Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2961.54
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Şubat 2023

Sevgi parkından gezi çıkarmak

6 Şubat depremi ile devlet imtihan yaşadığı gibi sivil toplum örgütleri de önemli bir sınavdan geçiyorlar. Onlarca İslami duyarlılıklı STK, depremin ilk gününden beri hem arama kurtarma hem de çok yönlü yardım çalışmalarıyla milyonlarca insana dokundular. Bu yapılar o kadar çok ki listedeki STK isimleri sürekli güncelleniyor. Ahbap, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Lösev yahut Türkiye Eğitim Gönüllüleri gibi seküler/laik oluşumlar da imkânları, kapasiteleri ölçüsünde şehir, bölge ayırt etmeden çalıştılar.

İslami duyarlılıklı yardım teşkilatlarıyla seküler yardım örgütleri çoğunlukla bir ahenk içinde çalıştılar. Enkaz altındakine mezhebi sorulmadı, çıkaranın da dini inancı tetkik edilmedi. Olması gerektiği gibi. Nepal’den gelen bir Budist ile Endonezya’dan gelen bir müslüman; Yunanistan’dan gelen ile Filistin’den gelen arama kurtarma ekipleri aynı amaç için biraraya gelip çalıştılar. Arama kurtarma çalışmaları esnasında kafasından duman çıkan adam olarak tanınan ve kendisini parçalarcasına çalışan Mustafa Aydın’ın kendisiyle yapılan bir röportajda “sosyalist” olduğunu söylemesi eminim herkesi şaşırtmıştır; o koşturmacasıyla ve duruşuyla bir Müslümanı andırıyordu çünkü. Sosyalist Mustafa Aydın’ın, sahada şehir gözetmeksizin enkazların içine dalması takdire şayan bir örneklik, birlik ve beraberliğimiz için kıymetli bir harç oldu.

Her şey aynı ahenk içinde ilerlemedi ne yazık ki. 11 deprem şehrinden sadece Hatay’da ve Hatay’ın da 15 ilçesinden sadece Defne’de bir parka tüneyen TİP, TKP, EMEP gibi partiler Halkevleri, Morçatı gibi sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek bir komün oluşturdular. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzeş: “Çadır yok, kimsenin başını sokacak yeri yok.” Diyerek ilçesinde sanki devletin esamesi yokmuş gibi konuşuyordu. HDP eşbaşkanı seslenen bir depremzede: “geçmiş olsun diyen yok. Tek bir battaniye almış değiliz.” Diyordu. TİP Genel Bşk. Yrd. Barış Atay’ın öncülüğünü yaptığı, Ahmet Şık, Serra Kadıgil gibi milletvekillerinin ve Şirin Payzın gibi pek çok gazetecinin ziyaret ettiği park öyle bir servis ediliyor ki zannedersiniz tüm Hatay’a onlar sahip çıkıyor. “Örgütlü mücadele güçtür.” Mottosuyla yola çıkıp “inadıniradendir” diye tag açan ve sadece Hatay’ı, Hatay’ın da bütününü değil mikroskopla ideolojik ve mezhebi saiklerle seçtikleri yerlere yaptıkları lokal pansumanı abarttıkça abartıyor, köpürttükçe köpürtüyorlar. Ortada binlerce kişinin acısı varken “asrın felaketi olan tek adam rejimine karşı birbirimize daha sıkı sarılalım” diyen ve depremi siyasete tahvil etmeye çalışanların aslında daha önce kentsel dönüşüme karşı olduklarını da gördük. Masalar kurup gururla karşı çıktıkları, mahkemelere koşup engellemeye çalıştıkları kentsel dönüşüm çabalarını akamete uğrattıkları alanlarda depremde ölen insanlardan dolayı hicap dahi duymayıp onlar üzerinden de politik ayrışma peşinde olanlarla ve bulundukları Sevgi Parkı’ndan bir Gezi Parkı çıkarma hayalini taşıyanlarla dolu o park.

