Sıkıntı zamanlarında okunacak duâlar
Son
iki yazımızda duânın önemi ve duâ ederken uymamız gereken âdâbı anlatmaya gayret
ettik. Bu yazıda da Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellemin sıkıntı
zamanlarında okuduğu bazı duâları nakletmeye çalışacağız:
1-
“… Lâ ilâhe illâ ente, subhâneke, innî kuntu mine’z- zâlimîne.”
(Enbiya 87)
(Senden
başka ilâh yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim, muhakkak ki ben zalimlerden
oldum.) (Tirmizi)
2- “Hasbiyallâhu,
lâ ilâhe illâ huve, aleyhi tevekkeltu ve huve Rabbu’l-arşil azîm.”
“Allah
bana yeter, O’ndan başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın
Rabbidir.” (Ebu Davud)
3-
“Allâhumme innî e’ûzu bike mine’l-hemmi
ve’l-huzni. Ve e’ûzu bike mine’l-‘aczi ve’l-keseli. Ve e’ûzu bike mine’l-cübni
ve’l-buhli. Ve e’ûzu bike min ğalebeti’d-deyni ve kahri’r-ricâl.”
(Allah’ım!
Üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Âcizlikten ve tembellikten sana
sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun beni alt
etmesinden ve insanların kahrından sana sığınırım.” (Buhari)
4-
“Lâ ilâhe illellâhu’l-halim’ul-kerimu, subhanellâhi ve tebarekellâhu rabbu’l-arşil-azîmi
ve’l-hamdu lillâhi rabbi’l-âlemîn.”
(Halîm
ve kerîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Yüce Arş’ın Rabbi olan Allah’ı her
türlü noksan sıfatlardan tenzîh ederim, O’nun şanı çok yücedir. Hamd, âlemlerin
Rabbi olan Allah’a mahsustur.) (İ. Ahmed)
5- Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: “Ben
bir söz bilirim ki, büyük bir üzüntüye, sıkıntıya düşmüş bir kul onu söylerse, Allahü
Teâlâ ona muhakkak bir çıkış yolu açar. O
söz, kardeşim Yunus’un sözüdür: Karanlık içinde kaldığı vakit şöyle demişti:
“Lâ
ilâhe illellâhul’azîmu’l-halîmu, lâ ilâhe illallâhu Rabbul-Arş-il’azîmi, lâ
ilâhe illellahu Rabbu’s-semâvâti ve Rabbu’l-erdi ve Rabbu’l-Arşi’l-kerîmi.”
“Azîm
ve Halîm olan Allah’tan başka bir ilâh yoktur. Yüce Arş’ın sahibi olan Allah’tan
başka ilâh yoktur. Bütün semâvatın, arzın ve çok şerefli Arş’ın sahibi olan Allah’tan
başka ilâh yoktur.” (Buhari)
6-
“Allahu Allahu Rabbî, lâ uşriku bihi şey’en.”
(Rabbim
Allah’tır Allah. Ben, O’na hiç bir şeyi ortak koşmam!) (Ebu Davud)
7- “Allâhumme rahmeteke ercu, felâ tekilnî ilâ nefsî
tarfate aynin ve aslih lî şe’nî kullehu, lâ ilâhe illa ente.”
(Senin Rahmetini umuyorum ey Allah’ım. Beni, göz açıp
yumuncaya kadar da olsa kendime bırakma, benim her hâlimi düzelt, Senden başka
ilâh yoktur.) (Ebu Davud)
8- “Hasbiye’r-rabbu minel-ibâdi, hasbiyel-hâliku
mine’l-mahlûkîne, hasbiye’r-rezzâku mine’l-merzûkîne, hasbiyellezî huve hasbî,
hasbiyallâhu ve ni’mel-vekîlu, hasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ huve, aleyhi
tevekkeltü, ve huve Rabbul-arşil azîmi.”
“Kullara karşı Allah bana yeter, mahlûklara karşı Hâlik bana
yeter, rızık yiyenlere karşı rızık veren bana yeter. Bana O yeter ki O bana
kâfîdir. Bana Allah yeter, O ne güzel bir vekildir. Bana Allah yeter, O’ndan
başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O yüce Arş’ın sâhibidir.” (Suyuti, Camiu’s-sagir
6580)
9-
“Allâhumme innî abduke, ibnu abdike, ibnu emetike, nâsiyetî bi yedike. Madın
fiyye hukmuke. Adlun fiyye kadâuke. Es’eluke bi kulli ismin huve leke, semmeyte
bihi nefseke, ev allemtehu ehaden min halkike, ev enzeltehu fî kitâbike, ev
iste’serte bihi fî ilmi’l-ğaybi indeke, en tec’ale’l-Kur’âne rebî’a kalbî ve
nûra sadrî, ve celâe hüznî, ve zehâbe hemmî.”
(Allahım!
Ben senin kulunum. Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum. Kontrolüm Senin
elindedir. Benim hakkımda Senin hükmün geçerlidir. Senin, benim hakkımdaki
takdirin adalettir. Kendini isimlendirdiğin veya kullarından birine öğrettiğin veya
kitabında indirdiğin veya katındaki gayb ilminde kendine has kıldığın Sana ait olan
bütün isimlerle Senden diliyorum ki: Kuranı kerimi; kalbimin neşesi, göğsümün
nuru, kederimin izalesi ve üzüntümün gidişi eyle!) (İ. Ahmed)
10-
“Allâhumme innî eûzu bike min cehdi’l belâi ve derki’ş-şekâi ve sûi’-l kadâi ve
şemâteti’l-a’dâi.”
(Allah’ım
belâ cenderesine dûçar kalmaktan, şekâvetin gelip çatmasından, kötü kazadan ve
düşmanın kötü halime sevinmesinden Sana sığınırım. (Buhari)