Şimdi ne olacak?
O kadar kritik bir noktadayız kiu2026
O kadar ciddi bir durumun içindeyiz kiu2026
Bıçak sırtı konular aynı anda art arda o kadar hızlı bir şekilde geldi kiu2026
Zaman kaybetme lüksümüz hiç ama hiç yok.
Kişisel kırgınlıklar bir yana ülke yönetiminde herhangi bir tökezleme bile bizim için "ölüm" demek.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ülkeyi büyük bir ferasetle bugünlere getirdi.
Eğer bugün hayatımızda IMF diye bir şey yoksa, yol, su, elektrik gibi klişelerde bile başka şeyler konuşuyorsak, inançlar ve özgürlükler noktasında ülkemiz birçok kilometre taşını geçtiyse bu Sayın Cumhurbaşkanımız
Başbakan Ahmet Davutoğlu için de bu geçerlidir.
Suriye ve AB başta olmak üzere dış politikada, ekonomide, özgürlükler noktasında ve birçok konuda bugün ülkemiz sorunsuz bir geçiş yapmışsa burada da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun payı es geçilemez.
Şimdilerde siyasetin özü gereği aralarında bir görüş ayrılığı mevcut.
Her ne kadar bu fikir ayrılığını kabullenmek istemesem de siyasetin özü gereği yadırgamıyorum.
Liderlik, insan yönetmek, ülke yönetmek kolay değil.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var.
Özellikle içinden geçtiğimiz dönemin hassasiyeti nedeniyle birçok cümle yutulmalı. Söylenmek istenenler unutulmalı. Türkiye'nin ne kazanıp ne kaybedeceğine bakılmalı.
Başbakan Davutoğlu düzenlediği basın toplantısında ayrılıkla ilgili şu sözleri sarfetti: "Ak Parti'nin kaderi artık sadece Ak Parti'nin değil Türkiye'nin kaderidir."
Bunun altını da 5 önemli ilke ile dolduracağını ifade etti.
Önümüzde Ak Parti'nin kongre süreci var. Türkiye siyasetinde köklü değişiklikler yakındır.
Siyaset dünyamızda Kasım ayına kadar çok fazla değişiklik olacak gibi görünüyor.
Üstelik Ak Parti'de bunlar yaşanırken MHP'nin durumu da henüz netleşmiş değil.
Orada da neler yaşanacağını birlikte yaşayıp göreceğiz.
Bizi asıl ilgilendiren bu partilerde kimlerin ne göreve geleceğinden çok mevcut huzur ve refah seviyemizi önümüzdeki süreçte koruyup koruyamayacağız hatta daha da ileri götürüp götüremeyeceğimi
Türkiye gibi dört bir yanı düşmanlarla çevrilmiş bir ülkenin vatandaşları olarak hepimizi birinci derecede ilgilendiren asıl mesele budur.
Çünkü devlet işlerinde durmak diye bir şey yoktur. Duran geriler.
Dolayısıyla siyaset dünyamızda gelişen bu değişikliklerin önümüzdeki günlerde bizleri yakından etkileyeceği şüphesizdir ama herkesin taşın altına elini koyması gerektiği günlerde olduğumuz da aşikardır.