Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.47
Gram Altın
3021.40
BIST 100
9890.76
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Nisan 2020

Sıkmayın dişinizi

Levent Kırca’nın bir parodisi vardı.

70’li yıllardaki memurların durumunu canlandırmıştı. Memur aybaşını hep zor getiriyor, bakkala, kasaba, manava, mobilyacıya hep borçlu. Aybaşında maaşını cebine hiç koymadan dağıtıyor. Sürekli hesap kitap içinde.

Eşi, dostu, komşuları, akrabaları da kendisine sürekli “sık dişini, sık dişini” diyorlar.

Öyle oluyor ki, sıkmaktan Levent Kırca’nın dişleri biri birine öyle geçiyor ki, artık dişlerini birbirinden ayıramıyor, ağzına çorba vermek için kaşığın sapıyla dişlerini ayırmak zorunda kalıyorlar.

Kırca, o günleri böyle canlandırmıştı.

Şimdi televizyonlara çıkan bilim adamlarımıza bakıyorum, ısrarcı sorulara rağmen Avrupa’da, ABD’de, durum kötü, Türkiye daha iyi diyemiyor, ıkınıp sıkınıyorlar.

Yıllarca onları övmeye, bizim ne kötü olduğumuzu anlatmaya öyle kilitlenmişler ki, adamcağızlar bir türlü kilitlenen dişlerini açamıyorlar.

Evet yarın ne olacağını, epideminin seyrinin yarınlarda ne getireceğini kestirmek mümkün değil ama, şu gün için onlardan iyi miyiz?

Kesinlikle iyiyiz!

İnşallah böyle de ipi göğüsleriz.

Nerdeyse 300 yıldır ilk kez böyle bir durum yaşıyoruz.

Göğsünüz kabararak "evet iyiyiz, evet üstünüz” deyin, salın kendinizi, açın kilitlenen dişlerinizi...

Başarının sırrı önce özgüvendir.

Güvenin kendinize, “İşte yaptık!” deyin...

Korkmayın..

Kuralsızlar, sorumsuzlar

Bir aydır televizyonların dili sündü.

Maskeli de olsanız 2 metreden fazla birbirinize yaklaşmayın, maske takın, maske ağzınızı, burnunuzu örtsün, sigara içerseniz korona sizi kesin öldürür.”

Buna rağmen:

Hala yanak yanağa, burun buruna, ellerinde sigara, dolaşanlar var, sık sık ekranlara geliyorlar.

Böyle yapanlar sadece kendilerine zarar verseler, “kendileri bilir” der geçeriz.

Ancak bu sorumsuzlar, evinde oturanları, ülkeyi, hastaneleri, ekonomiyi uçuruma itekliyorlar.

Böyle sorunları her yaşadığımızda, “eğitim şart” deriz.

Ülkede nerdeyse en az tahsilli insan artık lise mezunu; acaba, basit “üç kural” nasıl anlaşılamıyor, nasıl anlatılamıyor?

Böyle sürerse toptan dışarı çıkma yasağı gelecek.

Kuralsızlar, sosyal medyada bir de devleti suçlamazlar mı...

“Devlet neden görevini yapmıyor, neden sokağa çıkma yasağı ilan etmiyor?” diyorlar.

Peki devlet toptan sokağa çıkma yasağı ilan ettiğinde, maaşınızı kim nasıl, hangi kazançla ödeyecek?

Kuralsızlar, sokağa fırlayanlar, maaşları 1 lira eksilse sokağa değil, göğe fırlarlar.

Korona biter, bunlar bitmez!

Korona pandemisi üzerine, eski tüfek sosyalistler, bir sevindirik oldular, bir sevinç, bir sevinç, gidiyor.

Kapitalizm çöküyor, sosyalizm geliyormuş(!).

1968-1980 yılları arası Türkiye’yi zorla Sovyet, sosyalist yapacağız diye ülkeyi sıtmada tutmuş, ülkenin 12 yılını mahvetmiş, heba etmişlerdi.

Burunlarının ucunu göremiyorlardı.

Oysa Sosyalizm bitmişti.

Doğu Bloku ülkeleri sefalet içindeydiler, perişanlardı.

Sosyalizmin daha da yürüyemeyeceğini gören Gorbaçov, 1985’te finiş düdüğünü çalacak, sosyalizmi tarihin tozlu raflarına yollayacaktı.

Şayet, 1970’lerde bu sivri zekalılar başarılı olsalar, Sovyet blokuna, sosyalizme son katılan, şapşal ülke olacaktık.

Türk Tabipler Birliği hala o aşkın acısıyla ne yaptığını bilmiyor(!).

Neyse ki, Türk halkı 68 kuşağından daha akıllıydı, daha basiretliydi, bunlara yüz vermedi, böyle bir yüz karası durumdan kıl payı kurtulduk.

68 kuşağı kalıntı ve uzantıları, bugünlerde CHP çatısı altında, ülkeye yeni felaketler hazırlıyorlar.

Maalesef Korona biter, bunlar bitmez.