Sığınmacılar ve çarpıtma
Medyada
görmüşsünüzdür, Başakşehir’deki Gölet Park’ta iki kapalı hanımefendinin resmi
var ve kucaklarında kazlar görülüyor. Resmin altında ise garip bir suçlama: “2 Suriyeli kadın semt parkının içinde
bulunan göletteki kazları çantalarına koyarak çalmaya kalktılar. Çevredeki
vatandaşların tepkisi üzerine geri adım attılar.”
Sonrasında
binlerce paylaşım, Suriyeliler aleyhine kışkırtıcı nitelikte.
Hâlbuki
kadınların açıklamasını okuyunca olayın gerçek yönünün çok farklı olduğunu anlıyoruz.
Meğer bu hanımefendiler evlerinde kaz besliyorlarmış. Önceleri iyi gitmiş,
ancak kazlar büyüyünce evde beslemek mümkün olmamış. Ne yapacaklarını
düşünürken park akıllarına gelmiş, orada da kazların olduğunu görünce onların
yanına bırakalım demişler.
Tabi şöyle
bir sorun ortaya çıkmış: Bu hayvanlar evde yetişti, acaba yüzmeye alışabilir ve
uyum sağlayabilirler mi diye düşünmüşler. Sonrasında zamana yayarak gölete
bırakmışlar.
Suya
bırakırken resmini çeken kötü niyetliler kötü niyetle sosyal medyada paylaşmışlar.
Derken
Suriyeli kadınların iyi niyetli davranışı maalesef Suriyeli düşmanlığına
dönüşmüş. Şu da var: Kadınlar Suriyeli değil Iraklıydı ve hayvanlar da kaz
değil ördekti. Kadınlar hırsız değil hayvan severdi. Yani haberin her yanı
dökülüyordu.
Üstelik
kazların (aslında ördek) küçüklükten bu yana evlerindeki büyütme resimlerini
medyada paylaştılar.
Bir başka
oyun da yabancı düşmanlığından başka fikri olmayan bir partinin kamuoyu
yoklamasında oy oranını yüzde 14 göstermeleri. Yani demek istiyorlar ki oy
almak için yabancı düşmanlığı yapın.
Zaten bu
olayda da hemen bu partinin başkanı devreye girmişti. Bahsi geçen görüntüyü
içeren paylaşımı “İnanmak zor ancak
oluyor bunlar. Uyum, birlikte yaşam, entegrasyon vs. Mümkün değil.”
ifadeleriyle aktarmıştı:
“Ancak, durumun pek de iddia edildiği
gibi olmadı zamanla anlaşıldı.”
Aman dikkat
şer cephesinin oyununa gelmeyelim, kardeşlerimizi koruyup kollayalım.