Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Eylül 2020

Server Bedi

Peyami Safa Cumhuriyet devri Türk edebiyatının en iyi romancısıdır. Eserlerinde esaslı bir düşünce sistemi, sağlam bir Türkçe ve mükemmel bir üslup buluruz. Peyami Safa'nın bir de Server Bedi imzasıyla kaleme aldığı kitapları vardır ki bu hikâye ve romanlar bugüne kadar pek önemsenmemiş ve basit maceralar olarak telakki edilmiştir.

Peyami Safa'nın bütün eserlerini yayımlayan Ötüken Neşriyat, bir süredir yazarımızın Server Bedi imzasıyla yazdığı roman ve hikâyeleri de kültür hayatımıza kazandırıyor. Notlandırılarak hazırlanan bu kitaplarda da edebilirsin güçlü muhayyilesini ve sürükleyici anlatım tarzını buluyoruz. Bilindiği gibi Server Bedi ismiyle telif edilen bu romanlarda genel karakter Cingöz Recai'dir.

Allo Allo Yetişiniz 1932/1933 yıllarında bir gazetede tefrika edildikten sonra kitaplaştırılmıştır. Seval Şahin'in hazırladığı romanda, Zeyrek'te işlenen bir cinayet anlatılıyor. Ah Minel Aşk, Server Bedi Külliyatı'ndan çıkan bir diğer roman. Gerek kapak tasarımları gerekse sayfa sayfa düzenlemeleriyle dikkat çeker bu roman da 1931/1932 yıllarında Son Posta gazetesinde tefrika edilmiş. İsmi bilinmesine rağmen kayıp olan bu romanın ilk defa kitap olarak neşredilmesi şüphesiz edebiyat tarihimiz adına ciddi bir katkı, büyük bir kazanç olmuştur.

Romanın arka kapağında şu satırları okuyoruz: "Diğer romanlarından aşina olunduğu gibi kitabın kimi yerlerinde Doğu ve Batı gerilimine temas eden Peyami Safa, Batı'nın ahlak, özgürlük ve bireysel ilik kavramları üzerine de okuyucuyu düşünmeye sevk eder. Birkaç arka kapakta isminin geçmesine rağmen bugüne değin tefrikalarına ulaşılamayan bir kayıp roman olan Ah Minel Aşk, Serdar Soydan tarafından keşfedilen yayıma hazırlanmış, Peyami Safa çalışmalarında, büyük yazarın biyografisinin eksiklerinin tamamlanması için atılacak adımların öncüsü olmaya aday bir eser!"

Prof. Dr. Necati Demir'in neşri hazırladığı Müseyyeb Gazi Destanı, "Kerbela'nın intikamı" altbaşlığıyla sunuluyor. Eserin başında şu ithafı okuyoruz: "Bu çalışmamı, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in aziz ve temiz ruhlarına ithaf ediyorum." Hocamız Önsöz'de Müseyyeb Gazi ismini ilk defa Gaziantep'te bir Saltuk-name nüshasını okurken gördüğünü belirtiyor ve "Divriği Halk Kütüphanesi'nde böyle bir eserin varlığını tespit edince gerçekten çok sevindim." Diye devam ediyor. Daha sonra destanı hakkında umumi bilgi veren Prof. Demir, bu metinlerin yazılış amacını kısaca şöyle izah ediyor: "Destanlar, bir milletin tarihindeki çok derin ve çok önemli olaylar için yazılır veya söylenir. Türk milleti varlık yokluk mücadelesi verdiği olayları destanlarında taşımıştır.

Bununla birlikte mensubu bulunduğu dinin önemli kişilerini ve olaylarını da destanlaştırmıştır. Bunlardan biri de Müseyyeb Gazi Destanı'dır. "Giriş bölümünde bu metnin destanlar içindeki yerine ve önemine vurgu yapılıyor. İbretle okunan destan 7 bölümden meydana geliyor. Çınar Ata, 14. Asırda Azerbaycan topraklarında yaşamış olan büyük şair İmadeddin Nesimi'nin hayatını geçen yıl vefatının 650.senesinde andığımız Nesimi, Azerbaycan Türkleri'nin yetiştirdiği büyük sanatkârı, şairidir. Bir bakıma bizim Fuzuli'mizdir. Ana dilinde şiirlerini yazan, yerli ve milli olan, eserlerinde halk dilini sevgiyle kullanan Nesimi'yi anlatan bu seçkin romanı edebiyat ever okuyucularımıza tavsiye ediyorum. Müseyyeb Gazi Destanı ile Dosdoğru Yol romanı da Ötüken Neşriyat'ından çıktı.

Hocalı şehitlerine adanan romanın başındaki Destur, şu dua ile tamamlanıyor: "Cenabı Hakk'ı ikramımıza berkemal eyle / Allah'a kul, / Muhammed'e ümmet, / Ali'ye talip eyle. / Nefes, Hünkâr Hacı Bektaşı Veli'den, / Pir-i Türkistan'dan ola. / Nefes Pir'dendir, kokusu Reyhandır. / Varsa yazılardan bir muhabbet, / Haktandır, ondandır./ Gerçeğe Huuuu.../ Mümine ya Ali! / Destur ya Ata Baba!"