Sılada bayram
Yılda iki kez hazların zirvesi olan bayramları yaşarız. Özlediğimiz şeylere ulaştığımız, hoş sohbetlerin yapıldığı, sevenlerin sevdiklerine kavuştuğu günlerdir bayramlar.
Sıkıntılı günlerin geride kaldığı, yüce duygularla donandığımız, güzel adetlerin alabildiğine yaşandığı günlerdir bayramlar.
İnananların kaynaştığı, hediyeleşmelerin şahlandığı, bütün müminlerin erkenden kalkıp güne başladığı, en güzel elbiselerini giyip camilere koştuğu, birbirlerine güler güzle bakıp güzel sözler söylediği, iyi temennilerde bulunduğu güzel günlerdir bayramlar.
İhtiyaç sahibi kişilerin sevindirildiği, yetim ve öksüzlerin gönüllerinin okşandığı, küslerin barıştığı, çocukların sevindirildiği, ceplerine harçlıkların konduğu, yeni yeni elbiselerle sokaklara koştuğu, evlerde tatlıların yapıldığı, baklavaların açıldığı, has günlerdir bayramlar.
Komşuların ziyaret edildiği, büyüklerden miras kalan adetlerin gelecek nesillere aktarıldığı, akrabaların ziyaret edildiği, hastaların hal ve hatırlarının sorulduğu, geleceğe güzel anıların bırakıldığı nadide günlerdir bayramlar.
Ümmet olma, millet olma, birlikte yaşama kültürünün ve anlayışının kuvvetlendiği, kardeşlik duygularının depreştiği, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu, milli ve dini hislerin pekiştiği özel günlerdir bayramlar.
Dünyevi hislerle birlikte uhrevi duyguların da zirve yaptığı, Allah’a kul olma bilinciyle cennet hazırlıklarının yapıldığı, Rahman olan Allah’ı tazim günleridir bayramlar.
Bütün bu duygularla af kapısına dayandığımız, Allah’ın (cc) bizden razı olduğunu umduğumuz mutlu günlerdir bayramlar.
Yaşayanlarla birlikte ebedi aleme gönderdiğimiz büyüklerimizin ziyaret edildiği, Fatihalarla, dualarla, niyazlarla, günlük telaşeden uzaklaşıp kulluk idrakiyle yaşadığımız anlardır bayramlar.
Bütün bu duyguların en yoğun yaşandığı yerlerdir memleketler. Yerinden, yurdundan ayrılıp gurbet ellere göç eden ve hayatını idame için oralarda yaşamak mecburiyetinde olanların yılda bir kez de olsa sılaya döndüğü ve çocukluğundan kalma anıları doyasıya yaşadığı günlerdir bayramlar.
Büyük şehirlerde yaşanan bayramlardan çok daha farklıdır sılada bayram. Örf ve adetlerin hâlâ yoğun bir şekilde yaşandığı sıladaki bayramların hazzı bir başkadır. Sadece ânı yaşamak değil aynı zamanda tarihi de yaşarsınız sılada. Kadim dostlukların geleceğe taşındığı yerlerdir memleketler.
Memleketin her köşesinde ayrı bir hatırayla karşılaşır, yeniden o eski güzel günlere dönersiniz. Baktığınız her ağaçta çocukluk anılarını görürsünüz. Yürüdüğünüz yollar hâlâ ayak izlerinizle doludur. Derelerin çağlamaları size tarihten sözler hatırlatır. Rüzgâr o eski günlerin şarkılarını fısıldar. Yağmurlar yıllar öncesinden saçlarınıza takılan boncuklar gibi hissettirir kendini. Güneş köşelerde tozlanmış anılarınızı ortaya çıkarır. Ne tarafa dönerseniz ayrı bir hatıra çıkar karşınıza. Çocukların gözlerinde geleceği okurken yaşlıların sözlerinde atalarınızı dinlersiniz. Yaşıtlarınızın gülümsemeleri size yarım asrın hikayesini anlatır. Nerede o eski bayramlar demez, o eski bayramların hazzıyla yeni bayramları eklersiniz hatıra defterinize. Ziyaret ettiğiniz büyüklerin dualarıyla yücelir, ikramlarıyla doyar, sözleriyle duygulanırsınız. Ebedi âleme göç etmiş komşuların boşlukları sizi uzun bir tarihi yolculuğa çıkarır. Açık kapılar kadar kapalı kapıların eşiğinde de bekler, şakaklarınıza doğru süzülen gözyaşlarında canlanır hatıralarınız. Her gözyaşı bir dünya olur gönlünüzde. Her dünya bir deveran alemi olur ve uzaklara bakışlarınız arasında kaybolur. Bakışlarınız uzadıkça bükülür boynunuz Takdir-i İlahi karşısında ve sessizce bir başka kapıya yönelirsiniz yeni hatıralar biriktirmek için.
Yaşayanlar kadar tanıdıklarınız vardır mezarlıklarda. Her mezar taşı ayrı bir kitap gibi okunur memleketlerde. Onlarca hikâyenin yazıldığı bir kitap gibidir mezar taşları. Üç satır yazı gibi görünür ama onlarca yaşanmışlıkları saklar satır aralarında. Kimisi babadır, kimisi hocadır, kimisi komşudur ama hepsi sonsuz bir hayatın beşiğinde sessizce beklerler hesap gününü. Kim bilir neler neler söylerler bize veya neler neler söylemek isterler bize. Bir fatiha okumak kadar kısa olur ziyaretleriniz ama bir asrın uzunluğundadır yaşanmışlıklarınız. Gurbette yaşanmış bir yılın yorgunluğunu sılada yaşanmış bir günle atar, sılada yaşadığınız bir günün hazzıyla gurbette yaşayacağınız bir yılı bayrama çevirirsiniz.
Bayramlar her yerde güzeldir ama sılada bayramlar çok daha güzeldir.
Her gününüzün bayram olması dileğiyle…