Sınamak ister!
Bir insanın ayarları ile oynar, düzenini bozar, ruh ve beden sağlığının olumsuz etkilemesine imkân verecek hal ve hareketlerde bulunursanız, bunun size karşı olan yansımalarına da razı olacaksınız.
Canı yanan insan, istemsizde olsa can yakmaya meyil eder.
Mutsuz edeni, ona acı vereni aynı acı ile sınamak ister.
Ah alan onmaz ve ahın bulamayacağı adres yoktur.
Mazlumun bedduası
pamuklara sarılarak, bulutlar üzerinde Cenab-ı hakka ulaşır ve o saatten sonra
artık dilekçe yüce makama arz edilmiştir. Sonrasında ise canı yanan sabredecek,
canı yakan da yanacağı günü bekleyecek. İntikam alanların en hayırlısı
Allah’tır.
İlahi adalet vardır ve onda asla zaman aşımı olmaz.
Kim kime ne yaşattı ne yaptıysa misli ile karşılığı görmeye
razı olacaktır.
Aslında söylemek istediğim, sizlere anlatmak istediğim o
kadar çok şey var ki! Kelimeler dilime gelirken boğazımda düğümleniyor adeta,
dur diyorum zamanı var, her şeyin bir zamanı var sabret!
İnsan saramadığı yarayı saklarmış. Bazen bir gülüşün içinde,
bazen de derin bir sessizliğin.
Şimdilik içimi yakıp
kavuran birçok yarayı kendi başıma sarma telaşındayım.
Ama emin olun zamanı gelince en ince detayına kadar sizlerle
paylaşacağım.
Sen güçlü kadınsın (!) sürekli bu sözü duyduğum için artık
güçsüz olsam bile bunu kendime yakıştıramıyorum ve hemen toparlanıp, dimdik
ayakta durmaya çalışıyorum, yaşadığım en derin acılara rağmen!
Şu sıralar o kadar
büyük haksızlıklara maruz kaldım ki… Öyle büyük bir sınavdan geçiyorum ki!
Çok acılar yaşadım,
büyük kayıplar verdim ama içim çok rahat…
Beni yaratan elbet yolumu çizecektir teslimiyeti içindeyim.
Dilekçemi verdim yüce makama, vekilim Allah olduğu için
içimde zerrece huzursuzluk ve şüphe yok!
O kimin kime ne yaptığını da, ne yaşattığını da en iyi
şekilde işiten, gören ve bilendir.
Bir insan bir hayatın alt üst olmasına sebep olup, zerrece
pişmanlık ve vicdan azabı duymuyorsa, o insan için üzülmek lazım. O ne kadar
aciz ve basittir bana göre…
Dünya hırsı gözünü
kör etmiş, yalan dolan ağzına yuva yapmış, insan harcamayı kendine alışkanlık
haline getirmiş insanların rağbet görmesi ise tahammül edilesi bir şey değil…
Ama diyorum ya içim çok rahat, Allah olunca yüreğimde gama,
kedere yer vermiyorum.
Çünkü öldürmeyen her acının kişiyi daha da güçlendirdiğini
biliyorum.
Ve ben gücümün farkındayım. Bana zarar verenlerin arkasında
dünyevi torpilleri var. Benim ise yüceler yücesi Rabbim ve onun adaleti var
elhamdülillah.
Şunu biliyorum Allah hiçbir kuluna taşımayacağından
fazlasını yüklemez. Beni üzeni eminim şuan bir başka acı yâda bir başka kişi
üzüyor. Etme bulma dünyasıdır burası, kim kime ne etti ise ödemeye mahkûmdur.
Yaşattığını yaşamadan ölmek yok…
Ben şöyle düşünüyorum, ne yaşarsak yaşayalım, hayat her gün
mutlaka sıfırdan başlıyor. Benim için güneş doğuyor ise hala yaşamak için
umudum oluyor.
Mühim olan düştüğünde ayağa daha güçlü, dimdik
kalkabilmektir.
Ben düşmanlarıma çok teşekkür ediyorum bu bağlamda, benim
gücümün mimarı kendileri olurlar. Yaptıkları her kötülük, yaşattıkları her
travma bende ki azmi daha da artırıyor.
Her uyandığımda aynaya bakıp diyorum ki! Senden bir tane
olduğunun farkına var ve kimsenin seni değersizleştirmesine, yok saymasına, kaale
almamasına fırsat verme… Sen izin verdiğin kadar kişiler sana zarar verebilir
buna dur de ve hadi meydan oku hayata diyorum.
Ne yaşarsam yaşayım, en büyük acımın bile ömrü sadece bir
gün, sonra silkelenip,zalimlerle, edepsizlerle mücadeleme kaldığım yerden devam
ediyorum.
Dedim ya anlatacak çok şey var sadece zamanını bekleyin
bakalım… Saygıyla…
Günün Sözü:
“Aklınızda olanları
hayata geçirecek kadar yüreğiniz yoksa ömrünüz cesaretli insanların
dedikodularını yapmakla geçer.” Sokrates