Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Temmuz 2021

Serbest Piyasa Ne kadar Serbest?

Okullarda öğretilen kapitalist iktisadi doktrinler serbest piyasa sisteminin var olduğunu, tam rekabet piyasası olması gerektiğini savunur. Devamında gelen birçok teoriyi de bu varsayımlar üzerine kurmuştur. Ancak gerçek hayatta ne serbest piyasa ne de tam rekabet bulunmaktadır.

Gerek devlet eliyle gerekse piyasada firmaların tekel gibi hareket etmeleri sebebiyle piyasaya giriş çıkışlar tam anlamıyla serbest değildir. Özellikle yüksek teknolojili ürünlerde piyasaya girmek neredeyse imkânsızlaşmaktadır. Türkiye geliştirdiği S/İHA teknolojisi ile böylesi bir piyasaya girmeyi başardı. Uzun yıllar bir iki ülkenin tekelinde olan bu piyasaya girmeyi başaran Türkiye, karşılaştığı zorluklar ve maruz kalmadığı ekonomik saldırılar neredeyse kalmadı. Büyük sermaye birikimine sahip ülkeler serbest piyasa sistemini savunuyor gibi görünseler de uygulamada böyle bir dünyanın olmadığı gerçeğini bilmek gerekiyor.

Doğalgaz gibi üretimin en önemli girdisi olan hammadde üretiminde gerekli teknolojiye sahip olan ülkeler, bu teknolojiye sahip olmayan ülkelerden çıkarılacak enerji kaynağı için büyük ortaklık payları talep etmektedir. Örneğin bir zamanlar Türkiye, Doğu Akdeniz’de küresel firmalardan biri olan BP ile anlaşmış ve %50 gibi büyük bir ortaklık payı talep etmişti. BP yaptığı aramalarda enerji kaynağı bulamadı ancak Türkiye kendi imkânlarıyla yaptığı aramalardan bu kaynağı bulmayı başardı. Gereken bilgi ve teknolojiye sahip olamamak sebebiyle piyasaya girişler de öyle anlatıldığı gibi serbest değil yani…

Serbest piyasa sisteminin de anlatıldığı gibi serbest olması zaten haliyle pek de mümkün değildir. Örneğin; uyuşturucu, silah, organ, insan kaçakçılığı gibi konularda yasal engellemeler bulunmaktadır. Zaten olmalıdır da… Ancak bunun dışında bazı ürün ve hizmetlerin de üretimi, satışı gibi faaliyetlerin yine bazı yasal yönlendirmelerle belirli kişi ve kurumların yapılmasına izin verilmektedir. Örneğin ilaç gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen alanda belirli ve net yasal düzenlemeler yapılmıştır. Ancak yine insan sağlığını ve hayatını doğrudan etkileyen gıda konusunda ilaç sektörü kadar sert yasal tedbirler bulunmamaktadır. Diğer taraftan bankacılık ve finansal kurumlar gibi alanlarda da piyasaya giriş çıkışların serbest olmadığını bilinmektedir. Bu durumun hemen her ülkede olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu durumun da serbest piyasa sisteminin gerçekte olmadığını ancak söylemden ibaret olduğunu gösteren bir delil olduğunu söyleyebiliriz.

Piyasanın işleyişine bakıldığında da tam rekabet piyasası olmadığı herkesçe malumdur. Piyasaya giriş çıkışlar serbest olmadığı için rekabeti oluşturacak ortam da tam anlamıyla bulunmamaktadır. Gerek sermaye yetersizliğinden, gerek bilgi ve teknoloji eksikliğinden dolayı piyasaya girebilen/girebilecek firma az olduğu için piyasa da rekabet eksikliği piyasa fiyatlarını da doğrudan etkilemektedir. Örneğin enerji piyasasına giriş çıkışlar öyle serbest olmadığı için bu alanda fiyat serbest piyasada oluşmamakta OPEC gibi aktörler piyasa fiyatını belirlemede etkili olmaktadır.

Piyasaya giriş çıkışların serbest olması durumunda karşılaşılacak manzarayı da aslında hepimiz az çok tahmin edebiliriz. Tasarrufların değerlendirilmesi gibi konularda bu manzara daha çok karşımıza çıkıyor. Çiftlik Bank, Thodex gibi işletmeler piyasaya serbestçe girip çıktığı için birçok kişinin mağdur olduğu bir ortam oluşmaktadır. Bununla birlikte serbest piyasa ortamında bir dönem ABD’de olduğu gibi köle ticareti adı altında insan ticareti de mümkün olabilmektedir.

İşte bu noktada serbest piyasa sisteminin tartışmaları başlıyor. Bu sistemin sınırlarının keskin bir şekilde çizilmesi durumunda sosyalizm gibi bir sistem ortaya çıkarken sınırların olmadığı bir durumda da insan hayatına ve onuruna uygun olmayan ticaret yapılmaktadır. Piyasa sınırlarının böylesi belirsiz olduğu bir küresel sistemde siyasilerin, politika yapıcıların istedikleri gibi hareket ettiği bir ortamın oluştuğunu da görebiliyoruz. Belirli işletmelere sağlanan imtiyazlarla belirli alanlardan ciddi kazançlar elde edilmesine neden olmaktadır. Burada siyasilerin ve politika yapıcıların ahlakından başka düzeltilebilecek bir çözüm yolu yoktur.

İşin aslına bakıldığında serbest piyasa sisteminin gerçekte var olmadığı görülmektedir.