Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2959.19
BIST 100
9672.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Temmuz 2019

Sıcaklar ve Sağlık

Sayılı sıcak günler olarak bilinen eyyamı bahur günlerine yaklaştık. Eski takvimlerde temmuz sonu ağustos başı arasındaki bir hafta farklı bölgelerimizde ismi değişse de ortak paydasında doğal olarak sıcaklar vardır. Sıcaklık artmaları ile bizleri bekleyen olumsuzluklar alınabilecek tedbirler ile asgariye indirilebilir. Kısaca hatırlayalım.

Güneş ışığı atmosferde çeşitli engelleri geçerek dünyamıza ulaşıyor. Buna rağmen güneş ışınlarının insan bünyesine birçok zararlı etkisi mevcut. Başlıca zararları denince akla ilk gelen değişik derecelerde güneş yanıklarıdır. Güneş ışını ile dünyamıza ulaşan ultraviyole ışınlar bu zararlı etkilerin ana sorumlusudur.

Güneş ışığının insan vücudunda ilk temas yeri cilt ve deri olduğu için tedbirleri de daha çok bu organlarımız üzerinde almamız gerekiyor. İlk planda cildimizde kızarma kaşıntı bronzlaşma ve sivilceler ile belirti verirken zamanla güneşe maruz kalan vücutta bulgular değişime uğrayıp; deride çillenme, renk açılması, bronzlaşma ve erken deri yaşlanması gibi belirtilerin ilave olduğunu görmekteyiz.

Açık renkli kişilerin bu ışınlara karşı daha hassas olduğunun bilinmesi gerekir. Derimizde olumsuz etkilere sebep olan ultraviyole ışınlarına karşı alacağımız koruyucu önlemler ise: Öğle saatlerinde dik gelen ışınlardan korunma ve çeşitli cilt kremlerinden istifade etmektir. Basit yanıklar nedeni ile oluşan ateş halsizlik baş ağrısı kusma bulantı gibi şikayetlere karşı ise; ağrı kesicilerle birlikte bol sıvı gıda almak ve istirahat etmektir.

Sıcakların ani arttığı veya uzun süre sirkülasyonu olmayan ortamlarda kalma gibi nedenlerle terlemenin olamaması durumunda vücudumuzdaki sıcaklık denge sistemindeki düzen bozulup sıcak çarpması olarak isimlendirilen çeşitli derecelerde hastalıklara muhatap olabilmekteyiz.

İçinde bulunduğumuz şu günlerde güneş ışınlarına ve sıcaklara karşı alacağımız bazı basit önlemler ile çeşitli hastalıklara karşı da kendimizi korumamız mümkün.

1- Güneşin dik açı ile etkili olduğu 11-16 saatleri arasında güneşten uzaklaşmak.

2- Açık renk, pamuklu, ter tutan ve geniş kıyafetleri tercih etmek. Şapka şemsiye vs.

3- Yağlı, unlu, şeker ve hamur gıdalardan kaçarak hafif gıdalarla beslenmeye çalışmak.

4- Çok terlemek durumunda kalıyorsak, tuzlu ayran vs. gibi tedbirlerle tuz gıdasını almak.

5- Astım bronşit kalp hastalığı ishal gibi hastalıkları olan insanların daha dikkatli olması.

6- Küçük çocuk ve yaşlıların bakımına biraz daha dikkat etmek.

7- Asker polis gibi sabit nöbet tutulan ortamlarda sıcak saatlerde daha kısa nöbetler tutmak.

8- Stres, gerilim meydana getirecek olumsuzluklardan uzak durmaya çalışmalıyız.

Sıcak çarpmasının nasıl anlaşılacağı sorusuna gelince: Başlangıçta halsizlik yorgunluk ve bitkinlikle beraber tansiyon düşmesi, çarpıntı, baş dönmesi bulguları ile karşılaşılıyor.

Önemsenmez ve tedbir alınmazsa bulantı, kusma, iştahsızlık, ishal gibi bulgulara, sinirlilik huzursuzluk ve gerginlik, baş ağrısı yakınmaları kişiyi rahatsız etmeye başlıyor. Bu tablodan sonra dikkatsizliğin ve tedbirsizliğin devamı halinde şaşkınlık, sara nöbeti, şuur bulanıklığı ve koma tablosuna kadar kötüleşmeler olabilir. Böyle şikayetlerin ciddiyet arz ettiği durumlarda oyalanmadan en yakın bir sağlık kuruluşunda tedavinin sağlanması gerekiyor.

Atmosferdeki nem oranına bağlı olarak meydana gelen astım, tansiyon oynamalarının sonucu kalp krizi, beyin felçlerinde kısmi artışlar sıcak havalarda ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor.

Sıcaklarla birlikte bazen çekilmez olan yorgunluğa karşı şunları tavsiye edebilirim: Taze sebze meyve suları yanında, dengeli vitaminlerle doku ve hücrelerimizi desteklemeliyiz. Aşırı tuzlu, şekerli ve unlu hamurlu gıdalar yerine, hafif, sindirimi kolay ve hücrelerimizi yormayacak yiyecekler, hem bizi hafifletecek hem de zindeleştirecektir.

Geçtiğimiz çarşamba günü dari bekaya göç eyleyen dostum ve meslektaşım Dr. Baki Dökme ağabeye hayırlı yolculuklar diyor ve ölümünden sonra yayınlanmasını istediği ölüm şiiri ile makalemi sonlandırıyorum.

ÖLÜRÜM DEDİM ÖLDÜM

Ölürüm dedim, öldüm, Şiir yazarım dedim,

Sözümü tuttum işte, Bunu size bildirdim.

Demeyin vefat etti, Hayatını kaybetti,

Öldüm, bildiğin öldüm, Ömür burada bitti.

Az önce son soluğu, Boşalttım ben tuluğu

Ağlamayın arkamdan, Yapmıştım ben kulluğu.

Şimdi mezar zamanı, Kaldırdım ben harmanı,

Yokum artık dünyada, Şura koydum samanı.

Koyun beni mezara, Böcek konsun hazıra,

Bir şikâyetim olmaz, Tanrı'ylayım bu ara.

Tanrı'm bana yardım et, Günahlarım kaldır at,

Sen güzeller güzeli, Sonumuzu güzel et.

İşte geldim kapına, Herkes sana tapına,

Uzat bu yana doğru, Sarılayım ipine.

Çek beni çek yukarı, Bağışla şu sakarı,

Yanında yer ver bana, Sevindir şu fakiri.

Ya Rab rahmetinle muamele eyle. AMİN