Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Şubat 2022

Sevmek yaşamaktır ve yaşatmaktır!

İnsan, sevmekle, inanmakla, umutla, düşle, düşünmekle ve duyarlılıkla hayatını verimli, yaratıcı ve yenilikçi hale getirebilir. Sevmek, hayatımızda en kolay yapabileceğimiz tecrübe değildir. Sevgi, hayatta gerçekleştirilmesi en zor olan şeydir. İnsanın bir sevme potansiyeli vardır. Sevme potansiyelimizi ve yeteneğimizi geliştirdiğimiz ve beslediğimiz takdirde sevgiyle yaşayabilir ve yaşatabiliriz. Günümüzde sevgiden çok söz edilmesine rağmen, insanların sevgi kapasiteleri ve yetenekleri güdük ve körelmiştir. İnsanın sevme kapasitesini ve yeteneğini geliştirmek ve olgunlaştırmak için çaba gösterdiği her gün, sevgi ve sevgililer günüdür. Sevgiyi köreltmemek ve yapaylaştırmamak için emeğe, yüreğe ve cesarete ihtiyaç vardır.

Sevmek, en güzel hayat biçimidir. Sevmeyi bilmeyenler, hayatı cehaletten, şiddetten ve nefretten oluşan bir cehennem haline getirirler. Günümüzde şiddet, nefret ve cehalet her tarafı kaplamış durumdadır. Ortada sanat, bilgi ve sevgi adına bir şey bulunmamaktadır. Siyaset, ekonomi, inanç ve düşünce adına nefret, şiddet ve cehalet sürekli olarak üretilmektedir. İnsanların ve toplumların şiddete, nefrete ve cehalete bağımlı olması için her türlü yol, yöntem ve uygulama yapılmaktadır. Sevmek, müzik gibi hayatı ince yaşamaktır. Sevmeyi bilmediğimiz takdirde hayatı gürültü, kaos, nefret, şiddet, yıkım ve buhran olarak yaşamaya mahkum oluruz.

Sevmek, bedenlerimizi, ruhlarımızı ve ilişkilerimizi anlamayı, tanımayı ve geliştirmeyi gerektirmektedir. Birbirimizin bedenlerine göstereceğimiz şehveti ve merhameti, birbirimizin ruhlarına da göstermeliyiz. Bedenlerimiz kadar birbirimizin ruhunu ihmal etmemeyi ve köreltmemeyi şehvetle ve merhametle yapmalıyız. Bedenlerimizi ve ruhlarımızı şehvetle ve tutkuyla koruduğumuz, beslediğimiz ve geliştirdiğimiz takdirde birbirimizin hayatına ve kişiliğine saygı duyarak birlikte birbirini sevebilir, anlayabilir ve yaşayabiliriz.

Bedenlerimizle, ilişkilerimizle, ruhlarımızla ve hayatlarımızla ilgilendiğimizi göstermek için diğer insanlara sevdiğimizi söylüyoruz. İnsanlar birbirine kolayca seni seviyorum demekte, gelişmiş iletişim araçlarını kullanarak birbirlerine sevgi mesajları atmaktadırlar. İnsanların birbirlerine seni seviyorum demesi önemlidir, ama yeterli değildir. Birbirlerine seni seviyorum diyen insanların yapmadığı çok önemli bir eksiklik vardır. İnsanlar sevgilerini gösterme konusunda yetersiz kalmaktadırlar. Günümüzde sevgisini gösterme kapasitemizi geliştirmeye ihtiyaç vardır. Sevgi, sadece söz değildir, aynı zamanda pratiktir. Sevgimizi göstermeden sadece seviyorum demek, sevginin canlılığını, gerçekliğini, verimliliğini ve ruhunu tüketmektir.

Sevgi, pasif, donuk ve cansız yaşamak değildir. Sevgi, canlı, dinamik ve yaratıcı bir şekilde sürekli olarak hayat, toplum ve doğa karşısında tutum almaktır. Sevgi, hayatın içinde aktif olarak var olmaktır. Kadın ve erkek, birbirlerinin hayatları içinde birbirlerini var edebiliyorlarsa birbirlerini seviyorlardır. Kişiler, birbirlerini hayatlarında var edemedikleri için ilişkileri ve evlilikleri bitmektedir. Hayatlarımız içinde birbirimizi var etmek, birlikte dönüşmek, değişmek, yenilenmek ve olgunlaşmak için sürekli olarak çaba içinde olmak sevgi, anlamına gelmektedir. Sevgi, diğerini hayatının içinde var etmek olduğu gibi, diğerinin hayatında var olmak demektir. Birbirlerini yenilemeyen, dönüştürmeyen ve olgunlaştırmayan kişilerin ilişkilerinde sevgi değil, mekaniklik vardır. Sevgili olduğunu sanan insanların saatlerce birbirleriyle ilgilenmek yerine cep telefonlarına gömülmeleri, aslında kişilerin birbirlerini hayatlarında var etme çabalarından vazgeçtiğini göstermektedir. Sevgi, kadın ve erkeğin önüne birbirini diğerinin hayatında yeniden var etme şeklinde çetin bir meydan okuma koymaktadır.

Sevginin gücüne olan inanç, günümüzde kaybolmaktadır. İnsanlar, sevginin gücüne değil, gücün sevgisine inanmakta ve ona köle olmaktadırlar. Gücün sevgisine köle olmanın çok yıkıcı sonuçları ortaya çıkmaktadır. Gücün sevgisine köle olanlar, gücün hukukuna, gücün dinine, gücün değerine ve gücün cehaletine inanmaktadırlar. İktidar saplantısı ve sapkınlığından özgürleşmeden ve sevginin gücünü hayatımızın merkezine koymadan özgür, barışçıl ve adil bir hayata kavuşmamız mümkün değildir. Özgürlüğün, barışın ve adaletin yolu, sevginin gücünden geçmektedir.

Sevginin gücünü, elini tuttuğumda değil yüreğimde kalarak bana öğreten hayatımın masalı Merve’yi hayatımın her günü çok seviyorum. Yanımdayken bile seni özlemek, sevginin gücünün bir sonucudur. Ahmet Arif’in dediği gibi “Seni sevmek Felsefedir, kusursuz İmandır.”Sevmeyi hayatımın tamamı haline getiren bu masal insana sevgililer gününde seni seviyorum demeyi aklımın ve varlığımın en soylu davranışı olarak yerine getiriyorum. Herkesin sevgililer gününü kutluyor, sevgi dolu hayatlar diliyorum.