Silahsız kuvvetler yine sahnede
Türkiye ne zaman içerde ve dışarda kendi beka ve bağımsızlığı için bir hamle yapsa karşısında ABD, Batı ve kullandıklarını buluyor.
Geçmişte darbeler için apoletli güçler kullanılmıştı. Erdoğan ile birlikte devre dışı kalınca bazı medya, işçi ve işveren kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve akademya apoletsiz kuvvet olarak kullanılmaya başlandı. Zaman zaman eski Türkiye’yi geri getirme girişimleri oluyor. Biz biliyoruz ki kaos çıkartmak bu ülke evlatlarının işi değildir. Aldıkları pozisyon cibilliyetleri hakkında bilgi veren bu kesimlerin Erdoğan karşıtlığı Türkiye karşıtlığına dönüşmüştür.
Türkiye kendi yapısına uygun bağımsız bir ekonomi politikası uygulayacağını ilan edince bu güçler tekrar sahneye çıktılar. Tamda bu ortamda Ana muhalefet lideri TÜSİAD ile görüştü ve bu görüşmeden sonra TÜSİAD’dan hükümetin uyguladığı yeni ekonomi politikasına eleştiri geldi. Bu çıkışın anlamı; yüksek faiz politikasına devam edilsin, patronlar paradan para kazansın, Batı politikalarına bağlı kalınsın ve Türkiye fakirleşsin isteniyor.
Bizim olumlu ve yapıcı eleştirilere bir diyeceğimiz yoktur. Bizim itirazımız; üstenci, alaycı ve küçümseyici tavırlaradır. Türkiye’ye uygun olmayan bir elbisenin giydirilmesi çabalarınadır. Algı operasyonu ile zihin bulandırma çabalarınadır. Her şeyin en doğrusunu ABD ve Batı bilir müstemlekeci tavırlaradır.
Bunlar Türkiye’nin kendi tercihlerini, milli kimliğini ve son yirmi yılını bir türlü kabullenmek istemiyorlar. Milletimiz geçmişte demokrasi dışı güçlerin kimler tarafından kullanıldığı iktidar yıllarını biliyor. Üstenci, baskıcı ve halkı alaycı tavırların sergilendikleri yılları...
Onların iktidar dönemlerinde Türkiye iflasın eşiğine gelmişti. Üç kuruş için İMF kapısına o kutsadıkları Batıcı politikalar getirmemiş miydi?
Erdoğan döneminde ekonomi bitti, adalet ve demokrasi yok diyenler ne çabuk kendi dönemlerini unuttular. On dokuz yıldır Erdoğan bunların bıraktığı enkazı temizlemeye çalışıyor.
Onların tanımladıkları demokrasi anlayışında farklı kesimlere, başörtüsüne, dindar kesime hak ve özgürlüklere yer yoktur. Bu ülke yıllarca Anadolu çocuklarının köylü, geri kafalı, iş bilmez diye aşağılandığı ve devlet yönetiminden uzak tutulduğu yılları bunlar yaşatmadı mı? Bizler yaralarımızı gizliyorsak unuttuğumuzdan değil onurumuzdandır.
Bizler ülkemizi ve istikbalimizi kimlerin elinden kurtardığımızın farkındayız. Hala farkında olmayan kesimler, farkında olmayan başörtülüler ve dindarlar var. Sincan’da rahmetli Erbakan’a karşı tanklar yürütüldüğünde bırakın darbecilere bir özeleştiri yapmayı onlarla iş tutmalarını nasıl izah edeceklerdir? Bu zulmü bugünkü Saadet Partisi yöneticilerine tekrar hatırlatmak istiyorum.
Bir örnek daha…
1994 yılıdır. CHP, SHP adıyla DYP’nin koalisyon ortağıdır. Mehmet Moğultay koalisyonun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Zar zor ödenebilen emekli maaşlarının bayram öncesi ödenmesi gündeme gelmişti ancak Moğultay emekli maaşlarının bayramdan önce verilmeyeceğini “iftiharla” açıklamıştı. Sebebini ondan dinleyelim: “Emeklilere bayramdan önce maaş ödemeyeceğim. Çünkü benden alacağınız maaşlarla gidip kurban keseceksiniz, maaşlarınızı bayramdan sonra vereceğim.”
Hangi dindar bu nefret ve alaycı baskıyı unutup onların bugünkü temsilcilerine destek verirse şahsen ben onlara hakkımı helal etmiyorum. Onların oylarıyla bu zihniyet tekrar iktidara gelirlerse üç aşağı beş yukarı aynısının olacağını düşünenlerdenim. Çünkü öz itibariyle değişmemiş kabuk değiştirmişlerdir.
Çünkü aklını ve ruhunu Batı’ya teslim edenler kendi ülkelerinin değil Batı’nın adamıdır. Bu cümleyi şunun için kurdum, Sayın Erdoğan’ın müthiş zekâ örneği ile dolar bir gecede %35 varan bir düşüş yaşadı. Yani bu hamle ile Türkiye kazanmış oldu ancak muhalefet ve yandaşları sevineceği yerde nerdeyse dünya başlarına yıkılmış gibi bir görüntü verdiler. Oysa dolar başını alıp gittiğinde nerdeyse zil çalıp oynayacaklardı. Yazık, ülkemiz adına çok yazık!
Tekrar ifade edelim. Bunların iyi yönde değiştiğine ancak sağırlar ve gerçeği görmeyen zihinsel körler inanır. Bir insan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur.