyse bile der mi der.
Sayın Muharrem İnce, “Bunun Saray ile ne alâkası var?” diye kanırta kanırta sormuştu.
Şimdi…
Sayın Kılıçdaroğlu…
Bu Sayın Mansur Yavaş’ın meselesi değil sadece, öncelikle CHP’nin meselesi.
Hadi bakalım.
Biz görevimizi yaptık.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırası olan CHP’ye bugüne kadar olduğu gibi sahip çıktık.
“Top” Sayın Kılıçdaroğlu’nda gayri.
Salı günü Grup’ta esip gürlesin!..