'Seni Hakkıyla Tanıyamadığımız İçin Hakkını Helal Et Allah'ım!...'
Belki tüm insanlığın en büyük hak ihlali, kendilerini yoktan var edip, yediren, içiren, büyüten, hastalandıklarında şifalarını veren rablerini tanıma ihtiyacı hissetmemeleridir... Bundan daha büyük bir cürüm yapılmış mıdır bilmiyorum...
Düşünsenize
yaptığınız bütün alışverişlerinizde ücretinizin ödendiği haberi size veriliyor
ve siz de kimin ödediğini merak etmiyor alışverişlerinize devam ediyorsunuz...
Sanki bütün alışverişlerinin ödemesini yapma zorunluluğu varmış gibi... Bunun
tek bir adı vardır:
“Nankörlük!”
Allah’a
karşı nankör olan bir insan ne yaradılış gayesini düşünür, ne İslam dininin
kurallarını merak eder ne de hak ve hukuklara dikkat eder... Yani nereden
bakarsanız bakın Allah’ı tanımayan bir insan hesap gününde karşılaşacağını da
düşünemez... Ölüm sonrası gerçekleri düşünecek ne vakti vardır ne de merakı...
hayvanlar gibi bir yaşamdır bu..
Oysaki
İnsanın bu hayatta merak etmek zorunda olduğu üç soru var:
1-
Kendisini kim, niçin yarattı?
2-
Kendisini yaratanla nasıl tanışabilir?
3-
Geçici olan bu dünyadan alnı ak olarak nasıl göçebilir?
İşin ilginç
tarafı bu üç soru çok da merak edilmedi... Gerçekten hayret verici bir
durum!... İnsanın hayvanlardan bir farkının olması gerekmez mi? Gerçi hayvanlar
kulluklarını harfiyen yapıyor... Ama iş insana geldiğinde bu dünyadan az
sıyrık- bol mutlulukla nasıl faydalanabileceğinin hesabını yapıyor... Tek bir
hedef var:
“Kimseye
muhtaç olmadan bu dünyadan göçebilmek...”
İnsan neden
şu soruya cevap aramaz?:
“60-90
yıllık bir dünya hayatı mı önemli yoksa sonu cennet ya da cehennemle bitecek
ebedi bir hayat mı?
İnsan neden
geçici bir hayatı önemser?... Ve neden ölüm sonrasını merak etmez?
Ölüm
sonrasını merak eden bir insan sağlam deliller bulduğunda dudaklarından çıkacak
ilk cümle şu olurdu:
“Bu dünya,
ben ve öteki âlemin yaratıcısını acilen tanımam lazım... Çünkü Allahın
diledikleri hidayet bulurken, dilemedikleri ebedi bir cehenneme sevk
ediliyor... Bu işin kilit noktası Allah’ın tanınmasıdır.”
Allah’u Teâlâ
sistemi o kadar güzel kurmuş ki... Sürekli kendisinden bahsedilen, sürekli
kendi adı anılan ve sürekli isim ve sıfatlarının tecellilerine şahit olunacak
bir sistem kurmuştur...
Oysaki
doğduğumuzda kulağımıza okunan ezana baktığımızda dört defa “Allah’u
Ekber!”zikrinin olduğunu görürüz... Yine günde beş defa okunan ezanlar... Her
mahallede en az bir tane Allah’ın anıldığı camii ve mescidler... Her kitapçıda
her boydan Kur’an’ı Kerimler ve onlarca tefsirler... Yine her evde duvarlara
asılan ve çeyiz sandıklarına konulan Kur’an’ı Kerim’lerin varlığı... Allah ismi
ve bu ismi çağrıştıran binlerce malzemelerin varlığına rağmen nasıl olur da bir
insan Allah’ı merak edipte tanımak istemez!
Evet...
Bütün
insanlık tarihinin en büyük hak ihlali kendilerini yaratanla tanışmak
istememeleridir... Tüm insanlığın hemen şimdi Allah’ın huzurun geçip ciddi
manada özür dileyip Allah’ı gereği gibi tanıma sözü vermelidir...