Şeyh Cerrah'ta ikinci Nekbe kapıda!
Son bir haftadır işgalci İsrail ablukasında yer alan Şeyh Cerrah Mahallesi, Kudüs’ün doğusunda, Eski Şehir Şam Kapısı’ndan hemen birkaç yüz metre uzakta yer alan ve kuşkusuz Filistin’in en meşhur olan mahallesidir. Günlerdir bu mahalledeki onlarca eve hukuka aykırı olarak el koymaya çalışan ve mahallenin batı kısmını kışlaya çevirerek konuşlanan işgalci İsrail, elindeki tüm kozları kullanıyor. İşgalci, polis marifetiyle hemen her gün evlere baskın yapıp yıldırma politikası izliyor. Yetmiyor işgalci yerleşimcileri ailelerin üzerine salıp saldırılar yapılıyor. Mahkemeler, Filistinlilerin haklarını bile isteye görmezden gelerek işgalci İsrail yönetiminin sözünden çıkmıyorlar. Ortada küresel onay almış topyekûn bir işgal ve kuşatma varken; buna karşın lokal destek bulmuş olan kısmî direniş söz konusu. Her geçen gün âlem-i İslam’ın toprakları, işgalci İsrail’in eline geçmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayının ilk haftasında işgalci İsrail’in Yüksek Mahkemesi’nin, Şeyh Cerrah Mahallesinde oturan birkaç ailenin evinden zorla çıkarılmasına onay vermesiyle birlikte olaylar patlak vermişti. Mescid-i Aksa’ya sıçrayan protesto gösterilerine işgalcilerin sert müdahalesi süreci çığırından çıkarmış ve Filistinlilerin birlik içinde işgal karşıtı gösteriler yapmasına vesile olmuştu. Aksa, defalarca baskına uğradı. Silahsız Filistinliler büyük bir direniş gösterdiler. Durum o noktaya gelmişti ki, işgal altındaki kentlerdeki Filistinliler bile süreci protesto etmek için sokaklara çıkmışlardı. Rwmle, Lod, Yafa, Akka ve Hayfa’da olaylar çıktı. Yerleşimcilerle Araplar arasında ilk kez bu çapta olaylar çıktı. Dünyada salgın şartları nedeniyle tam kapanma varken bile onlarca ülkede işgalci İsrail’i protesto eden dev gösteriler düzenlendi. Yaşanan zulümleri protesto etmek için Gazze’den, Aşdod, Aşkelon ve Tel Aviv semalarına füzeler ateşlendi. Bu tavra, işgalci İsrail, ayrım yapmaksızın sivil hedefleri bombardımana tabi tutmakla cevap verdi. 21 Mayıs’ta imzalanan ateşkes sürecine kadar Filistin’de 65'i çocuk 248 Gazzeli şehit düştü. On binlerce aile evini kaybetti. İşgalci İsrail’de ise ölü sayısı 12’yi yaralı sayısı da 50’yi buldu. 11 gün devam eden çatışmalarda Gazze’de 1500 nokta hedef olurken; Hamas, işgalciye 4000 civarında füze atmayı başardı.
Şeyh Cerrah Mahallesi böylesine hassas bir konumda dururken geçtiğimiz haftadan beri bölgede yeni gerilimler yaşanmaya başladı. Nablus’ta 3 direnişçi araçlarının içinde infaz edilirken, Cenin’de 17 yaşındaki bir genç işgalciler tarafından katledildi. Hemen akabinde Salim ailesine ait mülke Siyonist yerleşimciler saldırmaya başladı. Knesset üyesi bağnaz milletvekili Itamar Ben Gvir üst üste üç gün boyunca mahalleye taraftarlarıyla birlikte baskın düzenledi. Tahrik had safhada. Tahliye tehdidine direnişle karşılık veren Salim ailesi dik durmaya devam ediyor. Şeyh Cerrah’ta sokaklarda namazlar cemaatle kılınıyor. Engellisi, yaşlısı herkes direnişin bir ucundan tutuyor. “Siyonistler Şeyh Cerrah’ta ateşle oynuyor, bölgeyi direniş meydanına çevireceğiz” diyen Hamas’ın Kudüs'teki Sözcüsü Muhammed Hamade, Gazze’nin yaşanan sürece sessiz kalmayacağını işaret ediyor. Geçtiğimiz yaz yaşanan büyük çatışmalar tekrar yaşanma ihtimali oldukça yüksek.
1948’den beri savaş yoluyla Filistin’in büyük kısmını işgal eden Siyonist rejim, tehcir politikasıyla binlerce eve el koydu. Yeri geldi evleri içinde oturan Filistinlilere yıktıracak kadar ileri gitti. İşgal ve tehcirden başka satın alarak da işgalini sürdüren rejime karşı daha uyanık olmak ve mukavemet kanalları açık tutmak zorundayız. 1948'deki Nekbe'den (Büyük Felaket) sonra ikinci bir Nekbe’nin ayak sesleri geliyor. İleri yaşına rağmen direnişi sürdüren Şeyh Cerrah sakini Abdulfettah İskafi: “Bu evlerin ağırlığınca altın ve para verseler yine de onlara istediklerini vermeyeceğiz ve buradan çıkmayacağız.” Diyerek umudun işaret fişeğini tutuşturuyor.
Zemheri yavaş yavaş geride kalıyor. Başörtüsü yasaklarıyla gündeme gelen Hindistan sokakları da tehcir sürecinin tam gaz ilerlediği Kudüs sokakları da tekbirlerle inliyor. Mayıs ayında bile isteye bombalanan Samir Mansour’a ait Gazze’nin en önemli kitabevi 17 Şubat’ta yeniden açıldı. Bu bir umut. Filistin’de en çok bulunun şeyin adı da umut. Ekmekten ve temiz sudan bile fazla belki.