Dolar (USD)
34.32
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2833.56
BIST 100
9420.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Aralık 2023

Şifanur Özçelik Şirin ile Öyküme Düş'sen

Kaleminin gölgesinde dinlenen bir yazar ve şair Şifanur Özçelik Şirin. Muhabbet edeceği insanlar bir bir eksilince hayatından “Aşk ile Hu” dediği gerçek dost, aşkın hakiki sahibi Allah'a sığınan ve yandıkça yazan, yazdıkça aşkı ve aşkın sahibini bulan Gönül Ehli bir Dost. Şifanur Özçelik Şirin “Unutma, insan anlaşılmak ister. Bir çiçekle başlayıp koskoca bir ormanla can bulur. İşte benim öyküm o an başlar.” diyerek yüreğinde öykü diye biriktirdiği gül bahçesinden derilmiş hayatın içinden misalleri sunuyor.

Amatör ruhla samimi bir edayla gönlündeki güzellikleri öykü diye kaleme alırken bunu profesyonel bir bakış açısı gözeterek okuruyla buluşturuyor. Ne de güzel diyor: “Düşününce; insanın yarına ait, bir beklentisinin, bir hayalinin, bir ümidinin, bir sevdasının, bir şarkısının, bir öyküsünün olmaması öyle garip, öyle hazin ki!”

Değerli Dostum Şifanur Özçelik Şirin’in bu duygu ve düşüncelerle kaleme aldığı birbirinden kıymetli ve anlamlı 21 öykünün yer aldığı Öyküme Düş’sen isimli öykü kitabının ilk baskısı 2022 yılının Ekim ayında KDY tarafından yapılmıştır.

Okuruna “Kalbim durmadan çarpar iken Öyküme Düş’sen.” diyor ve “Öykünün kalbine dönelim.” diye ekliyor. Buyurun o vakit, düşelim Öykü Düş’üne.

Bugünlerde dünyanın en derin yarası ve acısı olan Gazze ile başlıyor kitabına Şifanur Hocam. Gazzeli Osman’ın Rüyası! Gazze'nin içinde bulunduğu içler acısı durumu bir öykü ile dile getiriyor. Dünyanın gözü önünde yaşanan acıları öykünün gücü ile anlatmaya çalışıyor. Dünyanın kör, sağır ve dilsiz olduğu, ümmetin üç maymunu oynadığı bu acıya yüreği ve kalemi yettiğince tercüman oluyor. “Gazze’nin bir gözü hep yaşlı. Barış için savaşan bir millet olarak adını tarihe yazdıracak şehir. Ellerindeki taş bitene ve dünyanın vicdanına isabet edene kadar topraklarını savunmaya devam edecek şehirdir Gazze.” Ümmetin yetimidir Gazze. Bize insan olduğumuzu ve dahası bir vicdan taşıdığımızı hatırlatır. Tabi görmek isteyene, görebilene!

Gazze’de olduğu gibi hayatın içinden öykülerle içimize yolculuk yapıyor Şifanur Hanım. Herhangi bir öyküde kendinizi bulmanız mümkün. Uçarı kaçarı, hayali öyküler yerine evde, sokakta, hayatın herhangi bir yerinde karşılaşabileceğiniz olayları öyküleştirerek sunuyor size. Yaşanması mümkün öyküleri okurken öykünün içinde yol alıyorsunuz.

Bazen çocukluğumuza götürüyor bizi. Çocukluğumuzun hatırasında silinmeye yüz tutmuş bir eşya hiç beklemediğimiz bir anda kelimelerin arasından göz kırpıyor. Psikologların dahi çocukluğumuza indiğinde bulamayacağı hakikatler ilişiveriyor gözümüze. Hemen çocukluğumuza bir tur düzenliyoruz. Mazi güzel bir anı olarak canlanıyor gözümüzde. Kaybettiğimiz şeyin ne olduğunu okuduğumuz öykülerden öğrenirken çocukluğumuzun mahzeninde buluyoruz, bugün kaybettiklerimizi.

Bazı öykülerde kaybedilenlere duyulan hüzün, özlem ile birleşerek sarmalıyor sizi. Bazen kaybettiklerinizi anımsıyorsunuz bazen de hala yanınızda iken kıymetlerinin bilinmesi gerektiğini öğretiyor size. Yokluğun varlığı ile konuşmak başlı başına zorken bir de bunu başkalarına aktarabilmek bir hayli güçtür. Şifanur Hanım, hem yokluğun varlığını arayıp buluyor hem de bunu okuruyla paylaşmaya çalışıyor. Bunu sadelik ve gerçeklikten ödün vermeden samimi bir şekilde okuruna sunuyor.

Öykü içinde gerçek, gerçek içinde hayal tadında öyküler bulacaksınız bu kitapta. Yaşanılan yahut yaşanılması muhtemel olayların sonunu bazen tahmin edebilirken bazen de ters köşe olacaksınız. Kitabın da kalitesi burada ortaya çıkıyor.

Yazarlar toplumda gördükleri aksaklıkları, sorunları yazı diliyle anlatır bize. Günün meselelerine kalemi ve yüreği yettiğince değinir. Şifanur hocam da toplumda gördüğü bozukluk ve aksaklıkları realist ve sorgulayıcı bir dille öykülerinde gözler önüne seriyor. Mesela Fransız Güpürü öyküsünde halimizi ele alırken trajikomik insan örnekleriyle durumumuza çağın karanlığında fener tutuyor.

Rüya ile gerçek, hüzün ile umut arasındaki öyküleri okurken sizde gerçeğin düşlerinde yaşıyormuş hissi uyandırıyor. Kitap ismi ile müsemma; hayatın gerçeklerini düş tadında sunuyor okuruna. Okuduğunuz öyküler hayatın içinden olduğu için her zaman karşılaşabileceğiniz örnekleri okurken sıkılmıyorsunuz. Samimi bir anlatımla okuyucusunu olayın içinde boğmadan bir büyüğünüzün dizinin dibinde öyküleri dinlediğinizi hissediyorsunuz.

Okurunun bol olmasını dileyerek Şifanur Hanıma bu eseri için teşekkür ediyorum. Kelamına, kalemine, yüreğine sağlık…