Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2971.46
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Şiddet, devrim ve sol

Türkiye, yıllardır sol ideolojinin bombardımanına uğramaktadır. Sol ve sosyalist fikirlerin ve yazarların bütün literatürü Türkçeye çevrilmiş durumdadır. Hiçbir fikir, sol kadar şanslı olmamıştır. Kemalizm bile kendisini hep solun yanında konumlandırmıştır. Sol Kemalizm diyebileceğimiz akımlar bile ülkemizde oluşmuştur. Sol, Türkiye'de hep resmi ideolojiyle ittifak kurarak iktidar olmaya çalışmıştır.

Darbe dönemlerinde resmi ideolojiyle ittifak kuran sol, etkisizleştirilmiştir. 12 Mart sürecinde yaşananlar sol, ordu ve devlet arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını ortaya koymaktadır. Doğan Avcıoğlu'nun teorisyenliğini yaptığı solcular, orduyu kullanarak totaliter bir rejim kurmanın projesini hazırlıyorlardı. Türkiye'de sol, militarizm, milliyetçilik, mezhepçiliği kışkırtmaktan başka bir işe yaramamıştır. Türkiye'de demokrasi, özgürlükler, barış ve hukukun gelişmesine sol-sosyalist düşünceler ve yapılar katkıda bulunmak yerine hep engelleyici olmuşlardır.

Sol ve sosyalist düşünce, devrim adı altında insanlara bir vaatte bulunmaktadırlar. Sosyalizm, devrim sayesinde insanlığın bütün sorunlarının çözüleceği şeklindeki bir illüzyonu insanlığa gerçek olarak empoze etmektedir. Solun devrim masalı, antiemperyalizm, sömürüye karşı mücadele, emek mücadelesi gibi çarpıcı sloganlarla maskelenmektedir. Solun devrim masalı, yeryüzünde bir otoriter ve totaliter cehennem kurmanın maskesinden başka bir şey değildir. Küba devrimi mitolojisi, Che miti gibi figürler üzerinden sol, devrim ütopyasını ve ideolojisini kitleler üzerinde etkin kılmaya çalışmaktadır.

Devrim mitolojisi, özellikle gençler üzerinde etkili olmaktadır. Anlam ve değer arayışında gençlere, devrim adı altında bir anlam çerçevesi sunabilmekte ve onları kendisi için araçsallaştırabilmektedir. Adalet ve eşitlik gibi idealleri gerçekleştirme konusunda güçlü arzuların olduğu gençlik dönemlerinde insanlar, kolaylıkla sol ve sosyalist düşüncelerin devrim efsanesinin tuzağına düşebilmektedirler. Solun devrim söyleminin en büyük kurbanı genç insanlardır. Modern dönemde gençleri en çok istismar eden, kullanan ve tüketen anlayış solun hard ve soft versiyonlarıdır.

Gezi olayları sırasında Taksim, Solun doğal egemenlik olarak ilan edildi. Taksim, devrimin merkezi olarak sunuldu. Gezi'de devrimin göz kırptığı şeklinde bir propagandayı sol yayın organlarında görebiliriz.

Gezi kalkışmasından sonra Gezi'de hayatını kaybedenleri, solcu gruplar, örgütler ve fraksiyonlar tarafından sürekli olarak istismar edilmiştir. Solcu klikler ve örgütler, Gezi'de ölenlerin intikamlarının mutlaka alınacağı, zaferin ve devrimin kanla kazanılacağını ısrarla söylediler. Kan, intikam, zafer ve devrim, solun şiddet retoriğinin olmazsa olmazı olarak karşımıza çıkmaktadır.

DHKP-C, Marksist-Leninist ideoloji adına silahlı terör eylemleri yapan, halkı sömürüden kurtarmak için mücadele ettiğini iddia eden bir örgüttür. Bu örgüt, şimdiye kadar sayısız şiddet eylemi gerçekleştirmiştir. Örgüt, şu anda Yunanistan'daki kamplarından idare edilmektedir. Suriye savaşı sırasında Esad rejiminden güçlü destek almaktadır. Amerika Elçiliğine düzenlediği saldırıyla güçlü olduğu mesajını vermeye çalışmıştır. Çağlayan terör eylemi sırasında özellikle Berkin Elvan dosyasını gerekçe göstererek savcı Mehmet Selim Kiraz'ı öldürmüştür. Dosyaya bakan savcıyı öldürmekle Berkin'in intikamının alındığı algısını oluşturarak bazı toplumsal kesimlerin sempatisini ve desteğini almaya çalışmaktadır. DHKP-C'nin Çağlayan katliamı, sol bir örgütün zihin ve eylem dünyasındaki intikamcılığı ve şiddeti göstermesi açısından ürkütücüdür. Solun devrim mitolojisi, şiddet oluşturmakta ve şiddet insani olan her şeyi yıkmaktadır.

Sosyalizm, uygarlıkla ilişkisi olmayan bir barbarlık ideolojisidir. Vahşi sosyalizm, milyonlarca insanın hayatına mal olmuştur. Gulag takım adaları, Sibirya sürgünleri, devrim adına yapılan infazlar, hep vahşi sosyalizmin insanlığa olan ağır maliyetini oluşturmaktadır. Sosyalizmde ısrar, barbarlık ve şiddette ısrardır. Sol ve sosyalizmin, hiçbir insani, ahlaki ve medeni temeli, değeri, önemi bulunmamaktadır.

Ülkemizde yaşanılan Kürt sorununun bir şiddet sorununa dönüşmesinde sol ve sosyalist düşüncenin büyük payı vardır. Solcu ve sosyalist fikirlerle düşünce ve ruh dünyaları kirletilen Kürt çocukları, devrimci şiddet adı altında silahlı mücadelenin tek yol olduğuna inanmışlardır. Türkiye, şu an sosyalist düşüncenin yarattığı şiddet sarmalından kurtulmaya çalışmaktadır. DHKP-C, barış sürecine karşı olup, süreci Kürt hareketinin düzene teslimi olması değerlendirmektedir. Hatta daha ileri giderek Rojava ve Kobani'deki deneyimin devrim değil, emperyalist uluslararası sisteme teslimiyet ve diz çöküş olarak değerlendirmektedir. DHKP-C için tek yol barış değil, devrim, yani şiddettir.

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin İnan, Che gibi şiddet eylemleri yapmış militanlar yüceltilmekte ve model olarak sunulmaktadır. Sol ve sosyalizmin yolu, yol değil, barbarlık ve şiddettir. Sosyalizmin beyninde şiddet vardır. Toplumumuzun, Sosyalizm, devrim ve şiddet sapkınlığına karşı güçlü bir değer, ahlak ve maneviyat donanımına ihtiyacı vardır.