Hatay’a devletin bile isteye gitmediği, politik ve mezhebi kaygılarla iktidarın başka şehirlere yoğunlaştığı, enkazlardan sadece Ak Partililerin çıkarıldığı yalanlarını paylaşanların derdi halk olabilir mi? Depremden sonra 5 gün boyunca Antakya’da kaldım. Ceset taşıdım. Yardım dağıtıp yemek ikramı yaptım. Çöp topladım. Günlerce şehri gezdim. Defne’de parklara tüneyen partilerden hiçbirini kesinlikle sahada görmedim. Oysa Hatay’ın ekmeğinin büyük kısmını Konya Büyükşehir çıkarıyor, çorbasını Hiranur veriyor, nohut pilavını Erzurum Büyükşehir, etli bulgur pilavını Beşir, İnsan Vakfı ayrı yemek çıkarırken, kuru gıdayı Özgür-Der ve Fetih vakfı veriyor. Şehrin pek çok noktasında kaç farklı İslami duyarlılıklı STK yemek dağıtıyor. Kimsenin açlık endişesi yok. AFAD harıl harıl enkaz başlarında, çadırkentlerde çalışıyor. Devlet ve millet bütünleşmiş tüm imkânlarını seferber ediyor. Sahada yardım yapan STK’lara “bölgede mezhebi bir çatışma olabilir mi? Gerginlik var mı?” diye soruyorum. Onlar da “Herkes can derdinde. Enkazda Sünnisi de var Alevisi de. Kimsenin birbiriyle meselesi yok. Sadece bunu isteyen dışardan gelmiş tipler var.” diyorlar. Daha ne olsun.

Sosyal medyada iktidarı hedef alarak ve tüm yapılanları görmezden gelerek, “Sizin hiçbir şey yaptığınız yok burada.” diyor milletvekili görünümlü adam. Murat Yetkin gibi gazeteciler Defne’de yapılan lokal çalışmaları milletin gözüne sokup “Nerde bu İslamcılar?” diyerek ekranlarda bağırıyor. Komünlerinde toplantılar, bağırtılı konuşmalar yapıyorlar. Pek çok sol bileşen bir parkı kurtardıklarını zannedip iktidara meydan okuyor. Tüm sol ve feminist bileşenler ve partileri ve televizyonları ve entelektüel yoldaşları ve cümle güdümlü sanatçıları toplayın bir İHH etmiyor hiç biri. Onlarca İslami yapıdan biri olan İHH, tek başına 6 bine yakın arama kurtarma görevlisi ve gönüllüsüyle sahada. 3028 kişiyi enkazdan çıkarmışlar. 1,5 milyon sıcak yemek servis etmişler. 5 milyondan fazla ekmek üretmişler. 850’den fazla tırla yardım getirmişler. 14 sabit 4 mobil aşevi çalıştırıp ayrım gözetmeksizin tüm afet şehirlerinde ellerini değil gövdelerini taşın altına koymuşlar. Karanlığa küfretmek yerine mum yakmışlar. Eleştirilecek pek çok şeyi öteleyip iktidarın, milletin üzerinden yük almışlar.

Halk çocukları” depremde halkın yardımına koştu” diye Batı’nın fonladığı ekranlarda sosyalizm soslu bölücülük yapıp parklara tüneyenler, milyonların yarasını sarıp kolundan tutup kaldırmaya çalışan İslami duyarlılıklı yapıları hedef alıyorlar. Ülkemizin İslami STK’ları ve Avrupa ülkelerinin yaptığı yardımların yüzlerce kat fazlasını yapan halkı Müslüman ülkeler deprem imtihanından yüksek not alırken; kimi muhalefet unsurları acıları siyasete devşirmeye çalışıp, ölülerin üzerinde tepindikleri için zayıf not aldılar maalesef.