Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Aralık 2023

Sen seni bil...

İnsan düşünen bir varlıktır. Bu vasfıyla önce kendini bilmekle mükelleftir. Kendini bilen insan Allah’a ulaşabilir. Allah’ı bilen insan ise bilgide zirveye ulaşır. Bütün soruların cevabına da böylece ulaşmış olur. “Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.” (Alak 1-5) ilahi emri insanın Allah’ı bilmekle sorularının ve arayışlarının cevabını bulacağına işaret eder.

Kendini bilen kişi etrafının ve değerlerin farkında olur. Nereden geldiğini, niçin yaşadığını ve nereye gideceğini bilir, iyi ile kötüyü ayırt eder. Yaşadığımız dünyayı ve ölüm ötesini bildiren İslam kişiye kimliğini ve amacını öğretir. “Onlar kesinlikle rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini bilen kimselerdir.” (Bakara 46) bilinciyle yaşar, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” (Bakara 156) inancıyla bu alemden göç eder. Sahipsiz değildir ve yaşamasının bir anlam ve amacı vardır. İlahi bir lütuf olan yaşamanın kıymetini bilir ve onu lütfeden Allah’a karşı görevlerine sadık kalır. Sonsuz bir hayat için sonlu olan bir hayatı ona göre yaşar. Ölümlü ve sınırlı olan insan işte o sonsuzluğa ancak önce kendini bilmekle ve sonra Allah’ı bulmakla ulaşabilir. Ona ulaşan kişi de güven ve umut dolu bir anlayışa sahip olur.

Maddi yönüyle hava, su ve yemekle doyan insan manevi yönüyle de inançla doyar. Bu da dindir. Din ise yaratılışımızın özünden gelir. O öze yaklaşmak kulluk ile olur. “O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum 30) ilahi buyruğu bu gerçeği ifade eder.

Yaratılmışların içinde en üstün ve değerli olan insan o kulluğu yaşadıkça meleklerden üstün konuma yükselmekte, o kulluktan uzaklaştıkça da aşağıların aşağısına düşmektedir. Bilgi ve üreticilikle donatılmış kul ahlaklı ve erdemli olduğu ölçüde yücelir, tersinde ise çöker ve bu çöküşü tehlikeli boyutlara ulaşır. İyiliğe ve kötülüğe yatkın olan insan bilgi ve dikkati sayesinde iyiyi gerçekleştirir ve kötülüklerden uzak durur. İki yönlü potansiyeli olan kişi kendi seçimiyle manevi zirveye de çıkabilir, hayvandan daha aşağı bir duruma da düşebilir. İyiyi yapma iradesine sahip olmadan kötülüklerle başa çıkılamaz. İçindeki kötülüğü fark etmeyenler ise kendi felaketinin farkına varamazlar. İyi ve doğruları kendine, yanlış ve kötüleri ise başkalarına yükleyenler ise kendini bilmeyen kişilerdir. Bu tuzağa düşmeyenler kendini koruyanlardır.

Kendini bilen kişi başıboş bırakılmayacağını da bilir. Onun için en kıymetlisi olan zamanı boş şeylerle değil de Allah’ın emrettiği doğrultuda kullanır. İnsan olmanın görev ve sorumluluklarının farkında olarak yaşar. İyi ve kötüyü ayırt eder, yanlış tercihlerin onu felakete, doğru tercihlerin ise mutluluk ve felaha götüreceğini bilir. Başta kendisine karşı sorumluluğunu bilir, manevi dünyasını en iyi şekilde inşa eder. Dini ve ahlaki görevi olan diğer sorumluluğu ise onu en mükemmel şekilde yaratan Allah’a karşı olanıdır. Varlık borcunun karşılığı ise kulluktur. Allah’ı bütün kalbiyle ve benliğiyle sevmektir. İman etmek ve gereğini yerine getirmektir. O da her şeyin odağına Yüce Yaratan’ı yerleştirmekle olur. O’na ulaşmanın yolunu yine O bize bildirmiştir. O da dindir. Bize düşen ise inanmak, yaşamak ve gerçek anlamda teslim olmaktır.

İnsan Allah’tan gelmiştir ve yine ona dönecektir. Bu inanç içerisinde olan kişi ona göre hareket eder ve önce kendini sonra kendini yaratanı tanır ve bilir. Bizi büyüten, koruyan, yetiştiren, üzerimizde hakkı olan herkese karşı sorumluluğumuz vardır. İnsanlara karşı davranışlarımız Allah ile ilişkilerimize de yön verir. “İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmez.” Buyuran Peygamber Efendimiz bunu en güzel bir şekilde dile getirmiştir.

Yunus’un dediği gibi “İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsen / Bu nice okumaktır.”