Server Bedi
Peyami Safa Cumhuriyet devri Türk edebiyatının en iyi romancısıdır. Eserlerinde esaslı bir düşünce sistemi, sağlam bir Türkçe ve mükemmel bir üslup buluruz. Peyami Safa'nın bir de Server Bedi imzasıyla kaleme aldığı kitapları vardır ki bu hikâye ve romanlar bugüne kadar pek önemsenmemiş ve basit maceralar olarak telakki edilmiştir.
Peyami Safa'nın bütün eserlerini yayımlayan Ötüken Neşriyat,
bir süredir yazarımızın Server Bedi imzasıyla yazdığı roman ve hikâyeleri de
kültür hayatımıza kazandırıyor. Notlandırılarak hazırlanan bu kitaplarda da
edebilirsin güçlü muhayyilesini ve sürükleyici anlatım tarzını buluyoruz.
Bilindiği gibi Server Bedi ismiyle telif edilen bu romanlarda genel karakter
Cingöz Recai'dir.
Allo Allo Yetişiniz 1932/1933 yıllarında bir gazetede
tefrika edildikten sonra kitaplaştırılmıştır. Seval Şahin'in hazırladığı
romanda, Zeyrek'te işlenen bir cinayet anlatılıyor. Ah Minel Aşk, Server Bedi
Külliyatı'ndan çıkan bir diğer roman. Gerek kapak tasarımları gerekse sayfa
sayfa düzenlemeleriyle dikkat çeker bu roman da 1931/1932 yıllarında Son Posta
gazetesinde tefrika edilmiş. İsmi bilinmesine rağmen kayıp olan bu romanın ilk
defa kitap olarak neşredilmesi şüphesiz edebiyat tarihimiz adına ciddi bir
katkı, büyük bir kazanç olmuştur.
Romanın arka kapağında şu satırları okuyoruz: "Diğer
romanlarından aşina olunduğu gibi kitabın kimi yerlerinde Doğu ve Batı
gerilimine temas eden Peyami Safa, Batı'nın ahlak, özgürlük ve bireysel ilik
kavramları üzerine de okuyucuyu düşünmeye sevk eder. Birkaç arka kapakta
isminin geçmesine rağmen bugüne değin tefrikalarına ulaşılamayan bir kayıp
roman olan Ah Minel Aşk, Serdar Soydan tarafından keşfedilen yayıma
hazırlanmış, Peyami Safa çalışmalarında, büyük yazarın biyografisinin
eksiklerinin tamamlanması için atılacak adımların öncüsü olmaya aday bir
eser!"
Prof. Dr. Necati Demir'in neşri hazırladığı Müseyyeb Gazi
Destanı, "Kerbela'nın intikamı" altbaşlığıyla sunuluyor. Eserin
başında şu ithafı okuyoruz: "Bu çalışmamı, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in
aziz ve temiz ruhlarına ithaf ediyorum." Hocamız Önsöz'de Müseyyeb Gazi
ismini ilk defa Gaziantep'te bir Saltuk-name nüshasını okurken gördüğünü
belirtiyor ve "Divriği Halk Kütüphanesi'nde böyle bir eserin varlığını
tespit edince gerçekten çok sevindim." Diye devam ediyor. Daha sonra
destanı hakkında umumi bilgi veren Prof. Demir, bu metinlerin yazılış amacını
kısaca şöyle izah ediyor: "Destanlar, bir milletin tarihindeki çok derin
ve çok önemli olaylar için yazılır veya söylenir. Türk milleti varlık yokluk
mücadelesi verdiği olayları destanlarında taşımıştır.
Bununla birlikte mensubu bulunduğu dinin önemli kişilerini
ve olaylarını da destanlaştırmıştır. Bunlardan biri de Müseyyeb Gazi
Destanı'dır. "Giriş bölümünde bu metnin destanlar içindeki yerine ve
önemine vurgu yapılıyor. İbretle okunan destan 7 bölümden meydana geliyor. Çınar
Ata, 14. Asırda Azerbaycan topraklarında yaşamış olan büyük şair İmadeddin
Nesimi'nin hayatını geçen yıl vefatının 650.senesinde andığımız Nesimi,
Azerbaycan Türkleri'nin yetiştirdiği büyük sanatkârı, şairidir. Bir bakıma
bizim Fuzuli'mizdir. Ana dilinde şiirlerini yazan, yerli ve milli olan, eserlerinde
halk dilini sevgiyle kullanan Nesimi'yi anlatan bu seçkin romanı edebiyat ever
okuyucularımıza tavsiye ediyorum. Müseyyeb Gazi Destanı ile Dosdoğru Yol romanı
da Ötüken Neşriyat'ından çıktı.
Hocalı şehitlerine adanan romanın başındaki Destur, şu dua ile tamamlanıyor: "Cenabı Hakk'ı ikramımıza berkemal eyle / Allah'a kul, / Muhammed'e ümmet, / Ali'ye talip eyle. / Nefes, Hünkâr Hacı Bektaşı Veli'den, / Pir-i Türkistan'dan ola. / Nefes Pir'dendir, kokusu Reyhandır. / Varsa yazılardan bir muhabbet, / Haktandır, ondandır./ Gerçeğe Huuuu.../ Mümine ya Ali! / Destur ya Ata Baba!"