Sılada hüzün

Kur’an aşığı bir gönül erinin ardından…

Müslüman bir toplumda, Müslüman bir anne ve babadan dünyaya gelmek hayata başlarken en güzel nimetlerden biridir muhakkak. Bu nimetler içerisinde doğdu Mustafa Kurtuluş. Başlangıçlar önemlidir elbette ama aynı güzellikte devam edebilmek daha da önemlidir. Başta kardeşlerine olmak üzere herkese örnek olacak şekilde, adanmış bir babanın adanmış bir evladı gibi devam etti hayatı. Kur’an ile tanışıklığı daha ilk okula başlamadan oldu. Kısa sürede hıfzetti Kur’an’ı. Bülbüller misali, dinleyenler hayrandı okumasına.

İlkokulun ardından başladı gurbet hayatı. İmam Hatip Lisesini İzmir’de, üniversiteyi, İstanbul’da, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Bir hayali vardı bu hayatta. Yılmak bilmeyen bir irade ile koyuldu yola. Babadan geliyordu Kur’an aşkı. Evinden 1.500 km uzakta anne, baba ve kardeş hasretiyle geçti yılları. Önce sabrı öğrendi. Sabır ona şükrü öğretti. Şükür azmi ve gayreti getirdi. Minik omuzlarında kocaman bir yük vardı. Onu taşıyacak koca bir de kalbi.

Mustafa Kurtuluş; hasretle, özlemle dolu bir hayat yaşadı. “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” ilahi buyruğu onun ümidini hep yüksek tuttu. Hıfzettiği Kur'an'ın manasını ve onu tefsir eden sünneti doğru anlayan, yaşayan ve yaşatanlardan oldu. Namazı miracıydı. Orucu ruhunu terbiye etmek içindi. Küçük yaşta ödül olarak gittiği Kâbe yollarını son yılında hac farızası için kat etti. Nasipte bir şey varsa kimse engel olamazdı biliyordu ve o nasibe bağlandı.

Kimseyi bilerek ve isteyerek kırmazdı. Güzellikle ağırlar, tatlı sözler söyler, ikram ederdi. Sofrası açıktı ve dostları hep yanındaydı. Resmi görevini bir ibadet şuuruyla yapar, resmi görevi dışında sivil toplum kuruluşlarında hayır için gece gündüz koştururdu. Nice gönüllere dokundu, nice gönülleri onardı, nice gönüllere girdi. Maddi kazançlarını gurur ve kibir vesilesi yapmadı. Allah'ın ikramını her daim şükürle andı. Sohbeti tatlıydı. Nezaketle anlatır, latifeyle süsler, mesajını net verirdi. Sözlerinin yanında yaşantısıyla da örnek olurdu. İlmi, irfanı ve hikmeti gönül dünyasında yoğurur, saygıyla dinler, hikmetle söylerdi. Hayatını Kur’an’a göre düzenlerdi. Anne ve babasına hürmeti sonsuz, hizmeti sınırsız, itaati “öf bile demeyin” ilahi emri muvacehesindeydi. Hocalarına saygısı daim, sevgisi malum, hürmeti örnek olacak şekildeydi. Birçok hayır kurumuna fedakarlıkla hizmet etti. Kur’an Kurslarına hizmet etmeyi asli bir görev bilirdi. İmam-Hatip camiasına hizmet etmek ve ideal düşüncesini hayata geçirmek için her zorluğu aşabilecek dirayeti vardı. Güzeldi, güzel giyinirdi, güzel konuşurdu, güzelliği her daim öne çıkarırdı.

Mustafa Kurtuluş; kardeşten öte bir kardeş, hamiyetli bir dost, nahif bir hoca, güleç bir idareci, tatlı bir yoldaş, latif bir arkadaş, mükrim bir ev sahibi, kıymet bilen bir kadirşinas, sevgi ve saygı dolu bir sırdaş, engin gönüllü bir Karadeniz insanıydı. Güzellik ve iyilik timsali bir evlat, koruyucu bir abi, ailesine düşkün iyi bir eş, evladına örnek bir baba, dost canlısı bir arkadaş, samimi bir mümin, Allah'a ve peygamberine aşık muvahhit bir dâvâ eri, adaleti üstün tutan iyi bir hukukçu, davasını hakkıyla savunan iyi bir avukat, vefa dolusu samimi bir gönül, cesaret yüklü bir yürek, bir elinin verdiğini diğerinin görmediği bir hayırsever, davası için fedakâr bir mücahit, dini için dertli bir Müslümandı.

Güzelden doğdu, güzel doğdu, güzel okudu, güzel yaşadı, güzel gördü, güzel düşündü, güzel evlatlar yetiştirdi, güzel işler yaptı ve etrafına güzellikler bırakarak ebedi aleme göç eyledi. Bu güzelliklere ve samimi gayretine, mücadelesine, ümmete ve millete hizmet için fedakarlığına, vakar ve ciddiyetine, cömert bir insan olduğuna binlerce gönül şahittir. 19 Eylül 1972 yılında 5 çocuklu bir ailenin ilk erkek çocuğu olarak Trabzon’da başlayan hayat yolculuğu 9 Mayıs 2024’te Ankara’da nihayete erdi. Kur’an’ı hıfzetmekle başladığı hayatını Kur’an’a uydurarak yaşadı ve ömrünü Kur’an’ı okuyarak bitirdi. Kalbi onu yarım asır yaşatabildi. Yarım asra yüzlerce güzellikler sığdırdı. Yarım asırda yüzlerce güzellikler yaydı etrafına.

Ya Rabbi !..Biz kendisinden razı idik, sen de Hacı Hafız Mustafa Kurtuluş kardeşimizden razı ol.

Ya Rabbi !..Kabrini Kur'an'ın ziyası ile aydınlık eyle! Hıfzettiği Kur’an’ı, yaptığı iyilikleri, hayırları ve ilmini kendine yoldaş eyle! Çok sevdiği Peygamberimizin (s.a.v.) şefaatine nail eyle! Geride bıraktığı eserlerini ve hayırlarını sadakayı cariye eyle! Cennette cemalini görmeyi nasip eyle!

Eli öpülesi anne ve babasına, her biri hafız kardeşlerine, çok sevdiği vefakâr eşine, pırlanta misali çocuklarına, güzel torununa, akrabalarına, hısımlarına, arkadaşlarına, dostlarına, yoldaşlarına, onu hayırla ananlara, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Rabbimiz ’den Hacı Hafız Mustafa Kurtuluş kardeşimize rahmet ve mağfiret niyazıyla…

Kabri cennet bahçelerinden bir bahçe, mekânı cennet, makamı âli olsun.

Neylersin ölüm herkesin başında.