Dolar (USD)
32.44
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2441.86
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Şubat 2023

​Sesimi duyan var mı?

Bugünlerde içimizi en çok acıtan, bir o kadar da umut dolu bir soru: Sesimi duyan var mı?

Büyük bir yıkımı anlatan ve ardından sorulan soruya gelecek cevap ile umutları yeniden yeşertecek bir soru...

Sesimizi duyan birilerine en ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda karşıdan gelecek cevaba sarıldığımız şu günlerde her yanımızı kaplayan yarayı, acıyı birlikte sarmaya çalışıyoruz. Dayanışmanın, yardımlaşmanın, birliğin en anlamlı olduğu bu günlerde birbirimize sımsıkı sarılmaya çalışıyoruz. Biz biliyoruz ki yaralar sarılarak, kucaklaşarak kapanır.

Bundan iki yıl öncesine kadar dünyanın bir dar boğazdan geçtiğini ve imtihanımızın ne kadar zor olduğunu anlatmaya çalışırken yarının umutları ile hayata tutunuyorduk. Gelen gideni aratmasın diye dualar büyütüyorduk yüreğimizde. Ne yazık ki dünümüz bugünümüzden daha fazla acıyla kuşatıldı. Dün evlerden çıkmazken bugün evlerimize giremez olduk. Bu dünya imtihan dünyası ve bizler her an imtihan içerisindeyiz. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu sebeple duanın gücüne sığınıyoruz.

“Allah’ım, ne çok acı birikti yüreğimizde... Her yanımız kanıyor, hüzün kapladı her yanı. Her yerde aynı acı, ne yana dönsek gözyaşı. Ya Rab! En büyük umudumuz rahmetindir ve bir duanın gizemiyle rahmetine sığınıyoruz. Görünür, görünmez afetlerden, belalardan ve musibetlerden bizleri koru! Başka da sığınacak limanımız kalmadı Allah’ım!”

***

Yüce Allah, “Her canlı, ölümü tadacaktır!” dediği halde bu ayetin hakikatini bile bile ölüm korkusundan olsa gerek kabullenmekte zorluk çekiyorduk. Bugün bir kez daha ayetin hakikati ile yüzleştik. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyanın eğlencesine daldığımız bir zamanda bir sarsıntı bizi kendimize getirdi. Bir kez daha öğrenmiş olduk ki, “Her canlı, ölümü tadacaktır!” hakikati doğrultusunda “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, ‘Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz’ derler.” (Bakara Suresi, 155-156. Ayet) bilincine varıyoruz.

Bir deprem, bir kez daha insanın ne kadar aciz olduğunu ve yüce olanın sadece Allah olduğunu bize öğretti. Bununla birlikte bu dünyanın imtihan yeri olduğunu ve ebedi hayatın Ahiret yurdunda olduğunu bir kez daha anlamamız gerektiğini gözler önüne serdi.

Maalesef bu hakikat doğrultusunda sesimizi dünyanın öteki ucundan duyanlar olduğu halde hemen yanı başımızda olanların çığlığımıza sağır olması içimizi acıtıyor. Yüreğimizi yakan, hayallerimizi yıkan bu acıya kayıtsız kalarak siyasi, ekonomik, bireysel ve dinî rant devşirme peşinde olanların duyarsızlığı bir enkaz gibi tekrar üzerimize yıkıldı.

Ülke olarak bir bütün olduğumuz şu günlerde birkaç kendini bilmezin krizden fırsat devşirme derdinde fırsatçılık peşinde koşması içimizi acıtıyor. Bulunduğum şehir Adana’da da depremin soğuk ve sert yüzüne şahit olduğumuz halde bu faciadan rant devşirme derdinde olanlar, daha düne kadar iki liraya kiraya veremedikleri evler için dört beş kat fiyat istemeye başladılar.

Bir deprem bile açgözlü bu kesimin gözünü korkutmaz oldu. Ders çıkarması gerekenler kör, sağır oldu. “Her canlı, ölümü tadacaktır!” mesajını anlamaz oldular. Ölenle ölünmez gibi basit cümlelerle kendilerini savunmaya çalışarak fırsatçılıklarının üzerine koca bir enkaz yıktıklarını anlamaz oldular. Sesimizi tüm dünya duyarken duyması gerekenler duymaz oldu.

Ölüm tepemizde dolaşan bir akbaba misali boşluğumuzu kolluyorken, fırsatçıların akbabadan farkı kalmadı. Bu da içimizi daha çok acıtıyor. Belki biz enkaz altında kalmadık, lakin yüreğimiz enkaz altında. Bir yanımız eksildi ve eksik yaşamlar rehberinde aldık yerimizi. Bu da yetmezmiş gibi yüreği taş bağlamışların enkazı altında eziliyoruz.

Lakin nihai hakikate olan inancımızla Yüce Allah’ın Zilzal Suresi’nin son iki ayetinde bildirdiği hakikate sığınıyoruz: “Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.” (Zilzal Suresi, 7-8. Ayet)

Vesselam!