Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Temmuz 2015

Sıçrama tahtası

Türkiye'nin dünya üzerinde hatırı sayılır bir güç olabilmesi ancak ve ancak Ar-Ge ve inovasyon ile mümkündür. Bilgi üretimi olmadan teknolojik gelişme sağlanamaz. Teknolojik gelişme olmadan uluslararası rekabet gücümüz zayıf kalır. Ar-Ge olmadan bilgi üretimi ve dolayısıyla teknolojik gelişme mümkün değildir. Ülkemizde Ar-Ge yatırımlarının GSYİH'ya oranı %1'i dahi aşmaması bizim önümüze koyduğumuz en büyük engeldir.

Ülkemizin gündemi her gün gelişen yeni olaylar sebebiyle bir hayli yoğun. Gündemimizdeki bu yoğunluğun arasında gözümüzden kaçan birçok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan biri 18 Haziran'da resmi gazetede yayınlanan Yüksek Planlama Kurulu tarafından hazırlanan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinatörlüğünde üniversiteler, iş dünyası, kamu kurum ve kuruluşlarının katılımlarıyla hazırlanan 2015-2018 Türkiye Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği (KÜSİ) Stratejisi ve Eylem Planı'nın yayınlanmasıdır.

Bu kararın alınma sürecinde ülkemizin birçok bölgesinden ciddi katılım sağlanmıştır. 186 panelistin görüş bildirdiği bu toplantılarda, bunların 82'sinin rektör, 64'ü sanayici, 28'i akademisyen ve kamu temsilcisidir. Toplamda 12 bin kişinin katılımı ile bu kararlar hazırlanmıştır.

Uygulandığı takdirde Türkiye'yi ileriye taşıyacak bu kararları incelediğimizde can alıcı eylem planlarını görüyoruz. Bunlara kısaca değinmek istiyorum.

u00b7 Akademisyenlerin yükselme kriterlerinde KÜSİ çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler dikkate alınacak.

u00b7 Üniversite döner sermayesi KÜSİ'yi destekleyecek şekilde yeniden düzenlenecek.

u00b7 Akademisyenlerin sanayide, sanayide çalışan nitelikli personelin de üniversitelerde görev alabilmeleri sağlanacak.

u00b7 Farklı büyüklük ve gelişmişlik düzeyindeki üniversitelerin Ar-Ge fonlarını artırabilmesini teminen "Kurum Hissesi" sistemi performansa dayalı olarak yapılandırılacak.

u00b7 Yurtdışı burslar öncelikli alanlar göz önüne alınarak düzenlenecek.

u00b7 Kamu, üniversite ve sanayi arasında "İşbirliğine Dayalı eğitim Modeli" uygulanacak.

u00b7 Üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programları KÜSİ'yi destekleyecek şekilde düzenlenecek.

u00b7 Meslek Yüksek Okulları'nda ihtiyaç duyulan öncelikli programlar açılacak ve talep olmayan programlar revize edilecek.

u00b7 Lisans eğitiminin içerisinde girişimcilik, proje geliştirme, sanayi işbirliği projeleri, Fikri Sınau00ee Mülkiyet Hakları ve Ar-Ge yönetimi gibi dersler seçmeli olarak verilecek. Teknogirişimcilere yönelik ticarileştirme destek programları geliştirilecek.

Bu kararlar yukarıda da değindiğimiz gibi Türkiye'yi ileriye taşıyacak eylem planlarıdır. Ancak bilindiği üzere ağaç yaş iken eğilir. Üniversitelerin kapasitesi bellidir. Her yıl üniversite sınavlarına giren ve üniversiteye yerleşen öğrenci oranı ortada. Bu eylem planları sadece üniversiteleri değil lise seviyesini de kapsamalı. Üniversitelerde verilmesi planlanan derslerin meslek liseleri başka olmak üzere fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinde de verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizdeki işletmelerin %99,9'unun KOBİ olduğunu göz önüne alırsak KÜSİ eylem planı içerisinde KOBİ'lerin rolü ve önemi daha net bir şekilde görülmektedir. İşte bu kısımda yine bu eylem planı çerçevesinde KOBİ eylem planı incelendiğinde şunları görebiliyoruz; KOBİ'lere, Ar-Ge ve yenilik kapasitelerini artırmaya yönelik, mentörlük desteği verilecek. KOBİ Ar-Ge çalışmalarının kamu alımlarıyla neticelendirilmesi sağlanacak. Ar-Ge ve yenilik çalışmaları sonuçlanan KOBİ'lerin ticarileştirme faaliyetleri desteklenecek. KOBİ'lerde ticarileştirmeye yönelik insan kaynağı kapasitelerinin artırılması sağlanacak.

Türkiye'de kısa zamanda etkisini göreceğini ümit ettiğim bu çalışma ile uluslararası rekabet gücünün artacağı bir sistem oluşturulmaya çalışılmaktadır. Elbette ki ilgili kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görevleri yapmış ve ciddi bir katılım ile bu kararların alınmasını sağlanmışlardır. Bundan sonra bu kararların uygulanması ve gerekli çalışmaların yapılması yine milletimizin üzerindeki en önemli görevlerden biridir. Devletin üzerine düşeni yapmasından sonra milletinde üzerine düşen görevi hakkıyla yapması ile hayalini kurduğumuz Türkiye'yi hak ettiği yere taşımalı ve en iyi yerlere getirmeliyiz.