Sevakin ve dikkatlerden kaçan önemli ziyaret
Bir ülke düşünün sahip olduğu arazi tek başına dünyanın en büyük kıtasını beslemeye yetsin. Kazıdığınız her yerden su çıksın, bir yılda üç mahsul alınsın.
Aklınızdan dünyanın gelişmiş ülkelerinden birisi geçebilir.
Ama hayır, Afrika Kıtasında hem Müslüman, Osmanlının bakayası hem de İngiliz işgaline uğramış, İngilizlerin ateşli silahlarına bastonlarla karşı koymuş, İngilizlerin en kudretli generali Charles George’u, namı diğer Gordon Paşa’yı bastonlarıyla alaşağı etmeyi başarmış bir ülke.
Nil Nehrine kıyısı olan, sakinliğiyle meşhur. Fakat feveran edip taşınca, Nil misali önüne kattığını yıkan geçen Sudan’dan bahsediyoruz.
Nil nehrinin bu sakin ve mütevazi insanları istisnasız herkes, Türkiye hayranıdır.
Sudan’ı 1517 yılında ilk Yavuz Sultan Selim fethetmiş, Sevakin adasını harekat merkezi olarak seçmişti.
Sevakin, Osmanlı Devleti’nin bugünkü Eritre, Cibuti ve kuzey Somali’yi kapsayan Habeş Eyaleti valilerinin ikamet ettiği bir yerdi.
Osmanlı bu stratejik adayı, Hicaz ve Kızıldeniz'in korunması için önemli gördü, sürekli elinde tuttu.
Ada, Sudan'ın kuzeydoğusunda, Kızıldeniz kıyısındadır ve o dönemlerde bölgesinin en önemli limanı ve yerleşim merkezidir.
Mısır’ın İngiliz işgali ardından ada, 1899-1956 yıllarında İngilizlerin kontrolüne geçti.
Sudan’ın ve Sevakin ’in İngiliz kontrolünden çıkmasıyla 1956 yılında Sudan yeni bir kargaşa sarmalına girdi, idari ve siyasi bunalımdan gözünü açamadı.
Sayıları onu geçen yedisi başarısız, üçü başarılı darbe girişimi oldu.
Darbelerin sonuncusu da 11 Nisan 2019 yılındaydı ve nedeni de Sevakin’di büyük ihtimalle.
Çünkü Sevakin, 29 Aralık 2017 tarihinde yapılan anlaşma ile Türkiye'ye devredilmişti.
Anlaşmaya göre Türkiye, harabeye dönmüş eski Osmanlı liman kenti Sevakin Adası'nın altyapısını geliştirecek, sivil ve askeri gemilerin kullanabileceği bir limana dönüştürecekti.
Türkiye, Somali’deki askeri varlığını arkadan Sevakin tahkimatıyla sağlama almak, Kızıl Deniz’de bir ara istasyon oluşturarak, Afrika’ya açılan bu kapıdan Kızıldeniz’i ve Arap Yarımadası’nı kontrol etmek istemişti.
Aradan iki yıl geçmedi ki Sudan’da tarihinin en kanlı darbesi yaşandı. Darbeye karşı duran halk askeri karargâh avlusunda oturma eylemi yaparken hunharca katledildi, cesetlerin birçoğu Nil nehrine atıldı.
Katliam ile halkın önüne geçmek mümkün olmadı;
Sudanlılar çileden çıktı, Nil misali su oldu aktı, bendini aşıp taştı, caddeleri sokakları doldurdu ve adeta hayatı durdurdu.
Darbe mühendislerinden geri adım geldi, ayaklanmayı temsil eden Özgürlük ve Değişim Platformu üyeleri darbe sonrasında genel seçimlere kadarki üç yıllık dönemde iktidara ortak edildi.
05-09-2019 tarihinde sivil hükümet kuruldu. Hükümetin başına Abdullah Hamduk getirildi.
Ve böylece Sudan halkı Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz 2016’daki halk kıyamını örnek alıp aynen uygulayan ilk ülke olarak tarihe geçti.
7 Şubat 2021 tarihinde yeni hükümet ilan edildi ve Sudan Savunma Bakanı ilk dış ziyaretini 9 Şubat’ta Türkiye’ye yaptı. Türkiye Sudan arasındaki ilişkiler normal seyrine döndü.
Sudan halkının gözü gönlü, Somali’deki varlığıyla Babu’l-Mendeb’e oradan da Hint okyanusuna, Arap Körfezine açılan Türkiye’dedir.
Savunma Bakanı Yasin İbrahim Yasin’in ilk Türkiye ziyareti Sevakin’e atılan tohumların yeniden yeşerdiğinin işaretidir.
Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar’ın mevkidaşını Bakanlık'ta askeri törenle karşılaması, baş başa ve heyetler arası yapılan görüşmeler, Sudan ile ilişkilerde asayişin berkemal olduğunu gösteriyor.
Sudan ile ilişkiler sadece Sevakin ile Sınırlı değil. İlişkilerin bir başka boyutu var ki daha can alıcıdır.
Bakanlar Kurulu'nun 9.11.2015 tarihinde prosedürü tamamlanan kararıyla Tarım Bakanlığımız Sudan’da 12.500 hektarlık arazide tarımsal yatırım yapacak.
780.500 hektarlık arazi de Türk özel şirketleri tarafından ayrıca kiralandı, işletiliyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 24 Aralık 2017 tarihinde Sudan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Türkiye-Sudan Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması ile bu ilişkiyi taçlandırdı.
Çünkü BM gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Avusturalya ve Brezilya’dan sonra dünyanın üçüncü en önemli gıda ambarı olarak Sudan’ı gösteriyor.
Gıda güvenliğinin tehlikeye girdiği anda, gelecek nesillerin en güvenli ve en yakın limanı Sudan olacak.
Bunu Türkiye Cumhuriyeti çok erken fark etti ve harekete geçti.
Çünkü arazileri yılda üç mahsule müsait Sudan’da 16.900 000 hektar tarıma elverişli arazi var; Arazileri, tek başına sadece Afrika’yı değil, üstüne Arap yarım adasını da ekleseniz beslemeye yetecek kapasitededir.
Türkiye’nin Sudan ilişkileri Osmanlıdan bir adım daha ileridedir, daha akılcıdır.
Yeniden yeşeren Sevakin ve Sudan atılımları gölgede kalmış, Savunma Bakanının ziyareti gözden kaçmış olabilir.
Belki de bilerek böyle yapılmıştır.
İyi de olmuştur
Ne olur ne olur ne olmaz.