Dolar (USD)
35.00
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2944.95
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Aralık 2021

​Sezai Karakoç ve Milli Eğitim

“İmanlarını kaybetmiş olan milletler ilhamlarını da kaybederler.”

Sezai Karakoç

Kendini davasına adayan kaliteli, ahlak, erdem sahibi onurlu bir insandı. Bu ülkenin çocuklarına söyleyecek sözleri vardı ve söyledi. Hem de en güzel, en zarif, en dokunaklı kelimelerle yaptı bunu.

Kibirden uzak, makam, mevki, itibar ve zenginlik peşinde koşmayan, kimseye minneti olmayan asil bir insandı. O yüzden mütevazı bir hayat yaşamayı tercih etti.

Bugün sözlerini, şiirlerini dillerinden düşürmeyen insanların içinden kaçı onu örnek aldı bilinmez ancak maarif meselesinde arzu ettiği hiçbir şey gerçekleşmedi.

Öyle ki Çağ ve İlham adlı eserinde; “Derinlik ve doğruluk, erdem, sabır ve şehadet çilesi, iyi niyet, Allah rızası, kılı kıldan ayırma zekâsı, barış, savaş ve selamet, kerem ve keramet, birlik, beraberlik, derleyiş toparlayış ustalığı, tek zerreyi yitirmeyiş ekonomisi, müsamaha, merhamet, rahmet, yumuşaklık, adalet, liderlik, hâkimiyet ve devlet, cesaret, şecaat, karar, kuvvet ve kudret, ilim, fikir, hikmet ve hikmet-i hükümet melekeleri ne oldu?” diye sorar.

Aslında sorunu teşhis etmiş ve bunun üzerine yeni bir maarif sistemi önermişti. Öyle derme çatma, sağından solundan, kıyısından köşesinden küçük düzeltmelerle değil topyekûn bir reformdan bahsediyordu rahmetli.

Bunu yaparsak ancak “Haluk’un nesli dönemi kapanır ve Asımın şehit neslinin topraktan yeniden yeşermesi olarak diriliş nesli dönemi başlar” diyordu.

Sezai Karakoç, “Birinci Dünya Savaşında devletimiz yağma edildikten sonra politikamızı İngiltere, sonra Amerika gibi büyük devletlerin politikasına uydurarak adeta tâbi kılarak bugünlere geldiğimizi” söyler.

Ona göre işte asıl savaş yani cephede olandan daha büyük ve tehlikeli olan savaş düşünce alanında verilmiştir. O yüzdendir ki Avrupa’dan taklit bir eğitimin uygulandığı mevcut yapının gençliğe gereken şuuru verememesi gibi çok büyük bir sorunumuz oldu.

Netice itibariyle; “Bin yıllık geleneğin süzgecinden geçmiş sağlam ilkelerle yerine oturmuş bu toplum, Tanzimat’la birlikte Batı mağduru, Batı’nın iğfal ettiği (ilhamı kesik) aydınlar eliyle; düzeltilme, huzura kavuşturulma gibi arzularla huzurdan, düşünceden ve ilhamdan mahrum edildi.”

Diriliş Neslinin Amentüsü adlı kitabında da ifade ettiği gibi, ne geçmişi inkâr edeceğiz ne de geçmişe mahkûm olacağız.

Düşünceler-1 Kavramlar adlı eserinde bunu biraz daha açar. “Geniş bir kültür planı ve programı gereklidir. Diriliş tezi, bu yolu açmanın tezidir. İslam ülkelerinde aydınların medeniyet fikrine, bu fikrin gerçeğine dönüşü için yeni bir özveri yolu. Manevi yolda, erdem yolunda ilerleyen kuşaklar, bilim, edebiyat ve sanatın doğu ve batı envanterinden hareket edip yeni çığırını bulacak çilekeş düşünürler, bilginler, yazarlar, şairler ve sanatçılar kuşağı ufukta gözükmelidir” der.

Bugün hala bunun eksikliğini hissetmiyor muyuz?

Rahmetli, sorunun ana kaynağını temas ederek doğru çözüm önerilerini de sıralıyor. Eğitim şurasında toplanan eğitimciler üç gün boyunca eğitim meselesini sırf Sezai Karakoç üzerinden bile tahlil etmiş olsalardı bir neticeye ulaşabilirlerdi.

5 yaşındaki çocukların okullaşma oranının yükseltilmesinden daha büyük sorunlarımız olduğunu keşfedebilirlerdi.

Çünkü o, içinde bulunduğu zamanı tanımak, anlamak, bilmek ve sezmenin insanın birinci şuur ödevi olduğunu söyler. Buradaki hedef de erdemi bir meleke haline getirebilmektir.

Ona göre bir okul, inançlı, yurt ve millet sevgisiyle dolu, merhametli, insanlık sevgisi taşıyan, yaratıkların tümüne insanî bir gözle bakan, tek tip ve tek boyutlu bir zihin ve ruh sahibi olmaktan uzak, eleştiri, diyalog, insanca tartışma gibi aydın olmanın özelliklerini kullanmasını bilen, karşısındakinin hakkını teslim eden bir ahlâk yapısına kavuşmuş nesiller yetiştirmelidir.

Bir fikri, karşıtları ve alternatifleriyle birlikte düşünmeyi, tefrik kabiliyetine sahip olmayı, bilim, düşünce, inanç, ideoloji, teori ve pratik ayrımını ve seçimini yapabilmeyi öğrenmek...

Kısacası Karakoç, bütünlüklü bir ideal insan ve ideal toplum tasarımı hedeflemektedir. Ömrü boyunca böyle bir idealin peşinden koştu. Ne var ki bu dedikleri hayata geçirilemedi. Bu da bizim eksikliğimiz.

Not: Yunus Emre Özsaray’ın, FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi’nde Sezai Karakoç’un eğitim anlayışı üzerine yazdığı makale tavsiye olunur.